Lale, Soner'in evine gelip direk bahçe kapısına yöneldi. Soner evde olduğu zaman genelde açık olduğu için eve girip çıkmada sorun yaşamıyorlardı. Tahmin ettiği gibi cam kapı ardına kadar açıktı ama içeriye sadece bir adım girebilmişti. Dalmi koltuğun ardından başını uzatmış hırlamıyor fakat burnunu buruşturup hafiften dişlerini gösteriyordu. Lale gözlerini devirdi.
"Ah hadi ama... Benim de senden olduğumu kabul et artık"
Dalmi huysuz bir mırıltı çıkarttı.
"Babanda da sevgilin Ateş'te de gözüm yok"
Koltuğun arkasına doğru yavaş adımlarla ilerlerken Dalmi de koltuğun etrafında dönerek onu gözünden ayırmıyordu. Lale yan gözle köpeği kontrol ederek salonun ortasına kadar geldi.
"Soneeerrr..."
"Efendim"
"Ateş burada mı?"
"Hayır değil. Gelsene"
"Dört ayaklı izin verirse geleceğim"
Soner mutfak kapısından başını uzatıp ıslık çaldıktan sonra köpeğine başı ile bahçeyi işaret etti. Söz dinleyen Dalmi hemen dışarı çıktı. Lale'ye bakıp gülümsedi ve hemen mutfağa geri döndü. Lale de rahatlamış sakin adımları ile onu takip etti. Mutfağa girdiğinde Soner tezgâha dönük başını öne eğmiş dikkatle bir şeyle uğraşıyordu. Önünde kaldığı için Lale ne yaptığını göremedi. Kot pantolon, düz tshirt ve çıplak ayaklarının dışında önüne bağladığı lacivert önlük ile oldukça ilginç bir görüntü sergiliyordu. Lale arkasından dikkatle inceledi. Elindeki havluyu omzuna atan adam gülümseyerek döndü. Hızlı adımlarla yanına gelip elini tuttu ve çekiştirerek az önce önünden ayrıldığı tezgâhın yanına getirdi. Lale'nin kalçalarının iki yanından tutarak tezgâha sabitledi.
"Bunu denemeni istiyorum"
Yüzünde hoş bir tebessüm vardı. Yaptığı her ne ise özendiği belliydi. Lale şaşkınca baktı. Önüne gelen çikolatalı minik keke baktı. Soner üç parmağı ile keki tutmuş dudaklarına uzatmıştı.
"Hadi tadına bak ve fikrini söyle. Dikkat et içi akışkan ve sıcak olabilir"
Lale ağzına uzatılan keki ısırdı. Daha ilk ısırıkta ağzının içine tatlı ve ekşi bir sıvı aktı. Gözlerini kapatıp muhteşem tadı hissetti. "Mmmm..." diye çıkardığı sesler beğendiğinin kanıtıydı. Ağzının içindeki parçayı defalarca çevirdi. Her dönüşte aynı sesi çıkartıyordu. Gözlerini bile açmamıştı. Lokmasını yuttuktan sonra gözlerini açtı. Dudağının kenarında kalan kırıntıyı diliyle toparladı. Soner hevesle onu izliyordu. Dudağının yanı hafif yana kaymış, gözlerini ayırmadan kadına baktı.
"Nasıl?"
"Bu... Nasıl tarif edilir?"
"Orgazm gibi..."
Lale'nin yalanması bir an da durdu. Soner keskin bakışlarının altında sinsice sırıtıyordu. Tezgâha ellerini dayadığı için Lale hareket de edemiyordu.
"Şey... Lezzetli..."
Soner gülüşünü bozmadan tezgâhtan ayrıldı. Tepsiye doğru giderken en son gözlerini Lale'nin üzerinden çekti.
"Beğenmene sevindim. İlk defa yapıyorum. Bir tane daha ister misin?"
"Olabilir"
"Zevk aldığın şeyleri bir defada bırakmamalısın"
Lale boğazını temizledi. Tükürüğü ile boğulmadan son anda kurtarmıştı kendini. Soner rahat tavrı ile iki tane minik kek tabağa yerleştirdi. Yanına taze demlenmiş çay ile orta tezgâha bıraktı. Yüksek sandalyeyi çekip oturduktan sonra yanınki sandalyeye vurarak "Otursana" dedi. Lale söz dinleyen çocuk gibi hemen oturdu. Sessizce kekini yiyip çayını içti. Soner ise dirseği ile masaya yaslanmış onu izliyordu.
