1.0 liar

565 59 42
                                    

1.0 LIAR
i found lucinda, with allison

"Anlıyorsun, değil mi?"

Lucinda yüzündeki sırıtma ile karşısındaki esmer kadına bakmaya devam etti. Allison Argent, yayını biraz daha yukarı kaldırdığında, Lucinda başını yana eğdi ve dudaklarındaki sırıtma ile, "Hadi ama, biraz önce anlattım." dedi.

Allison'u bulmak pekte zor olmamıştı onun için. Nereye gidebileceğini tahmin etmiş ve bulmuştu. Onu dolduruşa getirdiğinde Allison neden ona inanması gerektiğini sormuştu, baştan inansa bile.

"Scott McCall ve Derek Hale anneni öldürdü. Biliyorsun, değil mi? Sen bir avcısın. Gerekeni yap."

"Daha iyi misin?"

Melissa'nın sorusu ile Isaac başını salladı ve yatakta doğruldu. Karnındaki koca yarık onu güçsüz düşürse de, Scott'ın kükreyişi onu kendine getirmiş ve iyileştirme sürecini hızlanmasında yardımcı olmuştu.

Hastane hala karmaşıktı. Yaralıları ordan oraya taşıyorlar, dağınık olan yerleri toparlamaya çalışıyorlardı.

Stiles Lydia'nın yanında uyanmasını beklerken, Eli aynadan durmaksızın kanayan burnuna bakıyordu. Aldığı sert darbe yüzünden burnu kanıyordu ve durduramamıştı. Tıkadığı pamukların kirlenmesi ile onları fırlatıp attı. Burnunun ucunda kalan kanları gömleğine silerken ise Stiles'a doğru dönmüştü.

"Onu bulabilecek miyiz?" dedi kısık bir ses tonuyla. Neredeyse ağlıyormuş gibi çıkan sesine karşılık yutkundu ve derin bir nefes aldı. Stiles ise başını bilmiyorum dercesine sallamıştı. "Çok güçlüydü. Güçlü olmasa bile zekası sayesinde bizi yenebilir."

Eli bu durumdan rahatsız olarak nefesini dışarı verdi ve Stiles'ın yanına oturdu. Parmaklarını birbirine geçiriyor, ayağını sürekli oynatıyordu. Stiles kurt olmasa bile gencin endişesinin kokusunu alabiliyordu.

"Eli," dedi, gencin titreyen ellerini yakalayıp. "Scott bir yolunu bulacak. O bulmazsa ben bulacağım. Bununla daha öncede savaştık. Ne yapacağımızı biliyoruz. Tek yapmamız gereken onu yakalamak." diye devam ettiğinde Eli başını salladı. Tatmin olmamıştı ancak bunları duymak onu rahatlatmıştı.

Stiles genci biraz daha rahatlatmak için kolunu açtı ve onu göğsüne yasladı. Eli'ın düzensizleşen nefesi eskiye dönerken odanın kapısı açıldı ve Derek içeride belirdi.

Eli babasını görmesiyle hızlıca yerinden kalkmış, kendini adamın kollarına atmıştı. Derek oğlunun sırtını sıvazlarken, oğlunun omzunun üzerinden ilk Stiles'a, ardından uyuyan Lydia'ya bakmıştı. Gergince yutkunduktan sonra Eli'a bakmak için onu kendinden uzaklaştırdı.

Derek, "İyi misin?" diye sorduğunda Eli belli belirsiz başını salladı. O da bilmiyordu iyi olup olmadığını.

Kimse konuşmuyordu. Herkes sessizdi ki, bu sessizliği, Lydia'nın bir anda attığı çığlık bozdu. "Tanrım, Lucinda!" Stiles eşinin yanına koşup onu sakin olması için iki omzundan yakaladı ve alnına bir öpücük kondurdu. Lydia uyandığı gibi ağlamaya başlamıştı ve sığınabildiği tek kişi Stiles'tı.

Bu sırada Eli, Derek'in omzunda uyuyakalmıştı. O kadar şeyden sonra yorgun düşmüştü ve vücudunu toparlayamamıştı. Güvenli bulduğu kollarda uyuyordu. Her ne kadar uyumamak için kendini zorlasa da, televizyonun cızırtılı sesi uykusunu getirmiş ve babasının omzunda uyuyakalmasına neden olmuştu.

Lydia kendine geldiğinde, Lucinda'yı tekrar tekrar sormaya devam etmişti ki, bu soruları Stiles'ın çalan telefonu bozmuştu.

Stiles ekranda Scott yazısını görmesi ile kaşlarını kaldırdı ve telefonu açarak kulağına koydu. Evet? Demek için hazırdı ancak Scott'ın acıyla inleyerek "Lucinda, dur artık." demesi ile duraksadı. Lydia'ya çaktırmadan Derek'e kaş göz hareketi yaparken telefonu tutan kolunu oynattı ve dinlemesini istedi.

"Allison'ı kışkırtmayı bırak. Onu rahat bırak. Yalancı!" Scott'ın yaralı olduğu sesinden bile belliydi. Kızının gülme sesini duyduğunda gözlerini kapayıp derin bir nefes aldı ve göz ucuyla Derek'e baktı. Derek odaklanmış bir şekilde konuşmayı dinliyordu.

"Kışkırtmak? Yalancı? Ona gerçekleri söylüyorum." dedi Lucinda. Scott'ın iç çekişinden sonra, "Annesini öldürmediniz mi, Derek'le? Derek onu ısırmasaydı, kadıncağız kendini öldürmezdi." diye devam etti.

"Allison, ona inanma. Seni öldüren oydu. Nogitsune. Hatırlıyor musun? Stiles'ın içine girmişti. Kollarımda öldün..." Scott'ın ağlamaklı sesinden sonra Allison'un sesi duyuldu. "Hatırlamıyorum.."

"Seni kandırmaya çalışıyor!" Dedi Lucinda bağırarak. Sesi olduğundan kalın çıkmıştı. Scott tekrar iç çekti, telefona gelen hışırtı sesinden sonra tekrar konuştu: "İçine bak. Birlikte olduğumuzun bir kanıtı."

Ortamı sessizlik kapladı. Stiles ve Derek merakla birbirlerine bakıyorlardı ki, Scott bir anda, "Kaçmasına izin verme!" diye bağırdı ve ardından birisinin yere düşme sesi duyuldu. Bu sesle Stiles ayağa kalkarken Lydia gözlerini kısarak eşine baktı ve, "Stiles, neler oluyor? Neden telefonu iki saattir kulağında tutuyorsun? Yoksa Lucinda ile ilgili bir şey mi?" diyerek bir sürü soru yöneltti.

"Stiles."

Stiles, Scott'ın sesiyle boğazını temizledi ve "Scott?" dedi. Kalbi yerinden çıkacakmış gibi atarken Scott'ın, "Lucinda'yı buldum. Allison'la." demesi ile yine Derek'e baktı. "Hatırlıyor mu?" dedi heyecanla ardından. "Tam değil, ama evet. Lucinda'yı kurtaracağız. Şu kurtboğanı...hallettiğimizde."

Scott'ın neden sürekli inlediğini anlayan Stiles yüzünü sıvazladı ve ardından, "Bizim eve." diyerek telefonu kapattı. Lydia merakla eşine bakarken Stiles Lydia'ya yorgun bir gülümseme gönderdi.

"Scott... Allison ve Lucinda'yla beraber. Her şey bitecek."

• geçiş bölümü olduğundan biraz kısa tuttum. Bir de her sahneyi ayrıntılı yazmıyorum. hem üşeniyorum hem de kurgu lucinda üzerinden gidiyor. Yani scallison sahneleri yazmadım, biraz zaman geçmiş oluyor haliyle. bu yüzden eli baya yorgun düştü ve lydia da aldığı darbeden dolayı baygındı.

• umarım beğenmişsinizdir!! <3

𝐓𝐑𝐎𝐔𝐁𝐋𝐄 - teen wolf Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin