Bölüm şarkısı,
Betoven, Moonlight Sonata.Keyifli okumalar.
Korku bize Havva ve Adem'den kalan küçük toz parçalarıydı. Havva, Tanrı'nın haram kıldığı elmayı iblisin teşviğiyle yemiş ve kalbinin tek sahibi, bedeninin diğer yarısı olan Adem'e de yedirmişti. Acı dolu bu dünyaya gelmek azaptan başka bir şey olmasa gerekti. Şimdi ise bize kalan bu emaneti iliklerime kadar hissediyordum.
Yine yeniden o gün oynatıldı beynimin anılar köşesinde. Üniversite zamanı. Günlük güneşlik bir yaz ayı öğleni. Yine bozulmayan kadro ve yine eğlence meraklısı 9 kafa. Ehliyetimin stajyerlik süresinin dolmasına 1 hafta kala aniden önüme çıkan o küçük beden. İçim titredi, onunla birlikte duygularım, hislerimde toprağa gömülmüştü o gün. Tekrar o anları yaşamak aynı zamanlı bir acı bıraktı kalbimin derinliklerinde. Korkuyordum, çok korkuyordum. Ölesiye bir telaş kaplıydı içimde. Bu korku, tüm organlarıma hatta hücrelerime varana kadar acıtıyordu kalbimi. Tekli koltukta kollarımı bacaklarıma sarmış küçük bir kız çocuğu gibi otururken duymadığım ya da duymak istemediğim tartışmaya kulak vermeye çalıştım. Çalıştım çünkü başımıza bela getirecek bu olaya kafayı takmasaydım kafamın içinde bitmeyen bilmeyen kaosun ortasında kaybolacaktım.
"Ne demek polisi aramayacağız? Kusura bakmayın ama delirmişsiniz, kafayı yemişsiniz siz? Kapımızın önünde duran cesetle hangi sıçtığımın bokunu yemeyi düşünüyorsunuz lan siz?"
Bir sağa bir sola dönüp duran Ece'ye odaklandım. Öfkesi attığı adımlardan fazlasıyla belli oluyordu. Polise gitmek istiyordu, milyon kez aynı şeyi tekrar edip dursada diğerleri bu konuda onunla aynı fikirde değildi. Bu durum ise Ece'nin yaşam kriterlerine asla uymuyordu.
Kapı eşiğinde kollarını birbirine bağlamış duran Korhan, sanki birkaç adım ilerimizde bir kadın ceseti bulunmuyormuşta alelade bir mevzudan muhabbet kurmaya çalılıyormuşuz gibi sessiz ve sakindi.
"Ece ,mesleğinin verdiği güdüyle polise gitmek istiyorsun, seni hepimiz gayet iyi anlıyoruz ama şu durumda eğer polisi çağırırsak olayın şüphelileri olarak direkt bizi içeri atarlar. Hepimiz yanarız. İnan bana bu devirde adalet öyle sandığın gibi işlemiyor. Bizi burda gören de olmadığına göre bu suçu bizim işlemediğimize inanmaları için biraz göt yırtmamız gerekir. Mesleğini kaybetmeyi göze alabilir misin?"
Korhan'ın sorusuyla Ece'nin yüz hatları gerilmişti. Fakat yine de belli etmemek için sinirle şuh bir kahkaha patlattı.
"Yani diyorsun ki bana, 'Ece sus, olayın üstünü kapatalım.' öyle mi Korhan?"
"Ben öyle bir şey demedim, olayı çarpıtma."
"Daha fazla burda durmuyorum, gidiyorum ben." Ece portmantoda duran kabanını üstüne giyerken ayağa kalktım, şu durumda kimse bir yere kıpırdayamazdı.
"Ece."
"Ne var Mine? Sende mi aynı fikirdesin yoksa?" kabanını hızlıca giymeye çalışırken ceplerini yokladı birkaç kere. Muhtemelen araba anahtarını arıyordu.
"Bak Ece, bizde şu an ki durumdan memnun değiliz ama Korhan haklı." dedi Nej. Evet, Korhan haklıydı, hele adalet konusunda sonuna kadar arkasındaydım.
"Korhan itin tekidir, mafia 2'de ki Vito özentisidir, deli manyaktır falan ama iyi adamdır. Hak veriyorum ona."
Korhan hafif gülerek Pusat'a baktı. Nadir görürdük onu gülerken. "Sensin lan özenti, hıyar."
"Şu durumda alınan karar belli sanırım." dedi Gurur. Zülal ve Serena sessizce bizi izliyordu.
Ece hiçbirine kulak vermedi, ortalıkta deli gibi anahtarını arıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ahenk: Geçmişin İzleri
Fantasiaİhanet, Güç, Merhamet.. Sizce hangisi bu oyunun kazananı? Ya da hangileri mi demeliydim?