5.Bölüm

483 39 10
                                    

  Önceki bölümle bunun arasında baya okunma farkı var okumadan geçmeyin😊😊

Yaklaşık 15 dk da evime gelmiştik. Ve anahtarımın olmadığı o an aklıma geldi.
  "Ha durun bi saniye. Benim anahtarım kayıp. Oraya da o yüzd-"
  "Felix kapıyı aç."
   Hyunjin soğuk bir sesle Felix'e seslendi.
  "Açıyorum."
  "Anahtarımın sizde ne işi var??!"
  "Sence?"
  "O kadar aptalsın ki anahtarı asansörde düşürmüşsün." dedi Hyunjin. Ahh tamam sinirlenmeyeceğim sinirlenmeyeceğim . Zor da olsa hislerime söz geçirdikten sonra seslendim;
  "İyi madem aç da içeri girelim."
  "Beyler bu kız hâlâ bizden korkuyor benden demesi." Hadi amaa. Ne saçmalıyodu yine bu Changbin?
  "Saçmalamanız bittiyse eğer salona geçin. Ben geliyorum."dedikten sonra yatak odama geçtim. Bir an önce üzerimi değiştirip yanlarına gidecektim ki yatağımın üstünde bir kağıt farkettim.'Burada ders çalıştığımı hatırlamıyorum...'
dedim kendi kendime. Ve kağıdı elime aldım. Buruşturup atıcaktım ki gözüm ismimin yazılı olduğu  bir satıra kaydı. Hemen okumaya başladım.
  'Kendine fazla güveniyorsun Suzy. Gece gece okul kameralarını izlemen hiç hoş değil. Ha, bu arada eserlerini beğendin mi? Hani şu evine getirdikleriniz.Yoksa onlar için üzüldün mü? Hadi ama senin sebep olduğun bir şey için üzülmen biraz tuhaf olur değil mi? Bir gün söz veriyorum ziyaretine geleceğim.Kendine  lütfen dikkat et. Ama şunu unutma. Yeterince acı çektikten sonra onların yerine seni koyacağım kıskanma olur mu?
İmza:Hayatını mahvedecek olan kiși'
Ellerim benden izinsiz titriyor, bacaklarım beni taşımamakta ısrar ediyordu. Yatağın ucuna oturdum.Kağıtta yazanları idrak edebilmek için defalarca okudum. Kimdi bu? Benden ne istiyordu? Hayatımı şöyle bir gözden geçirdim. Şimdiye kadar böyle bir karşılık alacak hiçbir şey yapmamıştım. Evet belki bazılarını herkesin içinde küçük düşürmüştüm. Çoğu insanı kırmış da olabilirim. Ama hiçbiri böyle bir karşılık alınacak şeyler değildi. Aklıma salondakiler geldi. Henüz olayın şokunu atlatamamış bir şekilde aynanın karşısına geçtim. Tenimin sarardığını ben bile farkedebilirken içerdekilerin farketmemesi mümkün değildi. Makyaj malzememin olmamasına lanet okuyarak lavaboya ilerledim. Yüzümü güzelce yıkayıp kendimi tokatladıktan sonra salona doğru yol aldım. İçeri girdiğimde dikkatler bana çevrildi. İçimden yüzümün iyi görünmesi için dualar ediyordum. Ama sanırım şansım yine yaver gitmemişti.
  "İyi misin betin benzin atmış?" dedi Bangchan.
İçimden bir küfür savurdum. Hass...
  "E-evet iyiyim. Bir şey yok." İnanmamıșlardı.
  "Yalan söylemeyi beceremiyorsun benden demesi. Ne olduysa adamakıllı söyle işte."
  "Bir şey yok dedim ya!"
  "İyi tamam,boșverin hyung."dedi Jeongin. O diğerlerinden daha masum görünüyordu.
  Sonra ayağa kaltım ve mutfağa doğru ilerlemeye başladım. Seungmin:
" Nereye?"
"Bir şeyler getireyim de yiyelim. Sizi bilmem ama ben açım."
dedikten sonra mutfağa gittim. Kahretsin ki ben yine markete gitmeyi unutmuştum. Noodle falan var mı diye baktım ama yoktu. Ben de kurabiye götürmeye karar verdim. 9 bardağa meyve suyunu doldurdum. Bir yandan da dalgın dalgın șarkı mırıldanıyordum. Hızla ilerliyodum ki Jisung'a çarptım ve bardakların hepsi yere düştü.
  "Önüne baksana kızım!"
  "Aptal mısın? Burada ne işin var ve asıl sen önüne bak. Offf herşey yerlebir oldu."
"Niye arkandan boğa kovalıyormuş gibi hızlı gidiyorsun? Öyle gidersen çarparsın tabii."
  "Neyse boșver.Ne vardı?"
  "Lavaboyu soracaktım."
  "Yatak odasına gir bir kapı var oradan gir orası."
  "Teșekkürler."dediğinde aklıma özel eşyalarımı kaldırmadığım geldi. Hepsi öylece ortadaydı.

"Bekle bekle!!" Jisung ardına döndü ve soran gözlerle bana baktı.
  "Birazdan girersin. Sen şunları topla ben de banyoyu toplayayım."
  Eğilirken Jisung'un kıkırdayarak 'Șașkın șey' dediğini duydum ve gözlerimi devirdim.
Banyoya girdim ve eşyalarımı topladım. Çıkarken bir şey farkettim. Bir bıçak. Bu ne zamandan beri banyomdaydı? Kahretsin. Evime biri gitmişti ve bu kişi hem banyoma bıçak koymuş, hem de bana not bırakmıştı. Her kimse evime nasıl girmişti? Ya tekrar gelirse? Ya hırsızsa?Ya beni öldürürse? Ben böyle düşünürken kapı çalınca yerimde zıpladım.
  "Suzy işin bitti mi? Biraz hızlı olsan diyorum. Aksi taktirde altıma yapacağım!"
  "Ne- yani evet işim bitti çıkıyorum."
  Elimdeki bıçağı ne yapacaktım? Hızla arkama bıçağı saklayıp çıkıyordum ki,
  "Umrumda olduğundan değil ama hakikaten iyi misin? Yüzün sapsarı olmuş yine." dedi.
  Pekala. Anlaşılan içimde yaşadığım duyguları dışarı gayet iyi vurabiliyordum.
  Jisung:
  "Eee çıkmayacak mısın?"
  "Efendim?"
  "Çıkmayacak mısın diyorum. Hani tuvalet ya orası."
  "Ha doğru pardon. Çıkıyorum." Ben çıkarken bıçağı görmüș olacak ki,
  "Bi dakika o elindeki ne?" diye sordu.
  Tanrım bir kere de şans yüzünme gülse nolurdu sanki?

Oh My Dear Lover (HyunjinxReader) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin