1.2 lost

583 64 79
                                    

1.2 LOST
hungy wolfs

• feels dolu bir bolum😺



Kayboldum.

Aklımın içinde kayboldum. Savaşmayı bıraktığımda, pes ettiğimde, nogitsunenin oyununa kanıp kendimi ona teslim ettiğimde, kayboldum. Kaçmayı denedim, savaştım. Kendimi bulmayı denedim. Yapamadım. Karanlığın en derininde kayboldum.

Yapmam gereken ne varsa yapmıştım. Ölsem bile rahat gidecektim. Babamı, Eli'ı kurtarmıştım. Derek'le tanışmış ve Jackson ile dalga geçmiştim. Scott ile kısa olsa bile güzel anılar biriktirmiş, Derek ile omuz omuza oğlunun lakros maçını izlemiştim. Hiperaktif Çocuğa alışmıştım, güzel anılar biriktirmiştim. Gençtim, ölmeyi hak etmiyordum ama ölsem gözüm arkada gitmeyecektim çünkü hayallerimin çoğunu gerçekleştirmiştim. Sürünün yarısıyla tanışmıştım. Onları seviyordum. Kurtarmak istemiştim ama işleri daha da batırmıştım...

Karanlığın en dibinde otururken, onların sesini duydum. Babamın ve Derek'in. Adımı haykırıyorlardı. Beni arıyorlardı. Karanlığımı aydınlatan ışıkla gülümsedim, ayağa kalktım. Bağırabildiğim kadar bağırdım. Nogitsune için bu zaman fazlaydı. Gitmeliydi. Derek elimi tuttu, babam gülümsedi. Bir şeyler mırıldandı ve her şey bir çığlıkla puf oldu. Gözlerimi kapadım ama iyi olduğumu biliyordum. Onun vücudumdan ayrıldığını ve aklımın tamamen özgür kaldığını hissetmiştim.

Başıma giren ani sancılar ile gözlerimi açtım. Vücudumda acısı tarif edilemez ağrılar vardı. Koluma dahi kaldıracak halim yoktu. Gözlerimi hafifçe aralamış etrafa bakıyordum. Nerede olduğumu kavrayamamıştım bile. Boğazımdaki kuruluk kendimi çöllerde kalmış gibi hissettiyor, aynı zamanda vücudum sanki kutuplardaymışım gibi üşüyordu.

Zorlukla yutkundum ve başımı hareket ettirdim. Odamda olduğumu kısa bir süre anlamıştım. Koltukta uyuyakalmış Eli'ı, yere oturmuş elimi sıkıca tutarken uyuyakalan babamı ve başını çalışmaya dayayarak uyumuş olan Melissa'yı gördüğümde bir süre neler olduğunu düşündüm.

Aklıma gelen anılar ile kalp atışım hızlanmaya başlamış, içimi derin bir korku kaplamıştı. Yaptığım şeyler aklıma geldikçe daha da korkuyordum. Hastanedeki ve okuldaki insanların çığlıkları, yalvarışları aklımda dolaşmaya başlamıştı, bana acı çektiriyordu. Yaptığım her şeyi hatırlamaya başlamıştım. Söylediğim her şeyi ve acı çektirdiğim herkesin yüzünü tek tek hatırlıyordum. Öldürdüklerimin yüzünü dahi hatırlıyordum. Canice kurduğum tuzakları, psikopatça Eli ile dalga geçmemi, Isaac'ı yaralamamı, Allison'ı manipüle etmeye çalıştığımı...

Boğazımdan bir hıçkırık çıktığında ilk uyanan babam oldu. İlk başta ne olduğunu kavrayamamıştı. Kim bilir kaç saattir uyumuyordu ve yorgun düşmüştü. Uykulu gözleri ile beni süzdü ve bir anda ayağa kalkarak tepeden bana baktı. Titremeye başlamasını engelleyemediğim ve yüksek ihtimal serumdan acıyan elimi dudaklarım üzerine koydum. Hıçkırığın ardına dizilen gözyaşlarımı özgürlüğüne kavuşturdum.

Babam şaşkınlığı bir kenara bırakarak yatakta doğrulmama yardımcı oldu ve ardından beni kolları arasına aldı. Sakinleşmem için sözcükler söylerken onu tam duyamıyordum ancak sakinleşmeye başlamıştım. Babamın kokusunda mayışıyordum ve saçlarımı okşadığında garip bir ruh halindeydim.

𝐓𝐑𝐎𝐔𝐁𝐋𝐄 - teen wolf Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin