6 -Derin'den-

45 10 0
                                    


''Ne dedin?''

''Ölecekler dedim.'' Korku dolu gözlerle Esen'e bakıyordum, inanamadım. Söylediği her şeyi yapan bir tipti, ama neden şimdi gerçek bile olmayacak bir şey söylüyordu? 

''Dalga geçme benimle Esen, hiç hoş değil.''

''Dalga geçmiyorum Derin, okula neden geldim sanıyorsun?'' Bir adım geri attım, Esen üzerime doğru gelmeye başlamıştı. Gözlerinden akan yaşlar kahkahasını durdurmuyordu, korkudan titreyen ellerim daha yeni dinen yağmurun tekrardan sağanaklaşmasıyla üşümüştü. 

Esen ise bunu anlarmış gibi elimi tuttu ve dudaklarına götürerek öptü, tekrar koyulaşmış kahve irislerini bana dikti. ''Yağmur başladığı gibi üşürsün ama çokta seversin.''

Elimi bir hışımla ellerinden kurtardım, dudaklarının değdiği yeri üzerime sildim. Elim kızardığında ona doğru baktım, donuk bakıyordu. Bir kaç saniye aynı pozisyonda kalıp tekrardan eski haline dönmüş, yüzüne düşen saçını kulağının arkasına sıkıştırmıştı. ''Beni korkutmaya çalıştın değil mi?'' dedim bir umutla.

''Hayır hepsi ölecek.'' Çok ciddiydi.

''Neden böyle söylüyorsun.'' Korkudan sesim cılız çıkmıştı, Esen'e karşı apayrı bir gerginliğim vardı. Tekrardan bana yaklaştı ve gözlerimin içine donukça bakmaya başladı. ''Derin.''

''Ne?'' 

''Çünkü sana güçlü olmayı öğreteceğim.''

''Senin şu zırvalığın...'' Onun aksine şimdi benim gözlerimden yaşlar akıyordu, o rolüyle yaptığı ve 3 yıldır beni kandırdığı zorbalıklarının şeytanlığı gözlerindeki parıltıların ardında gizliydi. 

''Beni tanımıyorsun, seni tanımıyorum. Birden bire başıma üşüştün ve yıllardır neden bana bunu yapıyorsun dediğimde çünkü sana güçlü olmayı öğreteceğim dedin. O gün beni öptüğünde de aynı şeyi söyledin!''

''Seni mi öptüm?'' dedi Eslem, yüzündeki şaşkınlıkla oluşturduğu rol kriz geçirmem için yeterli bir sebepti. Sesimi yükselttim, ellerim artık sinirden titriyordu ama Esen'in yüzündeki şaşkınlık asla kaybolmuyordu. ''Bipolar mısın sen!''

''Seni mi öptüm?'' diyerek tekrarladı, boğazımdaki nefes bile artık sinirim ile ritmik olarak hareket ediyordu. ''O gün yangın merdiveninde gözümü öptün.'' Esen'in gözleri şaşkınlıkla büyümüştü, ''Ufuğu sen itmedin mi?''

''Ne sikim saçmalıyorsun kaltak!'' dedim ve onu göğsünden ittim, boş anına denk gelmişti ki güçlüce savrulmuş ve sırtını ağaca vurmuştu. Lakin bu umurumda bile değildi.

Tekrar yüzüne bana çevirdi, ''Ama Derin, o gün okuldan atıldın ya.'' sesinde ki ciddiyete karışmış şaşkınlık nefes almamı engelliyordu. ''Sen gerçekten hastasın.'' Arkamı dönerek dakikalarca yürüdüğüm yola doğru yöneldim, Esen'in arkamdan gelmemesini umuyordum. 

Lakin omzumda hissettiğim el ile durdum ve ona doğru döndüm. Şaşkınca gözleri hala yerindeydi, yüzüne yaklaştım. ''Rol yapmayı kes artık.'' 

''Derin lütfen bana bir cevap ver, seni gerçekten öptüm mü?'' gözlerinde ki şaşkınlığa karışmış o parıltı yoktu, artık bende şaşkındım. Ona doğru döndüm ve yakasını sıktım, işaret parmağımı göğsüne bastırdım. ''Sen. Bir. Pisliksin.'' dedim ve hızlıca oradan ayrıldım. 

Yüzündeki o şaşkınlık ifadesi içimi yiyordu, gerçekten Esen hasta olabilir miydi? Hiçbir şeyi hatırlamıyor gibiydi. Ya da yine ona mı kanacaktım.

 Ölüm... Ölüm. Evet bundan bahsetmişti, hızlıca arkamı döndüm ama Esen ortalıkta yoktu. Nefes alıp verişime gerginliklerim karıştı, Avuç içlerim soğudu. Ölüm demişti, neden arkadaşlarımı öldüreceğini söylemişti? 

Düşüncelerim içimi yerken sonunda bizimkilerin olduğu yere ulaştım. Üstüm başım su içindeydi, üşüdüğümü bir ateşin etrafında toplandıklarında ve o ateşin çıplak tenime vurmasıyla anladım. Göksel yanıma koştu, endişelenmemesini söyledim lakin tüm gece aklım Esen'in söylediklerindeydi.

En son hepimiz başından beridir durduğumuz kayanın yanında uyuyakalmıştık....

Love Palette//  GXGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin