ÇAĞTAY 2. BÖLÜM

28 5 0
                                    

"33" dedi Bulut kutudan çektiği taşa bakarak. Asya tüm hırsıyla önündeki kağıttaki rakamları incelemeye başladı. Buğlem ise hepimize çapkınca bir bakış atarak, taşı Bulut'un elinden kaptığı gibi kağıdının üzerine yerleştirdi.

"Tombala!" dedi kollarını iki yana açarak. "Şimdi zırlayabilirsiniz." Bir süre düşündü ardından "Dondurmam çilekli, kakaolu ve muzlu olsun." diye ekledi.

Somurtarak yarısından çoğu boş olan kağıdıma baktım. Fazla şanssızdım bu oyun konusunda.

Bulut kollarını göğsünde birleştirdiğinde "Isterseniz annemden kurabiye ve süt isteyeyim." dedi. Asya sanki hep bu anı bekliyormuş gibi hızla kafasını salladı. "Ben de bu soruyu bekliyordum!"

Bulut odadan çıktığında ben de masayı boşaltmak için tombala oyununu kutusuna koydum. "Çağtay."
Asya'nın mırıldanarak konuşmasıyla başımı ona çevirdim. "Efendim."

Bana uzattığı telefonunu elime aldım. "Bana doğum gününde bunu alır mısın?" Gülümseyerek kafamı iki yana salladım. "Doğum günlerinde hediyeler sürpriz olur, canım. Sen karar vermezsin." Ona dil çıkardığımda telefonunu elimden hızlı alıp Buğlem'e döndü. "Canım, güzel Buğlem'im." dediğinde Buğlem hızla kafasını olumsuz anlamda salladı. "Olmaz doğum gününde alacağım hediyeyi kendim seçececeğim."

Telefonunu kapatıp surat astı. "Siz de hep böyle yapıyorsunuz. Ne var yani erken doğum günü hediyesi alsam." Bir an duraksadı ve yüzünü ekşitti. "Ama rica ederim kırtasiye ürünü içeren hiç bir şey almayın."

Bulut elindeki tepsiyle içeri girdiğinde, Asya ona da telefonunu gösterecek gibi oldu ama tepsideki kurabiyeler daha çok ilgisini çekince vazgeçti.

Tepsiyi masaya bıraktığı an, Asya hızla bir kurabiye ve sütü alıp Bulut'un yatağına kuruldu. "Yavaş ye Asya. Boğulacaksın." dedim onun bu hâline gülerek. Asya hiç oralı olmadan kurebiyesinden büyük bir ısırık daha aldı.

Ben de bir kurabiye ve süt alarak, Buğlem'in yanına kuruldum. Yerde peteğin önünde oturuyorduk. Bulut ise ters ters yatağına yayılmış Asya'ya bakıp sandalyede oturmaya devam etti. Bulut çocukken de paylaşımcı olmayı sevmiyordu.

Çikolata parçacıklı kurabiyeden bir ısırık aldığımda benim için fazla şekerli olduğunu anladım. Ama yinede hepsini tek lokmada ağzıma tıkıp peşinden sütümü içtim.

Buğlem de sütünü bitirdiğinde ikimizin bardağını masaya koyup, Asya'nın yanına oturmaya çalıştı. "Buğlem çık ben oturuyorum!" Asya bir taraftan söylenirken bir taraftan da Buğlem'i ittirmeye çalışıyordu. "Azıcık kaysan bir şey olmaz! Hem düzgünce otursan yayılmasan, bizde yere oturmak yerine buraya oturabiliriz!" Asya tüm inatlığıyla başını iki yana salladı. "Olmaz çık!" derken bir anda Asya'nın elindeki süt Bulut'un yatağına döküldü.

Bulut bir anda ayağa kalktı. "En sevdiğim yatak örtümdü bu" diye inledi. Buğlem gülerken, Asya göz devirdi. "En sevdiğim yatak örtün cidden bu mu?" dedi alay dolu bir sesle.

Bulut kafasını salladı. Mickey Mouse'lu yatak örtüsüne baktım. Sütün dökülmesiyle bir kısmı ıslanmıştı ve Bulut'un dalga geçtiği her halükârda anlaşılıyordu.

"Kanka Mickey Mouse hayranı olduğunu bilseydim evdeki pijama takımımı sana getirirdim." Buğlem kahkaha attığı sırada içeri Sevda abla girdi.

"Ne oldu?" diye sordu Asya'nın yüzüne bakarak. Asya hızla ayağa kalkıp Sevda ablaya sarıldı. "Bulut çarşafına süt döktüm diye bana kızmaya hazırlanıyordu!" Aslında tam öyle sayılmazdı ama Asya işte olayları nasıl yorumlarsa. Sevda abla gülümseyerek çarşafı çıkardı.

Aynı Gökyüzünün AltındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin