1.

5 1 0
                                    


Kitaba hangi tarihte ve hangi saatte başladığınızı yazarsanız çok sevinirim .
Sevgilerle~

☆☆☆☆☆

''Zamanın birinde, dünyanın bir yerinde yakışıklı ibaresinin yakışıksız kalacağı, limitsiz yakışıklılık sembolü bir çoban vardır. Bir gün bu çoban koyunlarını otlatmak için dağa çıkar. Çoban koyunlarına türkü söyler, kaval çalar, derken gün batar, akşam olur ve yıldızlar görünmeye başlar.

Çoban geçen zamanın farkına varmadan türkü söylemeye devam eder. Yıldızlardan biri çobanı görür ve çok beğenir. Çoban toplanır evine gider, yıldız üzülür. Ertesi akşam çoban yine çıkar, yıldız yine onu izler.

Bir gece, iki gece derken yıldız,gecelerce çobanı izler olmuştur ve bir gün dayanamayıp yeryüzüne iner. Hikaye bu ya, yeryüzüne inen yıldızlar yüzüne bakmaya doyamayacağın harikalıkta peri kızına dönüşürlermiş. Çoban peri kızını görünce irkilir birden ama hoşuna da gider. Yıldız yaklaşır kendini anlatır.Derken tanışır, konuşur ve çok iyi anlaşırlar. Artık her gece o dağda, o ağacın altında buluşurlar.

Yine bir gün çobanla peri kızı ağacın altında otururlarken, peri kızı seni seviyorum demiş. Çoban ben de seni demiş ama evli olduğunu söyleyememiş.

Çoban her gece eve geç gelince karısı şüphelenmiş ve bir gün takip etmiş. Kocasını çok güzel bir kadınla görünce çok kıskanmış ve hemen kasabaya inip büyü yaptırmaya karar vermiş. O kadın kocamdan uzak olsun, bizden uzak olsun dileğiyle yapmış büyüsünü ve büyü tutmuş.
Çoban dağa çıkmaya devam etmiş ama yıldız inemez olmuş artık. Adam yeniden kendi kendine türküler okumaya başlamış, her gün o dağa çıkmış yıldızı seyretmiş ama yıldız bir daha yeryüzüne inememiş. O gün bugündür bize en uzak yıldızın adı çoban yıldızı olmuş. ''

Profesör Ahmet Çevik yine klasik efsanelerini anlatmaya devam ederken Deren'e döndüm.

"Herşeyi anladım da artık sıkıldım bu ne hep sonu kötü bitiyo baydı artık" o sırada bütün kafalar Profesör de dahil bana dönmüştü .

"Sen" beni işaret ediyordu . Etrafıma baktım evet bana diyordu allah kahretsin sıçtık
"Ben mi Hocam ?" Sinirden kızarmış yüzü ve kendinden emin hali bana 'Ömür boyu bu dersten BOK geçersin diyordu ' sakince kalemini masasına bıraktı .
"Evet sen " bana doğru döndü ardından bütün anfiden tek bir ses bile çıkmıyordu .
"Senin adın ney ?" Masasına yaslanmış beni dinlemek daha doğrusu haşlamak için hazırdı .
"Çağla Çelik "
"Çağla hmm anlamı ne ?" Aşağılar gibi konuşuyordu .
"Coşkun olan ve bade anlamına geliyor ."Stresten parmaklarımla oynuyor ve bu dersi geçebileceğimi düşünüyordum ki imkansız gibiydi . Neden dediysem keşke dilim kopsaydı da demeseydim.
"Sene sonu final tezin çoban yıldızı efsanesini mutlu sonlu kurgulayarak roman haline getirecek bana ve arkadaşlarına sunacaksın " duyduğum şeyi daha atlatamamışken . Ders bitmiş ve bütün sınıf boşlamıştı ve ben öyle kala kalmıştım . Ben Shakespeare değildim nası roman yazabilirdim .

Deren 'in koluma vurmasıyla kendime geldim . Bana resmen acıyordu . Bende kendime acıyordum hani şurda çıkıp vize den 30 40 alsam finalde hallederim derdim ama bu tam tersi ve kesin kalmıştım .

"Kendin kaşındın Çağla sinirle söylediğin şeylerde ses tonunu ayarlayamıyorsun farkında mısın ?"
"Şaka gibi yaa adam ben o romanı yazsam da bana 0 vericek öyle de böylede 0 alıcam ." Sınıftan tam çıkarken hala sınıfta olan bir kaç kişi arasından birini fark ettim . Yeniydi galiba alelacele eşyalarını toplamış telefonla konuşuyordu ve sinirliydi . Düşüncelerimi Deren'in koluma attığı cimdik bozdu .
"Bide içine düş istersen ?" Sinirle ona baktım
"Bazen karşındakinin ben olduğumu unutuyorsun galiba Deren" Deren şaşırıyormuş gibi yaparak
"Ha çok pardon siz aşka inanmayan anti-sosyal sadece kitaplarıyla yaşayan Çağla hanımdınız dimi çok çok özür dilerim" iki eliyle elimi tuttu. "Çok özür dilerim hemde çok " sinirle elimi çektim ve bahçeye doğru yürümeye başladık "Sen geç dalganı Hakan ile kavga ettiğinizde yanıma gelip ağladığın geceleri unutmadım " şimdi sinirlenme sırası ona geçmiş ve ben gayet eğleniyordum . Otobüs durağına gelmiş ve her gün gerçekleştirdiğimiz otobüs bekleme serüvenine başlamıştık . "Gıcıkk " kahkaha atıp ona döndüm . "Gerçekler acı verir Deren "
Tam cevap verecekken otobüs gelmiş ve bütün edebiyat fakültesi çil yavrusu gibi otobüse doluşmuştuk . Bu sıkışıklığın arasında bulduğum boşluğa geçip otobüs tutacaklarından adı her ne boksa ondan tutundum . 2 durak sonra otobüs şöförü her zamanki çağrısını yaptı "Arkadaşlar arkaya ilerleyelim bakın boşluk var ."  zaten sinirli olan ben daha da sinirlendim .
"Pardon benim göremediğim bi boşluk mu var amca . Hani nerde ya siz görüyor musunuz arkadaşlar " etrafımdakilere soruyordum ama kimse polemiğe girmek istemiyor üstüne üslük sanki maç izliyor gibi otobüs şöförünün cevabını bekliyordu . "Tövbe estağfurullah tövbe estağfurullah ya sabırr " sabır çeken amca tekrar konuşmaya başladığında olacaklardan habersiz ona cevap vermek için hazırdım.

Çoban Yıldızı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin