8

763 67 14
                                    

İşteki her şeyi hallettiğimde akşam derbi için stada gitmem gerekiyordu.

Beşiktaş- Galatasaray karşılaşması için heyecanlıydım.

Eve döndüğümde ablam gelmişti.

"Biz annemlerle körfeze gidiyoruz. Kocamı boşuyorum. Mira'ya baktığın için sağol." dediğinde her şey o kadar hızlı oluyordu ki.

"Nasıl anlamadım. Açıktan okuduğum bir bölüm vardı. Ona devam edeceğim ve meslek sahibi olacağım. Öyle düşündüm işte. Bilmiyorum." dediğinde arabaya eşyalarını yüklediler.

"Miracığım, gidiyormuşsunuz." dedim

"Teyze seni çok seviyorum. Sen tanıdığım en güzel, en iyi teyzesin." dediğinde içim burkulmuştu.

"Bebek evini geri paketleyelim. Körfezde kurar oynarsınız." dedim.

"Seninle kalmak istiyorum ama yapacak bir şey yok teyzeciğim." dedi.

"Merak etme tabi ziyaret edeceğim seni. Sende gelirsin." dedim.

Vedalar zordu. Evde olmadığım zaman diliminde neler olmuştu bilmiyordum ama insan evladından vazgeçemiyordu demek ki.

Onlar çıktıktan sonra bende hızlıca üzerimi değiştirip arabama atladım ve stada gittim.

Maç başladığında odaklanmış bir şekilde izliyordum fakat yeniliyorduk. Galatasaray öndeydi.

Maçın 67. dakikasında Kerem'e bir faul yapıldı. Neredeyse tüm stad ayaklanmış Kerem'inde ayaklanmasını bekliyorduk.

Sağlık ekipleri Kerem'e müdahale ederken ciddi bir sıkıntı oluştuğunu anladım ve yanına gitme kararı aldım.

Maç devam etsede Kerem artım oyunda değildi.

İçerideki revirden Kerem'in sesi geliyordu. Ağrısı sızısı olmalıydı ki sızlanıyordu.

15-20 dakika sonra hastaneye götürülmüştü.

Ben peşinden gidemesemde yarın öğrenecektim.

Maç Beşiktaş'ın yenilgisiyle son bulduğunda üzüntülerime üzüntü eklenmişti.

Bana düşen tüm işleri hallettiğimde bir an önce eve gidip uyumak istiyordum ve öylede yaptım.

Ertesi gün tesiste Kerem yoktu. Sakatlık boyutlarından anlayan biri değildim ama işin ciddiye bindiğini idrak etmiştim.

Tesisteki işim biter bitmez güzel bir saksıya lale ektirdim ve kaldığı hastaneye gittim.

Hastane sessizdi ve hastanelerden hep korkardım. İğneden bile kaçan biriydim.

Odasında yalnız olmasını umarak kapıyı çaldım ve içeri girdim.

Yatakta bacağı biraz yukarıda bir şekilde yatan Kerem uyuyordu.

Belkide tüm gece ağrısından hiç uyuyamamıştı. Belkide aldığı bir ilaç onu uyutuyordu.

Tüm bu düşündüklerimin arasından uyurken ne kadar sevimli göründüğünü fark ettim.

Laleleri küçük poşetinden çıkarttım ve odada güneş gören bir yere yerleştirdim.

Pet bir bardakla musluktan su doldurup laleleri biraz suladım.

Çıkardığım tüm bu gürültüye uyanmamıştı.

Yatağının yanındaki sandalyeye oturduğumda yavaşça gözlerini araladı.

"Günaydın, iyi misin? Su ister misin? Geçmiş olsun bu arada." dediğimde sanki hepsini birkaç saniyede sıralayıvermiştim.

Kerem kıkırdadığında sandalyemden ayaklandığımı farketmemle sandalyeme geri oturdum.

Kerem Aktürkoğlu | FanFicHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin