KAYLA 11. BÖLÜM

1 1 0
                                    

Bazı zamanlar vardır. Hiç yaşamak istemediğin, neden oldu diye düşündüğün, şokunu atlatamadığın. İşte tam o anı yaşıyordum. Belki artık evimin nerede olduğunu ve nasıl gideceğimi biliyordum. Ancak bunlar bile beni mutlu etmiyordu. Güçlerim vardı ama ne olduklarını bile bilmiyordum. Bilseydim onu kurtarabilir miydim?

Korkuyordum, gözümden akan yaşlar durmuyordu. Yağmur durmuş olsada esen rüzgar yerini aratmıyordu.

Efkan eliyle sırtıma vurdu. Gülümsemeye çalıştım. "Hadi ama kendine gel Kayla, böyle ağlamamalısın." dedi. Aklıma bileklik ile konuştuğu kız geldi. Kız Çağtay dan bahsetmişti. Onunla olmalıydı.

"Ben Çağtay'a ne diyeceğim?" dedim gözlerimden akan yaşlar eşliğinde. "Hepsi benim yüzümden oldu, belki onlarla hiç karşılaşmamış olsaydım bu durumda olmayacaklardır." Efkan ifadesiz yüzüyle bana baktı.

"Bak Kayla, ben teselli etmekten falan anlama ama kendini suçlaman saçma," dedi. "Ona dışarı çıkmanızı sen mi söylemiştin?" Kafamı iki yana salladım. "O zaman niye zırlayıp duruyorsun! Selgan Birliği zaten bugün bunu yapacaktı."

"Yine de suçlu hissediyorum." dedim. Efkan dudaklarını büzerek ellerini kafasının arkasına aldı. Bu sırada Coco'yu görünce kaşlarımı merakla çattim. Efkan kolunu uzattı ve Coco'ya baktı. "N'oldu?"

"Selgan Birliği geri çekildi." Kaşlarımı çattım. "Selgamalılar geliyor.panzehir üretilmiş, panzehir üretilmiş. Gidin Selgama'ya!"

"Ne panzehiri?" diye sordum. "Donan insanlar için, donan!" Bir anda gözlerim büyüdü. "Yani Bulut iyileşecek mi?" Efkan başını salladı.

Coco giderken "B12 de buluşun!" dediğinde Efkan'a baktım. "Ece ve Mina ile buluşmak için bir kod. Bileklikle konuma ulaşabilirim ama zaten yerini biliyorum bu yüzden uğraşmaya gerek yok."

Aklıma takılan soru ile yeniden bakışlarım Efkan'a döndü. "Benim gücüm ne?" Efkan düşünür gibi elini çenesine götürdü. "Nasıl söylenir emin değilim ama sen çoğu güce sahipsin." duraksadı.

"Karışık bir gücün var. İkizin sadece mor kalkana sahipken sende herkesin isteyeceği çoğu güç var. Ama sınırlı bir şekilde kullanabiliyorsun." Şaşıran yüzüne baktım. İkizimi de tanıyordu. "Ama güçlerin hakkında sadece bunları biliyorum çünkü bize hava atmak için kullanıyorsun, belli başlı şeyler haricinde anlatmadın bize." diyerek homurdandı. "Akıl okuyabiliyorum ama sende pek işe yaramıyor."

Efkan kahkaha attı. "Denedin yani, ya da söyleyiş tarzından bana ima yaptığını mı düşünmeliyim?" Göz devirdim. "Evet denedim tabikide." Gülmeyi nihayet bitirdiğinde konuşmaya devam etti. "Onun adı akıl değil Zihin okumak." dedi bilmişçe. "Selgamada ki sınıfımızda birinin ailesinden ona aktarılan kalıtsal gücü Zihin okuma olduğu için sen sadece insanların zihnini okuyabiliyorsun." Kaşlarımı çattım "Sen ins-" Sözümü sertçe kesti.

"Biz Selgamalıyız." Sonra fazla sert çıkıştığını fark edince göz devirdi. "Yani ben melezim ama Selgamada insanlardan bahsetme." Sorgulamadan kafamı salladım.

Bir süre yürüdükten sonra bir tezgahın önünde durduk. Etrafıma bakıldığımda bu ıssız yerde neden tezgah olduğuna anlam verememiştim.

"Ah şimdi değil. " dedi Efkan adamın kolunu tutarak. Bu karanlıkla adamın gözlerine taktığı Güneş gözlüğü gözlerini gizliyordu. "Daha gelecekler var." Adam elinde tuttuğu şeyi tezgaha bıraktı oldukça garip bir görüntüsü vardı. "Bu adam kim?" dedim. "Sus kız üzeceksin adamı!" dedi Efkan hızla ağzımı kapatarak. Bu sırada adam gözlüklerini aşağı indirdi.

"Aşkolsun Kayla ya! Beni nasıl unutursun?" Adam dudaklarını büzmüş üzgün suratıyla bana bakıyordu. "Ya ne üzülüyorsun hemen." dedi Efkan onun ses tonunu taklit ederek. "Dünyaya yine izinsiz geldiği için hafızası silindi bir süreliğine."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 11 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Aynı Gökyüzünün AltındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin