0.2 hyperactive boy

830 77 90
                                    

0.2 HYPERACTIVE BOY
voices in lucinda's head

bol bol yorum yapiinn😡😡

"Tatlım, sorun ne?"

Annemin sesi ile başımı masadan kaldırdım ve ona baktım. Okuldan yeni gelmiştim ve hala sinirli hissediyordum. Bu sinir problemim kimden geliyordu bilmiyordum ancak zaman zaman kriz geçirdiğim oluyordu. Bu yüzden kabuğuma çekilmiştim ve kendimi sakinleştirmeyi deniyordum.

Ben cevap vermeyince annem bir şey olduğunu anlamıştı ki, sandalyesini yanıma çekerek elini omzuma koydu.

"Lucinda. Bana anlatabileceğini biliyorsun. Böyle anlaşmıştık, değil mi?"

Başımı salladıktan kısa bir süre sonra kendimi tutamayarak dudaklarımı ıslattım ve, "Okulda hiperaktifin teki beni sinir etti." diyerek söze başladım. Annemin kaşları anında çatılırken ben olanları sakin kalmaya çalışarak anlatmaya başlamıştım.

Anlatmamı bitirdiğimde gözlerimi kapatarak derin bir nefes aldım. Anlatırken aşırı yükselmiştim ve farkında olmadan bağırarak anlatmıştım. Gözlerimi açtığımda annemin yüzüne yayılan gülümseyi görmemle kaşlarımı kaldırdım. Eliyle omzumu sıvazlayıp sandalyesini biraz daha bana doğru yaklaştırdı ve, "Erkekler hep böyleler, benimde lise yıllarımda o konuda pek parlak değildi. Stiles'tan önce yani." dedi.

"Ah, biliyorum. Jackson, değil mi? Babam anlatmıştı." dediğimde, annemin göz devirmesi bir olmuştu. Sonrasında aklıma gelen şeyle gülümsedim ve, "Sonrada senin eski sevgilinin ikiz kardeşiyle çıkmış. Yani gaymiş." dedim. Bunu dememle annemin, burnumu iki parmağı ile sıkıştırması bir olmuştu. Gülerek geri çekildiğimde ise annem kolumdan geri yakalamış ve beni göğsüne bastırmıştı.

Annemin bana sarılmasını çok seviyordum çünkü kendimi güvende hissediyordum. Sanki görünmeyen melek kanatları varmış ve bana ne zaman sarılsa, kanatları ile beni dış dünyadan koruyormuş gibi hissediyordum.

"Sakın bir erkek için kendini aptal durumuna düşürme, tamam mı? Her zaman kendin ol."

Anneme sarılmaya devam ederken başımı salladım ve kafamı göğsüne doğru gömdüm. Şekerli parfümünün kokusu ciğerlerimi doldururken, "Lucinda.." diye bir ses duydum. Başımı annemin omzuna yerleştirirken sesin kim olduğunu anlamaya çalışıyordum. Başta babamın beni korkutmaya çalıştığını düşünmüştüm ancak evde bizden başka biri yoktu.

Birkaç kez daha aynı sesi duymaya devam ettiğimde annemden ayrılıp etrafa bakındım. Bu sırada annemin meraklı gözleri üzerimde geziniyordu.

"Sende duyuyor musun?" Diye sorduğumda başını iki yana sallayıp, "Neyi?" diye sordu. Bu sebeple kendi kafamda kurmuş olabileceğim bir şes olduğunu düşünerek yüzüme sahte bir gülümseme ekledim ve işi dalgaya vurarak, "Karnımın gurultusunu tabii!" dedim.

İnanmış gibi duruyordu, tatlıca gülümsedi ve sandalyeden kalkarak tezgaha doğru ilerledi.

Tekrar okula geldiğim için lanet yağdırırken, ilk dersimin matematilk olmasıyla daha da lanetler yağdırdım. Matematikten tam anlamıyla nefret ediyor ve yapamıyordum. Babam beni çalıştırsa bile kafam kesinlikle almıyordu. Bu yüzden kendimi daha çok sözele vermiştim. Yapamadığım değil de, yaptığım şeylerin üzerine gitmek beni daha iyi hissettiriyordu.

𝐓𝐑𝐎𝐔𝐁𝐋𝐄 - teen wolf Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin