Çığlıklar ve ardından gelen bağrışmalar ile hızlıca doğruldum ve Cenk'i kaldırarak geldiğimiz duvarın ardına doğru koştum.
Cenk ardımda nefes nefese kalmıştı, oldukça yüksek çıkan ve tam yanımızda gerçekleşen cinayetteki silah sesleri hala kulağını çınlatıyor olmalıydı. Gözlerimle etrafı iyice süzdüm, ağaçların ardındaki yerde çıkış yolu var gibiydi ama az önceki silah seslerinin çıktığı yerdeki bir kız oraya doğru yalın ayak koşmaya başlamıştı. Hızlıca Cenk ile beraber onu takip etmeye başladık. Korku ile titreyen vücutlarımız bazen birbirimize çarpışmamıza sebep oluyordu. Kız ile aramızda az bir mesafe kaldığında Cenk beni aniden durdurdu. ''Bekle.''
Kenardaki taş duvarın altına beni çekti, eğilerek kızı izlemeye başladık. Yanına siyah maskeli bir adam gelmişti, karşı çıkmak için atılacaktım ki Cenk beni tuttu ve geri çekti. O anda gelen silah sesiyle gözlerim doldu.
''Sikeyim...'' dedi Cenk, ''Kızın kafası...'' dedi kekeleyerek. Bakmak bile istemediğim için ellerimi kulaklarımdan çekmedim. Cenk'in yüzünde dehşet olurcasına bir ifade vardı, vücudu geri yere yığılmıştı. Onu kolundan tutarak kaldırdım ve adamın gitmesiyle ormandaki alana doğru koşmaya başladım.
Cenk hala kekeleyerek küfür ediyordu, ''sikeyim, sikeyim sikeyim...''
Bir kaç dakika sonra nefes nefese kalmaktan kalbimiz ağrıdığı için boş bir ormanın içinde kendimizi bulmuştuk. Ben sorun değildim, Esen sanırım beni öldürtmezdi. Beni öldürtmeyeceğini söylemişti ama Cenk, onu her an vurabilirlerdi bu yüzden kaçıyordum. Kemal'in bir şeyler bildiğini söylemesi bile beni tedirgin etmişti, baştan beri gezinin bir plan olabileceğini söylüyordu. Şimdi ise belki o da ölmüştü.
Baran ile Göksel aklıma geldiğinde kafayı yiyecek gibi hissetmiştim. Bir gündür buradaydık, Belki bazı aileler merak ederek peşimizden gelmeye başlayabilirlerdi. Teyzem ve Anneannem endişelenmiş olmalılardı.
Şu durumda düşündüğüm saçma sapan şeylere karşın gözlerimi yumdum ve derin bir nefes aldım, Cenk yanımda sessizce kriz geçiriyordu. Omuzlarından tutarak hafifçe onu sarstım. ''Cenk kendine gel.''
''Derin görmedin mi?'' dedi tekrardan kekeleyerek, gözleri kan çanağı olmuştu. ''Kızın kafası.''
''Cenk eğer buna takılı kalırsak ve ilerlemezsek bizimde başımıza aynı şey gelecek.'' dedim. Kurduğum bu cümleye ben bile şaşkın kalmıştım, Cenk acırcasına bana bakıyordu. ''Senin suçun ve ben seni kurtardım.''
''O kızın ölmesi benim suçum mu?'' dedim. Sesim ciddiyetini kuruyordu, Esen'e dönüşmekten korkuyordum. Bir kaç saniye sonra dolu gözlerimi sildim, ''Sikeyim bilmiyorum Cenk bunların olmasını ben istemedim!''
Cenk bir kaç dakika sessiz kaldığında sessizce gökyüzünü izlemeye başladım, hava yeterince aydınlanmıştı. Gökyüzünde gördüğüm bulutların arasına aniden karışan yüzle gözlerim şaşkınlıkla açıldı, hızlıca ayağa kalktım ve Cenk'e baktım. ''Git.'' sadece fısıldayabilmiştim.
Esen karşımdaydı, adım seslerini bile duymamıştım. Yanında kimse yoktu ama parmaklarından kan akıyordu, ''Esen.'' dedim fısıldayarak, fısıldamayı istemiyordum çünkü o Cenk'i öldürtebilirdi. Doğru ya ölüm, nasıl bu kadar basitçe alışmıştım insanların ölümünü görmeye?
Esen yaklaştı ve kan dolu parmaklarını yanağıma sürttü. ''Derin, bu kimin kanı biliyor musun?'' Parmaklarının dolandığı her hücremde acı hissedercesine donukça kaldım. Bedenime iğneler değil derincesine dikenler saplanıyor gibiydi.
''Sakın.'' dedim dolu gözlerimle. ''Sakın yapmış olma.'' Dişlerimi sıktım, Esen yanımda ki Cenk'e bakarak sırıtmıştı. Cenk ise hızlıca ayağa kalktı. Ona doğru bakarak titredim, ''Lütfen git.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love Palette// GXG
AcciónCinayet-Aksiyon ''Sana zarar veren herkesi öldüreceğim Derin." Katilimin kanıyla süslenen resim paletinde tek bildiğim beni kurtarmak isteyen iki çift eliydi. Ölürken bile onun kurtarışlarında bir başroldüm.