"Kayıtları aç."
Ashton laptopından videoyu açtı ve karşımıza Nicole çıktı. Karşı takımın soyunma odasında çocuklarla konuşuyordu. Birbirlerine bir şeyler söyleyip gülüyorlardı. Sonra arkadan bir çocuk belirdi ve Nicole'un eline bir poşet verdi. Nicole onu çantasına koyup odadan çıktı. Video burada bitiyordu.
Luke yumruğunu masaya vurdu. Ashton onun elini tuttu. "Sakin ol şampiyon."
"Diğer videoları da aç, Ashton." dedi Cassie sabırsızca.
Ashton kafasını sallayıp diğer videoya geçti. Bu videoda Nicole'un arkadaşları çantama yaklaşıyordu. Birkaç dakika boyunca etraflarında bakıp yavaşça çantayı aldılar. Pencerenin yanına gidip ceplerinden çıkarttıkları poşeti çantama koydular. Tekrar etrafa baktıktan sonra çantayı yerine koydular. Tam bu sırada Angeline geliyordu. Çantayı onlardan hızlıca alıp onlara bir şeyler söyledi. Sinirli görünüyordu. Kızlar hiçbir şey söyleyemeden gittiklerinde Angeline salondan çıktı.
"Daha erken gelmeliydim. Kahretsin!" dedi Angeline.
"Önemli değil, Angeline." diyerek omzunu sıktım.
Luke saçlarını karıştırdı. "Hepsi bu kadar mı?"
Ashton ona baktı. "Nicole'un doğduğu videoyu bulamadığım için üzgünüm, Luke. Daha neyi görmek istiyorsun? Hepsi bu kadar."
Luke gözlerini devirdi. Bu sefer yanımızda Cassie, Molly, Calum ve Michael da vardı. Onlara olanları dün gece mesaj grubu kurarak anlatmıştık. Neler yapacağımızı birlikte konuşmuştuk. Cassie bu kızlara öfke dolu olduğu ve zaten içlerinden birinden intikam aldığı için ne yapacağımızı çok iyi biliyordu. Ben de öyleydim.
Calum kollarını göğsünde birleştirdi. "Peyton'dan sonra şimdi de bu mu?"
Cassie cevapladı. "Grupça bizden nefret ediyorlar da."
Calum kaşlarını kaldırıp ona döndü. "Gerçekten mi?" Cassie kafasını salladı.
Michael umursamaz yüzüyle konuştu. "Rezil fahişeler. Okuldan atılmayı hak ediyorlar."
Angeline'in ağzı o şeklini alırken ona döndü. "Çok arsızsın!" dedi.
Michael omuz silkti. "Haklıyım."
"Şimdi ne yapacağız?" diye sordu Molly.
"Ben biliyorum." diyerek odadan çıktım. Onlar da peşimden geliyordu. Merdivenleri indim ve koridora baktım. Nicole burada yoktu. Bahçeye çıktım. Aptal arkadaşlarıyla bir şeyler konuşup gülüşüyorlardı. Hızlıca yanlarına gittim. Nicole beni fark ettiğinde irkildi. Kaşlarını çatarak bana baktı. Sonra da arkama. Bakışları yumuşadığında Luke'a baktığını anladım. Şimdi daha çok sinirlenmiştim.
"Luke, neler oluyor?" diye sorduğunda güldüm.
"Luke değil Roxanne diyeceksin." dedim.
"Ne saçmalıyorsun?" dediğinde arkadaşları ile alaylı bir şekilde güldüler.
"Sen gördüğüm en zavallı karaktere sahipsin. Neden biliyor musun? Sahip olmak istediğin şeyler için korkunç şeyler yapabilecek birisin ve şunu o aptal kafana yerleştir. Hiçbir zaman başaramayacaksın. Böyle zavallı olmaya devam edeceksin."
Nicole kaşlarını çatmış beni izlerken etraftan alkış ve ıslık sesleri gelmeye başladı. Arkamı onlara döndüğümde Luke tam karşımda yüzünde kocaman bir gülümsemeyle duruyordu. "Az önce neler oldu öyle?"
Omuz silktim. "Biraz sinir attım."
Angeline kolunu omzuma attı. "Hak etti."
Ashton birkaç kez alkış yaptı ve dudağını şaşırmış bir şekilde büzdü. "Sanırım ağlayarak okula girdi."