"İyi sanslar" ikisi aynı anda söylemisti ben arabanin kapisini henüz açmamisken.Anneme ve kardeşime el sallayıp arabadan indim.Daha okulun kapısindan girir girmez bütün gözleri üstümde hissettimistim bile.
Müdürün odasini bulmam gerekiyordu fakat bunu yapmak icin birine bunu sormam gerekiyordu ama bunu yapmak için fazlasiyla utangactim.
Birsüre etrafta annesini markette kaybetmis bit cocuk olarak dolanmayi kesip utangaçligimi bir kenara birakip birine sormayi akil edebilmistim.
Kapiyi tiklattiktan sonra birkac dakika orda dikilmistim.Etrafta bulunun posterler,afisler,ödevler ve tablolar umdugumdan fazla dikkatimi cekmisti.
"Gir" sesine karsi vücudum diken diken olmustu.
Adinin Mrs.Monroe oldugunu ögrendigim kadin isminin yaninda birkaç sey daha gevelemisti fakat kulak asma gereginde bulunmamistim.Bana söyleyecegi ne olabilirdi ki? Tipik okul kurallari.
Sinifi nihayet buldugumda derin bir oh cekmistim ve bundan sonra kantinin nerede oldugunu bulmam gerekiyordu yani yemek önemlidir ha?
Masama yerlestigimde herkes bana bakiyordu bazilari kafalarini döndürüp birbirlerine fisildiyordu simdiden yüzlerine yumruk atasim vardi.
"Bize kendini tanitmaya ne dersin?"dedi sari sacli kadin,belki ben sizlerle hiçbirseyimi paylasmak istemiyordum.
Bogazimi temizleyip "Ben Mars,Canadadan geliyorum bu derste berbatim"diyerek yerime oturdum.
Tarihte berbattim banane onlardan onlar benim ne yasadiklarimi veya ne yaptiklarimi merak ediyor muydu?
Hersey mükemmeldi simdiden bir tane arkadasim vardi adi Jack'ti ve bana oldukca yardimda bulunmustu.
Okul gayet normal ilerlemisti.Kendimi gelen her hocaya tanitma olayi ve gözleri benim üzerimde olmasi haric güzeldi.
Kulakligimin teki kulagimda takilmis Jack'in esyalari toparrlamasini bekliyordum.
"Yürüyecek misin?"diye sordum.
"Sanirim arkadaslarim ugrayacak grup calismasi var.Son 2 günümüz kaldi Mars" dedi son cümleyi ciyaklayarak.
"Evet biliyorum bu bilmem kaçinci söyleyisin,izlemeye gelecegim eger burdan cikip yanlis yola sapip kaybolup kacirilip öldürülmezsem"dedim 32 dis siritarak.Kahkaha patlativermisti mutluluk saçmasi hosuma gidiyordu.Bende onunla birlikte gülmeye basladim.
Sonunda kahkayi kesip "Ama bu gerçek olsa hiç komik olmazdi"dedi.
"Ironik olurdu bence"
Yürürken birkaç seyler daha gevelemistik.Uzun bir zamandir bir arada bu kadar gülümsedigimi ve kahkaha attigimi hatirlamiyordum.
Okulun bahçesini gecip çikisa dogru ilerledigimizde orada dikilen bir motorsiklet görmüstüm ve orada motorsiklete yaslanmis o cocuk baska birsey görüs alanima girmemisti zaten.
Jack oraya dogru ilerlemeye basladiginda oldugum yerde dikilmistim.Jack eliyle gel isareti yapana kadar.Küçük adimlarimla oraya vardigimda Jack ve o cocuk el tokusturuyorlardi.
Jack'in yanina geçtigimde,Jack bana dönerek "Hey bak seni gitaristimizle tanistirmak istiyorum"demisti.
"Matthew bu Mars,Mars bu Matthew"dedi Jack tipik tanistirma metoduyla.
Matthew denen çocugun gözleri beni süzüyordu.
"Meraba"dedim ilk adimi atarak "Gitar çalabildigine sevindim"dedim gülümseyerek.
"Neden ki"dedi soguk bir sesle.
"Daha önce gitar calan biriyle tanismamistim bende gitar çaliyorum çünkü"
Yüzleri saskin bir hal almisti.
"Sen gitar mi çaliyorsun?"dedi Jack saskin saskin bana bakarken.
Basimi evet anlaminda salladim."Bende belki iyi anlasiriz" dedi Matthew dudagini ucunu kivirtarak.
"Hadi gidelim Jack,Fiona bizi bekliyor"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Planet
Romantizm"Ölmüs birini nasil geri diriltebilirsin?" Diye sordum bugulu olan gözlerimi ona çevirerek. Söyleyeceği sözleri merak ettiğimden gözlerim dudaklarına kaydı "Sevgiyle"dedi kiraz rengideki dudaklarını benimkilerin üzerine bastırarak.