0.9 chaos

614 62 42
                                    

0.9 CHAOS
im sorry

"Stiles, uyan!"

Kıvırcık adam, koltukta uyuyakalmış arkadaşının sayıklamasından dolayı onu uyandırmaya çalışıyordu. Stiles yattığı yerde sanki bir yerden kaçmaya çalışıyormuş gibi çırpınıyor, "Onu bırak!" diye sayıklıyordu. Isaac ise onu sarsıyor, uyandırmaya çalışıyordu.

Yukarıdan gelen patırtıyla Isaac hızla Jackson'a döndü ve başıyla merdivenleri işaret etti. "Jackson, yukarıyı kontrol et, bir şeyler oluyor." derken Jackson cümlenin yarısında yukarıya koşmuştu.

Stiles bir anda nefesini dışarı vererek doğrulduğunda Isaac onu fazla öne gitmemesi için tutmuştu. Stiles ise transtan çıkmış gibi etrafına bakınırken, bir anda yataktan kalktı. Isaac ondan yayılan korkunun kokusunu deli gibi alabiliyordu ve endişeleniyordu.

Stiles, "Sakin ol!" diye haykıran Isaac'i umursamadan, patırtı sesini duyduğunda, 'Lucinda, Eli!" diyerek bağırmış, Isaac'i aşarak yukarı doğru koşmaya başlamıştı. Isaac daha ne olduğunu anlamadan peşine düşmüş ve düşündüğü şeyin olmaması için tanrıya dua etmişti.

Stiles odaya daldığında, kafası dolap camına girmiş Jackson ve yerden kalkmaya çalışan Eli ile karşılaşmıştı. Kalbi yerinden çıkacakmış gibi atıyordu Stiles'ın. Aynı şeylerin bir daha olmasını istemiyordu ki, sanırım artık çok geçti. Odanın açık camından Lucinda'nın kaçtığını ve kaçmadan önce Jackson ile Eli'ı yaraladığı anlayabiliyordu.

Gördüğü şeyi kabus sanmıştı ancak gerçekti. Nogitsune onunda aklına girmişti ve kızını tehdit etmişti. Lucinda ise babasının yıllar önce yaptığı fedakarlığı yapmış ve kendini feda etmişti.

Stiles Eli'ın orada olduğunu hatırladığında koşarak Eli'ın yanına gitti, karşısına çöktü. "Eli── Sen oradaydın...Değil mi?" Nefes nefese konuşurken Eli yere eğmiş başını kaldırdı ve karşısındaki adama baktı.

"Oradaydım..." dedi kısık bir sesle. "Bizi──
bizi kurtarmak için yaptı. Gerçek olmadığını bilmiyordu." diye devam ettiğinde Stiles hala ona bakıyordu. "Ellerine baktı, parmaklarını saydı ama sargılı adam onu kandırdı." Eli hala girdiği durumdan çıkamamıştı ve titriyordu. "Uyuduğunda yanında uyuyakalmışım, benim hatam. Uyumasaydım──" Sözü Stiles'ın ona sarılması ile yarım kalmıştı. Ancak mırıldanmaya devam ediyordu.

"Özür dilerim Stiles! Hepsi benim hatam, uyumamalıydım──" Bir anda hırçınlaşan Eli'ı yanaklarından kavradı Stiles. "Eli! Kendine gel, hemen. Onu bulmalıyız." Stiles da korkuyordu, kendini suçluyordu ancak ayakta durup kızını bulmalıydı. Nogitsune onun içindeydi, Lucinda kimseyi öldürmeden kızını bulmalıydı.

Eli yavaşça başını salladı ancak o görüntüyü aklından çıkartamıyordu. Lucinda'nın çığlığı kafasının içinde yankılanıp duruyor ve sürekli kendini suçluyordu.

Stiles zorlukla Eli'ı ayağa kaldırdığında, Isaac elindeki titreyen telefondan gözlerini ayırdı ve Stiles'a dikti.

"Stiles, Lydia arıyor."

"Stiles── Ne demek bu?! Nas──" Lydia gözyaşları içinde telaştan kuduruyordu. Stiles bile onu sakinleştirememişti ki, Stiles da sakin sayılmazdı. Panik atak krizi geçirmesi an meselesiydi.

𝐓𝐑𝐎𝐔𝐁𝐋𝐄 - teen wolf Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin