Bölüm 23

1.9K 419 115
                                    

Gece herkes evlerine dağılmıştı. Ateş de Cemre'yi ve diğerlerini bırakıp geri dönmüştü. Dilem o gece Cemre'de kaldı. Bu akşamın dedikodusu yapılmalıydı. Akşam öyle çok yemişlerdi ki Cemre dolaptan iki soda çıkarıp kapaklarını açtıktan sonra birini Dilem'e uzattı. Dilem bir bacağını kıvırıp sandalyeye tünedi.

"Ne kadar dolu bir gece oldu"

"Evet, kalabalıktan mı insanların farklılıklarından mı bilmiyorum ama güzeldi"

"Birbirlerine çok bağlılar. Biz de seninle bağlıyız ama biz iki kişiyiz. Kalabalık olup da böyle iç içe olmayı başarmak zor olmalı"

"Çoğu beraber büyümüş, aynı yerde oturuyorlar. Daha bilmediklerimizde var. Bunlar en yakın olanlardı. Zamanla diğerlerini de tanıyacağımıza eminim"

"Ateş çevresi ile mutlu olan bir adam. Yalnızlığı sevmiyor anladığım kadarıyla"

"Kıskanılacak bir hayatı var"

"Nazar değdirme kız adama"

"Aman ne nazarım değecek Allah aşkına"

Dilem gülerek kocaman bir yudum aldı sodasından. Gözlerini kısıp düşündü.

"Yalnız şu Caner'i ben hiç hatırlamadım"

"Adam çok bozuldu Dilem. Bütün gece sana kaşlarını çatarak baktı"

"Ay ne bileyim? Her asılanın çetelesini tutsaydım sayfalar yetmezdi. Adam gibi gelseydi konuşurdum"

"Yok... Konuşmazdın. Yine yapacağını yapardın"

Dilem dudak büküp omuz silkti. Caner fena adam da değildi. Neden terslemiş olabilirim diye düşündü. Belki de gerçekten damarına basmıştı. Gece boyu kısık gözlerle izlendiğini fark etmişti. Bir adamın damarına basmayı sevmezdi. Kızdırmayı severdi ama dozunda tutardı. Musallat olmalarını istemiyordu. Net çizgiler çekebilme gücü de vardı. Aslında hatırlamadığı için mahcup olmuştu ve bu nedenle en az Caner ile sohbet etmişti.

Savaş mutfağa gelip önlerindeki masadan su doldurup içti. Yüzünde düz bir ifade vardı. İki kız dikkatle onu incelediler. Cemre ses çıkarmamayı tercih etti. Belki yarın daha iyi bir anında konuşabilirdi fakat Dilem beklemedi.

"Savaşçım Defne geldiğinde o nasıl bakıştı öyle?"

Savaş gözlerini hafifçe kısıp Dilem'e baktı.

"Ne demek istiyorsun Dilem?"

"Bir hayranlıkla baktın, onu diyorum"

"Ne olmuş yani? Ben güzel bir kadını beğenip bakamaz mıyım?"

Sert tonlamasına eşlik eden çatık kaşları ile sandalyesini geri çıkarırken bakışlarını Dilem'den ayırmadı. Sonra hızlı bir manevra ile dönüp odasına gitti. Dilem ağzı açık şaşkınca kaldı. Başını yavaşça Cemre'ye döndürdü.

"Ben ne dedim şimdi ya?"

Cemre yanaklarını şişirerek aldığı nefesi bırakmak istemez gibi tuttu sonra bir defada verdi.

"Seninle alakası yok Dilem. Bu ara biraz gergin. Oluyor bazen"

"İyi de neden gergin ki? Son zamanlarda gayet hareketliydi. Hep istediğimiz gibi"

"Ama şimdi değil... Yine rutinine dönünce morali de düştü sanırım. Kısa zamanlı iniş çıkışlar iyi gelmiyor Savaş'a"

"Cemre şimdi bana kızacaksın ama bunun nedeni biraz da sensin"

"Aynı konuya geleceğini biliyorum fakat düşünsene... Diyelim çalışmaya başladım. Sabah çıkıp akşam geliyorum, gün içinde yaptıklarımı heyecanla kardeşime anlatıyorum. O zaman üzülmeyecek mi? Günün belli bir saati masa başında çalışmak zorunda, buraya kadar tamam ama diğer zamanlarda da evden çıkmıyor Dilem. İş yerindeki arkadaşları da çağırıyor sadece ayda bir toplantı olduğu zaman onlara katılıyor. Bir de ben yalnız bırakamam"

ATEŞ PARÇASI (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin