11.Bölüm(Final)

490 24 42
                                    

  Lütfen burayı okumadan önce önceki bölümü okuduğunuza emin olunn

  İçeri girdiğimizde yine benzer bir manzarayla karșılaștık. Felix'in ağzı az kalsın yırtılacaktı. Hâlâ kenetli olan ellerimizi görünce kalbini tutarak Changbin'in üstüne yığıldı.

"Siz beni öldürmek istiyorsunuz anladım ben!! Benimle ne alıp veremiyorsunuz!??"

"Seninle görülecek hesabım var benim!" dedim ve gülerek üstüne yürüdüm. Fakat iki adımdan ileri gidememiștim,Hyunjin elimi bırakmıyordu.
***
Yeji'nin de Felix'ten kalır yanı yoktu. Üçümüz Yeji'nin yatağında oturmuş dedikodu ediyorduk.(off müq ortam)
"Yanii, siz șimdi çıkıyor musunuz?"

"Eee, sanırım evet. Ve size bir șey sormak istiyorum. Neden beni görünce hepiniz salya sümük ağlıyorsunuz?"
Bu soruma ikisi de șașırmıștı. Belli etmeseler de gözlerinden bunun sebebinin iyi bir șey olmadığı belliydi.

Felix:
"Ne olsun ki? Sen öyle bayılınca herkes çok üzüldü. Sana bir șey olacak diye dört dönüyoruz."

Ah Tanrım, buna gerçekten inanacağımı mı düșünüyorlardı?
Tabi ki hayır. Fakat ifademi koruyarak bașımı salladım. Bu ișin peșini bırakmayacaktım. Ölmeyecektim ya sonuçta?
🌃🌃🌃
"Bir șey anlatmadınız ya?"

"Yok hyung merak etme."

"Öğrenirse çok kötü olur. Yemeklerine ilacı koyuyorum ama ișe yarayıp yaramadığı belli değil. Doktora görünmesi gerek."

"Off, ne yapacağız șimdi? Tam herșey halloldu derken bir de bu..."

Chan Felix'i sorguya çekmiști. Șimdi de bir çözüm yolu arıyorlardı. Suzy'ye bir șey belli etmemek için ilaçları yemeklerinin içine koymayı akıl etmișlerdi.

Bugün ayrı bir burukluk vardı üstlerinde. Anlașılan Suzy'nin durumu kötüye gidiyordu. Öğlen ağzından kan gelmeye bașlamıștı. Doktor da 'fazla zamanı kalmamış maalesef, çok geç kalmıșsınız' ve her ihtimale karşı hazırlıklı olmalarını söylemiști.

Artık hayatlarından birinin çıkıp durmasına alıșmıșlardı. Tepki bile vermiyorlar desek doğru olurdu. Hyunjin bile ağlamayı bırakmıștı.
Suzy'nin yanındayken herkes gülse bile içleri kan ağlıyordu.
🌃🌃🌃
Yine Suzy için endișelenerek geçirdikleri bir gündü. Son 1 aydır Suzy Yeji ile kalıyordu. Diğerleri ise kendi evlerine dönmüșlerdi. Hergün gelip gidiyorlardı. O akșam da orada kalacaklardı. Akșam ulusal kanalda güzel bir film vardı. İzlerken yayın son dakika haberleriyle kesildi. Dikkat kesilip izlemeye koyuldular.
"Busan kentindeki hapishanede(uyduruyom takmayın) isyan çıktı. Olay yerine pek çok polis ekibi sevk edildi. Bazı tutuklular kaçmaya çalışırken yakalandı, yaklaşık 250 kadar tutuklu ise çoktan kayıplara karıştı. Aralarında maalesef birkaç ay önce yakalanan Jung Daewoon da var..."

Seungmin:
"Bunlar nasıl polis böyle!? Bu hapishanenin üst düzey güvenlikli olduğunu sanıyordum!"

Changbin:
"Ah, hepsi aynı șey."
Suzy'nin gözleri kocaman olmuștu. Korktuğu her halinden belliydi.
"Ya yine beni öldürmeye çalışırsa..? Ne yapacağız?"
İște buna verecek cevapları yoktu.
~~~
Suzy adeta diken üstünde yașıyordu. Geceleri korkusundan uyuyamıyordu. Burnu da daha sık kanamaya bașlamıștı. Ayrıca ağzından da kan gelmiști birkaç kere. Ama hiçbirini diğerlerine söylemiyordu...
O gün Hyunjin'le yemeğe çıkacaktı. Kızara bozara kabul etmiști. Üstünde Jeongin'le seçtiği sade kıyafet vardı.

Oh My Dear Lover (HyunjinxReader) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin