Uzundan da uzun bir ara verdim bölüm için farkındayım. Açıkçası şu aralar yazmaya pek kendimi veremediğimi düşünüyorum. Umarım azar azar da olsa bölümleri yazıp yayımlayabileceğim. Sizlerde bölüm beklemekten fazla sıkılmamışsınızdır diye umut etmek istiyorum.
Nasılsınız?
Keyifle okumaya devam edeceğiniz bir bölüm bırakmak istiyorum.
Görüşmek üzere!
Lütfen oy verip yorum bırakmayı unutmayın!
Fikirleriniz, düşünceleriniz benim için önemli.
Sizi seviyorum! ♥️
"OTORİTE HASEFE KADIN!"İçin için ağlıyordu Ala biçare kalakalmıştı. Dahası kardeşini de üzeceğini, kendisini sorumlu kılacağını düşündüğünden tek kelime edemiyordu. Annelerinin tepki verdiği o ilk an o güzel gözlerinin önünden gitmiyordu Ala'nın. Peki ne olacaktı bundan sonra? Ah! Daha önce bu narin canı belki de hiç bu denli yanmamıştı. Bildiği tek şey anasının öfkesinden korktuğuydu genç kızın. Yutkundu ve Akça'nın yanağına akan yaşları silmeye çalıştı. "Ağlama kardeşcağzım! Başa gelen çekilir."
Evet, tam olarak böyle düşünüyordu. Gerçekten de başa gelen çekilirdi bundan bir adım daha ötesi ne yazık ki yoktu. Denecek sözler burada bitiyordu işte. "Biz sevdiğimize kavuşacağız Ala peki ya sen ne olacaksın ha? Anam bizi değil, seni yaktı kavurdu. Neyini kabul etcez biz bunun?"
Dudaklarını büküp omuz silkti Ala, umursamaz görünmeye çalışıyordu ardından dudaklarını ıslatıp konuşmaya başladı. "Sende Akça... Bilmezmiş gibi! Beni bu halimle Pabuççu Tayyar'dan başka kim ister sanki?"
Kendisini cidden bu kadar acınası bir halde hissediyordu. Bala anında karşı çıktı buna. "Saçma saçma konuşma kardeşcağzım! Memet bal gibi de isteyri seni amma-"
Alaycı bir gülümseme oluştu Ala'nın yüzünde. Bu nedense ona çok uzak geliyordu. "Pabuççu Tayyar iyi adam demi? Anam öyle olmasa yeltenmez bu işe."
Bala'yı duymamıştı bile sanki. Aklında hala anasının sert sert konuşup karar verdiği an dönüp duruyordu.
"Ağlamayasın Akça, anam gürledi falan ama... Nasıl olsa Yusuf gelip seni isteyecek." Yatağa yüzüstü uzanmış saatlerdir ağlayan kız kardeşinin saçlarını okşuyordu Bala. Ala ise bir yandan ona "ben demiştim size" dercesine bakışlar atarken diğer yandan kız kardeşinin haline üzülüyordu.
"Anamla konuşayım isterseniz." Dedi daha sonra dayanamayarak. Hasefe Hanım bir tek ona fazla sinirlenmezdi.
"Konuşmaya kalkma şimdi seni de yakar siniriyle o.",
"En azından şansımızı deneycez be. Bu arada sen dedin demi Ahmet gelmeycek gece?" Yeni bir tehlikeyle daha karşılaşmayı göze alabilecek halde değillerdi şimdi. Anneleri ya da babaları birde Ahmet ve Bala'yı yakalarsa işler iyice birbirine girerdi. Akça'yı zaten ayağının altına almıştı Hasefe Hanım. Odanın tahta kapısı ansızın açıldığında üçününde gözleri o tarafa kaydı. Gelen burnundan soluyan anneleriydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alaca Göz
RomanceAla, adı gibi gözlere sahip olan kız! Alaca gözleriyle bir bakanı bir daha kendine baktıran ancak kadersiz kız. Yuvasının ilk yavrusu, ilk acısı... Dert onu daha altı aylıkken esir almış ve sonrasında ise olaylar arkası sıra gelmişti! 1900'lü yıllar...