0.4 lacrosse

717 73 65
                                    

0.4 LACROSSE
derek and his family

Gözlerimi zorlukla aralarken, yüzüme vuran beyaz ışığı kapatmak için elimi havaya kaldırdım. Parlak ışık gözlerimi acıtmaya yetmişti. Kuruyan boğazım bana çölleri anımsatırken öksürmeme engel olamamıştım.

"Stiles, uyandı!"

Annemin uykulu sesi kulaklarımı dolduruğunda, havaya kaldırdığım elimi karnıma koydum. Gözüm yavaştan ışığa alışmıştı. Bulanık görüntü bir süre sonra normale dönerken, annemi ve babamı gördüm. Yüzüme yayılan gülümseme uzun sürmemişti, çünkü onların hayal olduğunu düşünmüştüm.

"Gerçek misiniz?" dememle babamın yüzü garip bir hal alırken, annemin çenesinin titrediğini görmüştüm. Yatağa yaklaşıp kızıl saçlarımı okşayıp, alnıma öpücük kondurduğunda, öpücüğünün tenimde bıraktığı sıcaklıkla gerçek olduklarından emin olmuştum.

Geri çekileceği kolumu hızla ona sararak benden uzaklaşmasını engelledim. Olanları birbir hatırlamaya başlıyordum ve korkum beni ele geçiriyordu. Gözyaşlarım bir anda akmaya başlamıştı. Ne zaman bu kadar sulugöz olmuştum bilmiyordum ama son zamanlarda cesaretimi kaybetmiş gibiydim.

"Şşh...tamam, geçti." Annem saçlarımı okşarken, babam yatağa oturmuş ve elini elimin üzerine koymuştu. Annem zaten ağlıyordu ve babamda neredeyse ağlayacak durumdaydı. Elimi ters çevirdim ve sıkıca babamın elini tuttum.

Neler olduğunu anlatmak istiyordum ancak bir yanım korkuyordu. Bana inanmamaları gibi bir ihtimal yoktu ama onlara zarar gelmesinden korkuyordum. Bir yandan ise zaten anlatmama gerek yokmuş, onlar ne olduğunu biliyormuş ve bir şeyler için çabalıyorlarmış gibi hissediyordum.

"Bir adam, en son onu hatırlıyorum." dedim gözyaşlarımı silerek. "Oraya nasıl gittiğimi hatırlamıyorum. Bir kapıdan geçtim ve sonrasında tamamen sargılı birisi bana saçma sapan şeyler söylemeye başladı." Tek nefeste kurduğum cümlenin ardından derin bir nefes aldım ve babama baktım.

Gözlerinde tutmaya çalıştığı yaşlar birer birer firar ederken bir anda ayağa kalktı ve odadan dışarı çıktı. Camdan dışarı baktığımda, ellerini saç diplerine geçirmişti ve orada olduğunu yeni fark ettiğim Scott'a bir şeyler anlatıyordu. Kesinlikle sinirliydi ve korkmuştu.

Annem ise derin düşüncelere dalmıştı. Dudakları titriyordu ve babamın bıraktığı elimi sıkıca tutuyordu. Yatağımın yanına oturduğunda, ona yer açtım ve ardından başımı göğsüne dayadım. Odanın camından koridora doğru baktığımda, Scott'ın babama sarıldığını gördüm. Babam resmen titriyordu ve bayılacak gibiydi. Scott ise onu sıkıca tutuyordu ve yüksek ihtimal sakin olmasını söylüyordu.

Olanlar hakkında hiçbir fikrim yoktu. Babamın bu halini ilk kez görüyordum ve onun için endişelenmiştim. Annem de kötü görünüyordu, sanki hiç bırakmayacak gibi bana sarılıyordu. Göğsünde yatarken hızla atan kalbinin sesini duyabiliyordum.

Hala babamlara bakmaya devam ederken, duvara yaslı bir şekilde duran büyükbabamı ve yanındaki beni kurtaran adamı fark ettim. Annemin göğsünden ayrılıp hafifçe doğrulduğumda adama daha dikkatli bakıyordum.

"Bu o, beni ormanda o buldu!" dedim elimle onu göstererek. Anneme döndüğümde, adamın bakışlarını kesinlikle üzerimde hissetmiştim ancak dönüp bir daha bakmamıştım.

Annem başını hafifçe yana yatırıp, burukça gülümsedi ve, "O...Derek. Hani şu babanın kolunu kesmek zorunda kaldığı ama kesmeden kurtardığı kurt adam." dedi.

𝐓𝐑𝐎𝐔𝐁𝐋𝐄 - teen wolf Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin