''Derin dalgın gibisin iyi misin?'' dedi Kemal Derin'in düşüncelere dalmış haline bakarken. Yaklaşık 1 saattir ormandaki kayalıkların kenarında dinleniyorlardı, hava kararmıştı. Yaklaşık bir saattirde Derin bu haldeydi.
''O gün beni neden öptüğünü merak ediyorum, sonra hiçbir şey yokmuş gibi davranmıştı.'' dedi gökyüzünü izlerken. Kemal dudaklarını kenetledi, 3 yıl önceki Ufuğun olayını hatırlıyor olmalıydı. O orospu çocuğunun hala yaşıyor olduğunu görmek kanını kaynatmaktan öte götürmüştü lakin 2 yıldır komada olduğu için ne yaşandığını bilmiyordu. Başını o gün yüzüne gelen yumruk ile sıraya çok sert çarpmıştı, hafızası geçici olarak silinmişti.
O günden dolayı Derin hala Kemal'e karşın dehşet bir pişmanlık hissediyordu, çocuk olduğu kişilikten tamamen ayrılmıştı. Gözleri durduk yere bozulmuştu, dişleri 2 yılın ardından şeklini ergenlik zamanında gelişemediği için şeklini bozmuştu bu yüzden diş teli kullanmaya başlamıştı. Eskiden derslerle bile ilgilenmeyip basketbol kulübünde takım kaptanıyken komadan çıktığında önceki sene okul birinciliğiyle başa geçmiş ve okulun inek bilgisayarcılar kulübüne katılarak başkan yardımcısı olmuştu.
Şahsen bu anlatılanların çoğunu Derin dışarıdan gelen bilgilerle öğrenmişti. Göksel sürekli onu ziyaret ediyordu. Derin, babasından tamamen ayrı bir eve çıkarak teyzesinin yanına taşınmıştı. Teyzesi hem kendisine hem de anneannesine bakıyordu. Babası bu duruma ses çıkartmadı, annesi de paltosunu aldığı o günden beridir eve gelmemişti.
Derin gelen suçlamalar ile 1 yıl Esin'in saçma davranışlarına ve şeytanca zorbalıklarına maruz kalmıştı. O günkü yakınlaşma yaşanmadı, öğretmenler tarafından düzenlenen oylama ile okuldan geçici olarak uzaklaştırıldı. Uzaklaştırılmanın sonucuyla teyzesi onu eve aldığında Derin okulunu açığa aldı, alması bile Esin'in peşinden ayrılmasını kesmemişti.
Gece evlerinin önüne gelerek normal sohbet etmeye çalışıp ardından tehditler savurmaya başlardı, bu yüzden Derin geceleri dışarı çıkamazdı. Kumsal'dan da o günden beri mesaj gelmemişti zaten. Bu yüzden ona hiç yazmadı, Derin kendisiyle dalga geçildiğini çok iyi biliyordu.
''Kim öptü?'' dedi Kemal Derin'in cümlesine şaşırarak. İlk Ufuk olduğunu düşünmüştü lakin biraz düşündüğünde Derinin çok sakince ve meraklıca cümle kurduğunu fark etmişti. Cümlesini kurmasıyla Baran ve Göksel'de Derin'e doğru baktı. Derin yutkundu ve gözlerini kapattı, ''Esen.'' dediğinde kulaklarında ki uğuldayışlar ile gözlerini açtı. ''Gözümden arkadaşlar, dudağımdan değil.''
''Deli kaltak.'' Dedi Göksel, Derin açığa geçtiğinden beri ve Esen Derin'in peşine takıldığından beri Göksel her gün Derin'in kaldığı yere gelirdi. Bir kaç kez Esen'e rastladığında çok büyük kavgaları olmuştu, polislerin giriştiği bu kavgada yara bere içinde kalıp alayla çirkefliğine gülen Esen olurdu.
''Neden diye soranınız olmadı hayırdır'' Dedi Baran. Göksel omuz silkti, ''O deliden her şey beklenirde ondan, neden şaşıralım.'' Kemal onaylar şekilde başını salladığında Baran kaşlarını çattı. ''Bu sene yeni nakil oldum okula ama o kızın Derin'e bunları yaşattığını hiç bilmiyordum. Neden bana anlatmadınız?''
''Bazı şeylerin açılmasını istemedikleri için olabilir Barancığım.'' Dedi tanıdık ses, herkes ayağa kalktığında Derin başını kendinden iri olan kayaya yasladı ve ofladı.
Ufuk ise yüzünde geçmeyen yara izi ile Derin'i izliyordu. Göksel Derin'in önüne geçti. ''Ne işin var burada senin, diğer arkadaşların ve o kaltak nerde?''
''Ağzını topla yoksa toplarım.'' dedi Ufuk Göksel'e doğru adımlayarak. Baran Göksel'in önüne geçerek göğsünü kabarttı, ''Geri çekil aslanım.''
Ufuk gülerek elini Baran'ın omzuna koyduğunda Baran, Kendinden uzun çocuğa bakarak gözlerini kıstı, ''Geri çekil demedim mi lan ben sana?'' Ufuk gülerken, bileğinden kavrandığı gibi yere serildi. Göksel şaşkınlıkla onları izliyordu. Etrafın kaynaşması ile Derin yavaşça ayağa kalktı ve Baran'ın yanına koştu, ''Yeter.''
''Lan ne yaptığını görmediniz mi, kızın üzerine yürüdü pezevenk!'' diyerek Ufuğun karnına tekme attı Baran. Kemal ise köşeden onları ürkerek izliyordu, Ufuk Baran'ın bacağından kavradığı gibi yere serdiğinde Kemal hızlıca önüne geçti, ve Derin'in lafını tekrarladı. ''Yeter.''
''Ooo kimler gelmiş.'' dedi Ufuk gülüp yüzünde ki yara işaretini göstererek, ''Arkandaki sürtümsürüğün eseri bak.''
Kemal sinirle burnundan soludu ve Ufuğu göğsünden itti. Gücü kuvveti hala yerinde olduğu için Ufuk sarsılmıştı, tırsar gözlerle Kemal'e baktı. ''Senin yüzünden 1.5 yıldır hapisteyim piç!'' dedi ve Kemal'in üzerine yürüyerek göğüsüne göğsünü yasladı. ''Uzaklaş.'' dedi Kemal, Ufuğun uzaklaşmaması ile Baran Ufuğu omzundan çekti ve Kemal'i yanına aldı.
Derin daha fazla kavganın büyümesini istemediği için Baran'ın önüne geçti. ''Ne istiyorsun Ufuk?''
''Çok şey.'' dedi sırıtarak Ufuk. Derin midesi bulanırcasına onu süzdü ve derin bir nefes aldı, eskisi gibi ondan korkmadığı için bu sefer Derin onun üzerine yürüdü ve göğsünden itti, Ufuk hafif sarsılmıştı. ''Aslını söyle, ne istiyorsun?''
Ufuk ''Esen seninle konuşmak istiyor.'' dedi. Derin tek kaşını kaldırarak Ufuğu tekrardan süzdü, ''Neden?''
''Konuşmanız gereken bir şeyler varmış.'' Burnunda ki yeni akmaya başlayan kanla siktir çekti Ufuk ve hızlıca oradan ayrıldı. Aralarında fısıldaştıkları için ne Göksel ne Baran onları duymuştu. Kemal ise çoktan kayanın dibine oturarak laptopunun başına geçmişti.
''Ne oldu?'' dedi Göksel. Derin omuz silkti, ''Biraz dolaşmam gerekiyor sadece, siz oturun ve notu çözmeye çalışın. Kemal ise bir bilgi edinebilirse ormanın haritasına bakın. Bir şeyler yapın işte.'' diyerek hızlıca oradan ayrıldı Derin.
Kalbi hızlanmış, avuç içleri terlemeye başlamıştı. Esen'le yanyana gelmek bile vücudunu gergince titretiyordu. Bir kaç dakikadır Ufuğun gittiği yerden yürüyordu. Ağacın ardından Esen'in çıkmasıyla derin bir nefes aldı ve etrafına baktı.
''Ne istiyorsun?''
''Fazla cesurlaşmışsın, istediğimde buydu zaten Derin.'' dedi Esen ve gülümsedi. Bu gülümseyiş diğer gülümseyişlerine benzemiyordu. ''Aslında çabucak bilmeni istiyorum ki bu geziyi ben ayarladım.''
Derin Esen'in kurduğu cümleyle şok içinde ona doğru baktı. ''Ve benim neler yapabileceğimi biliyorsun değil mi?''
''Sikeyim seni.''
Esen tekrardan yüzüne bir gülücük yerleştirdi ve Derin'in korkuyla titreyen vücudunun yanına yaklaşarak parmaklarını omzunda sıkılaştırdı. ''Hala pek güçlü değilsin.''
''Bunları neden yapıyorsun?'' Derin dişlerini sıkılaştırdığı gibi yumruklarını da sıkılaştırmıştı. ''Hepsi senin güçlenmen için Derin! Neyi anlamıyorsun!'' Esen'in sesi olduğundan daha cılız ve sesli çıkmıştı. Derin anlamadığı gösterircesine anlamsız bakışlarını Esen'in yüzüne dikti ve üzerine yürüdü. ''Beni rahat bırak artık!''
''Bırakamıyorum.'' Az önceki pis dolu sırıtışının ardından gözlerinden damlalar dökülen Esen ile Derin şok oldu. Şaşkınlıkla ona doğru baktı, yanına yaklaşmak istedi ve içini anlamsız bir acı sardı. Esen karşısında ona bakarak donukça ağlıyordu, bu da mı roldü?
''Hasta mısın sen?'' dedi, kurabildiği tek cümle bu oldu Derin'in. Esen gülümsedi ve gözlerindeki yaşları sildi. ''Ve şimdi onlar..''
Derin gözlerini kısarak Esen'e yaklaştı, ''Ve hepimiz?''
Esen, yere eğdiği başını kaldırıp az önce ki acı dolu yüzü yerine kahkahaları sığdırdı. Gözleri kan çanağı olmuşken gülüyordu. ''ölecekler.'

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love Palette// GXG
ActionCinayet-Aksiyon ''Sana zarar veren herkesi öldüreceğim Derin." Katilimin kanıyla süslenen resim paletinde tek bildiğim beni kurtarmak isteyen iki çift eliydi. Ölürken bile onun kurtarışlarında bir başroldüm.