0.8 strangers

622 63 39
                                    

0.8 STRANGERS
you are not real

"Siz bana gerçekten kafayı yedirteceksiniz. Özellikle de sen Eli!"

Babamın sinirle bağırmasından dolayı gözlerimi kapadım ve derince bir nefes aldım.

Eve döndüğümüzde babam eve gelmişti ve haliyle bizi bulamadığından endişelenmişti. Ancak şu an yaptığı abartıydı, sürekli Eli'a kızıyordu ve bu saçmaydı. Eli aptal gibi bütün suçu üstüne almış ve beni eğlendirmek için zorladığını söylemişti. Babamda Eli'a bağırmaktan çekinmemişti.

En sonunda dayanamayarak ayağa kalktım ve "Baba, yeter!" dedim. Sesim onun sesini bastırmıştı ki geriye adımlayarak bana baktı.

"Kızgınsın, korkuyorsun anlıyorum ancak beni böyle eve kitleyemezsin. Her şey aklımda olup bitiyorken bulunduğum bir alanın önemi var mı sence?" dediğimde elini yüzünde gezdirdi. O zaman elinin titrediğini fark etmiştim ve içimde oluşan kırgınlığa engel olamamıştım.

"Üstelik, bunlar kim?Annemler nerde? Derek nerede, Scott nerede? Neden evimizde yüzlerini dahi görmediğim bu insanlar var?!"

Elimle yan koltukta oturan kıvırcığı ve yanındaki şaşkınca ne olduğunu sorgulayan adamları gösterdim. Tam noktasına değinmiştim ki, babam Eli'ı boşvermişti.

Kıvırcık bir anda ortamdaki sessizliği bozarak, "Ona benden hiç bahsetmediniz mi?" demiş, yanındaki ise ona karşılık, "Benden kesin bahsetmiştir." demişti. Ardından yine kıvırcık olan, "Bir resmimi bile mi?" diye söylendiğinde elimle yüzümü sıvazladım ve bir anlığına nereye düştüğümü sorguladım.

"Isaac, Derek'in betası ve Jackson da annemin eski gay sevgilisi. Bence gayet bahsetmişler!" dedim sinirle onlara bakarak. Boş muhabbet yapıyorduk ve annemlerin burada olmaması beni endişelendiriyordu.

Ortamı sessizlik kapladığında, Eli bir şeyler mırıldanıp babama baktı. Babam az önce hiç bağırmamış gibi kaşlarını kaldırırken Eli, "Babam nerede?" diye sormuştu. Babam ise bunu ne diyeceğini bilmez bir tavırla ensesini kaşımıştı. Bu hareketi iyi biliyordum.

Sessizce, "Baba?" dediğim sırada ellerini saçlarına geçirdi. Tekrardan baba dediğimde ellerini saçlarından ayırdı ve titreyen sesini engellemeye çalışarak, "Bak, sana bahsetmediğim bir şey. Sürekli kendimi suçlu tutuyordum ve...bilmiyorum anlatamadım." dedi.

"Baba ne diyorsun? Derek iyi mi?" diye sordum, hızla başını salladı. "Evet, evet meraklanmayın. O iyi, hastanede...Scott'la."

"Scott'a mı bir şey oldu?" Eli yerinden kalkarken endişe dolu sorusunu babama yöneltti. Babam cevap verecekti ki, kıvırcık olan, "Allison geri döndü." Dedi. Kaşlarımı çattım ve babama baktım. "Allison?"

Babam dudaklarını ıslattı ve, "On beş sene önce...Ah Tanrım!" diye söze başladı. Ancak devam ettiremiyordu. Travma olabileceğini düşünüp başımı salladım. "Baba, tamam. Soluklan. Başka zamanda anlatabilirsin. Hakim olmadığım bir konu sanırım."

Babam rahatlamışçasına gözlerini kapayıp açtı ve ardından yanıma gelerek kollarını bana sardı. Beline sıkıca sarıldım ve başımı göğsüne koydum. "Annenler iyi merak etme." diye fısıldadığında başımı salladım ve sarılmayı bırakacak Eli'a baktım. "Ona kızmayı bırak, kahramanlık tasladı. Ben dışarı gitmek istiyordum." dedim.

𝐓𝐑𝐎𝐔𝐁𝐋𝐄 - teen wolf Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin