B27

26 5 9
                                    

Asiri basim agriyo bi de ustune keyifsizim. Ama bolum yazmak rahatlatiyo. Ne zaman kotu hissetsem aklima Matteo geliyo ve yine asik oluyorum zalimin ogluna. Bu arada Add'e fena duygular besliyorum bu bolum tekrar tekrar asik oldum ikisinede.

Matteo ne yaptiysa dogrudur arkasindayim hocam.

Bolum benden size gelsin o zaman :)
KafamSizdenDahaGuzel
@azra_arsln

03/01/23

Çaresizlik ne demekti tam anlatamazdım ama şu an dibine kadar yaşıyordum. Matteoya 12 aralıktan beri ulaşamıyordum. Aramızdaki bir şeylerin yavaş yavaş çözüldüğünü hissetmiştim ama o şeyler daha da büyümüştü. 1 ay 23 gün 42 dakika ve 23. saniyedeydik. Hatta 24, 25, 26, 27...

Saniyeler akıp gidiyordu ama ben Matteonun nerede olduğunu, nasıl olduğunu bilmiyordum. Sadece bekliyordum. Evdekilerin bakışları bana her geçen gün daha da kötüleşiyordu. Haklılardı hemde sonuna kadar. Belkide neden hâlâ burada olduğumu sorguluyorlardı, haklarıydı.

Valizime baktım, burnumu çektim. Ağlamaktan gözlerimi açık tutacak halim bile kalmamıştı. Uykusuzdum, Matteonun kokusunu kaybediyordum. Başım ağrıyordu, midem bulanıyordu, gözlerim canımı çok yakıyordu. Ama kalbimin acısı hepsinden daha ağırdı. Ne Alekra ne de Drake eskisi kadar yanımda değillerdi. Sadece yemek getiriyorlardı, yemiyordum. Onların gözlerindeki ifade canımı daha da yakıyordu.

Odadan dışarı çıktım. Bütün herkes koltukta ruhsuz bir şekilde oturuyordu. Valizi sürüklediğimde çıkan sesle herkes dönüp bana baktı. "Nereye?" dedi Batıner ruhsuzca. Merak etmiyordu sadece sormazsa kötü hissedecekti. "Hiç, hiç bir yere" Kapının kulbunu kavradım ve açtım. Ağlamamak için kendimi sıktım, yeterince harabeye benziyordum zaten. Son kez Alekraya baktım, mavileri gözlerime değdiğinde dolan gözlerini gördüm. Batıner Alekrayı göğsüne çekti bana bakmadan, yutkunamadım.

Drake olduğu yerden kalkıp bana doğru geldiğinde istemsizce kapı kolunu daha da sıktım. Korkuyordum, bir zamanlar yaptığı her harekete güldüğüm çocuktan korkuyordum. "Kötü görünüyorsun, ağrı kesici ister misin?" Zorunda hissettikleri için bir şeyler söylemeleri kalbimdeki bıçakları daha da keskinleştiriyordu. Başımı sağa sola salladım, bu küçük hareket bile başımın dönmesine yetmişti. Feriha gibi odamda ayılıp bayılıyordum, ama o kadar takmıyorlardı ki beni bundan haberleri bile yoktu.

"Zorunda değilsin" diye fısıldadım. Sesimi çıkaracak gücüm yoktu. Valizimin sapını sıktım, kulbu bıraktım ve adımımı dışarı attım. "Canın yanıyor değil mi?" dedi Drake. "Anlamazsın siktir et" dedim alayla. Biliyorum hakkım yoktu ama onlara kırgındım. Bahçedeki kapıdan dışarı çıktım, son kez baktığımda Drake'in hâlâ kapıda olduğunu gördüm. "Anlardım bi zamanlar" dedi ve kapıyı kapattı.

Gözlerimi bir süre kapattım. Açtığımda duvara yaslanmış Add'i gördüm. "Matteonun nerede olduğunu biliyorum eğer istersen?" Arabamın bagajını açtım ve valizi koydum. "O beni istemezki" sürücü koltuğuna oturdum bir süre öylece durdum. Add ön koltuğa yerleşti. "Kendini fazla yıpratmışsın Velia. Dokunsam bayılacaksın diye çok korkuyorum"

Gözlerimi açtım ve arabayı çalıştırdım. "Nereye gidiyoruz?" bana endişeyle bakıyordu. "Havalimanına, üstümde biriken siniri babamın üstüne yıkıcam. Bu işi fazlaca erteledim zaten"

Medusa And Perseus/ YARI TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin