3

1.1K 60 7
                                    

Güzel bir Eylül öğleni masamda çayımı içerken işlerimi hallediyordum.

İşlerimin çoğunu hallettiğimde tesiste gezinmeye çıkmıştım. Bugün akşam antrenmanı vardı bu yüzden öğleden sonra antrenman başlayacaktı.

Tesisteki dolanmam bittiğinde odama geri döndüm.

Çok geçmeden kendini odamdan içeri atan Kerem'le bakışıyorduk.

"Merhaba nasılsın?" dedi.

"İyiyim sen?" dedim, aramızdaki sizli bizli konuşma ne ara olduysa artık yoktu. Böyle şeylere takılan biri değildim zaten.

"Bende iyiyim. Bir şey soracaktım. Bana yabancı dil eğitimi için özel ders verir misin?" dedi pat diye.

"Ee şey bilemedim ki, bir sürü kurs ya da başka özel eğitmenlerden bulabilirim sana." dedim çünkü şaşırmıştım.

"Başka bir eğitmenin senin kadar iyi olabileceğini sanmıyorum. Hem boğaziçi hem bölüm birinciliği. Yani lütfen. Ama tabii ayıracak vaktin yoksa o ayrı tabii." dedi.

"Açıkcası daha önce ders verdiğim bir çocuk dersten geçememişti. Ama istiyorsan ayarlayacağım." dedim.

"Ben çabuk kaparım, hemen anlarım çalışırımda. Sen yeri ve zamanı ayarla her türlü gelirim."

"Antrenmanın olmayacağı bir günlere program yapacağım."

"Süpersin o zaman sen bana yazarsın ayarlarız." dediğinde kapıya doğru yöneldi.

"Gün içinde göndereceğim." dediğimde 'Tamam' dedi ve çıktı.

Kalan işlerimide hallettiğimde artık tesisten çıkma vaktim gelmişti. Masamı toparladım ve ceketimi giydim.

Eve gidene kadar Kerem'i özel ders için çağırabileceğim bir mekan düşündüm fakat aklıma hiç bir yer gelmiyordu.

Çünkü sosyal bir insan değildim. Hayatım kitaplarla, diziler ve bahçe mobilyalarımız çevresinde geçmişti.

Doğma büyüme İstanbul'u sayılırdım. Aslen Çanakkale'li olsakta doğduğumdan beri buradaydık.

Eve gittiğimde Kerem'e mesaj olarak boş olduğum zamanları ve evimin konumunu atmıştım. Bu akşamda boş olduğumu isterse gelebileceğini belirten bir mesaj attım.

Şuan antrenmanda olmalıydı ki görmemişti.

Belki kabul edip gelir diye biraz evi toplarladım. Salon ve mutfak birleşikti annemler bu evi dedemden miras kalan parayla almışlardı. Küçükken bahçeli, verandalı ve birden çok katı olan bir evde yaşamak şatoda yaşıyormuşum gibi hissetirirdi.

Annemler memlekete gittiğinde mangal partisi yapardık. Hande, Ahmet abi ve sınıftan birkaç arkadaşımla geçirdiğimiz sayılı güzel zamanlardı.

Küçükken odam orta kattaydı. Annemlerin odasının hemen karşısında. O zaman şuanki odam tavan arası gibiydi. Babam hedeflediğim liseyi kazanmamla bana hediye olarak en üst katı yani çatı katını yaptırmıştı.

Kendime ait bit tuvaletim ve tavanında cam olan bir odam vardı.

Bir de ablam.

Ablam benden yaşça büyüktü. Pınar Üzmez. O benim kadar başarılı olamadığı okul hayatından lisede kopmuştu. Beni her gördüğünde okulun boş bir mecra olduğu ile ilgili şeyler söylerdi. Bu yaşlarımı gezip tozarak geçirmemi söylerdi.

Mahalledeki fırından tek başıma ekmek almaya gidemeyecek kadar asosyal olduğumu söylerdi. Dışarı çıkmayan biri olduğum için nereye gitsem evimin yolunu bulamayacağımı söyler dururdu.

Kerem Aktürkoğlu | FanFicHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin