Karantina 6

Bölüm-1

***
Gece ile Güneş'e herşeyi anlattıktan sonra ortama bir sessizlik çökmüştü,bu sessizliği bozan Burak oldu.
"Abi eğer hikaye bittiyse bana müsade."dedi.
Mert,"Nereye kardeşim?" dedi.
Burak,"Ortam çok gergin çişim geldi aaa o da mı yasak be?(!)"dedi.
Güneş kahkaha atmaya başladı ama biz buna alışmıştık ne de olsa bu Burak her an zaten çişi gelir değil mi?
Onur gözlerini devirerek,"Klozetin içine düşmede napıyorsan yap!" dedi alayla,işte o zaman ben kahkaha attım.
Burak gittikten sonra Gece,
"Anne herşeyi anladım ama bu Ender denen adam öldü değil mi,ya ölmediyse napacağız?" dedi.

Haklıydı,biz ne zaman o öldü sanarsak o sonraki gün karşımıza çıkardı korkması ve merak etmesi çok normaldi.
Onur,
"O adamın cesedini gördüm Gece'm merak etme öldüğüne eminiz." dedi.
Öldüğünü bilsem de bunu Onur'dan duymak iyi gelmişti.
Gece derin bir nefes alıp,
"Peki cesedi şuan nerede?"diye sordu.
Bunu sorması garip gelmişti ama aslında mantıklı bir soruydu şuana dek bunu hiç sormamıştım.
Onur'a dönüp,
"Bence iyi bir soruydu ben bunu nasıl merak etmediysem,Sevgilim Ender'in cesedi nerede?"diye sordum.
Onur,
"O da bana sır kalsın,bunları merak etmeyin güzellerim."dedi.

(10 dakika sonra...)

Burak içerden bağırdı,
"ABİ TUVALET KAĞIDI NEREDE?"

Onur,
"CEHENNEMİN DİBİNDE BURAK GÖTÜNÜ DUVARA SİL!" diye bağırdı.

Güneş kahkahalara boğuldu.
Ben,
"KAPININ ARKASINA BAK BURAK!"diye bağırdım.

Burak bana,
"SAĞOL ZEYNO SEN OLMASAN BU HAYVAN BİZİ TAŞ DEVRİNE GÖTÜRECEK!"dedi.

Güneş yerlerde yuvarlanıyor şu kocaman çocuk YERLERDE YUVARLANIYORDU GÜLMEKTEN!

Bir düşündüm bu kadar mı komiktik biz yoksa problem Güneş'te miydi?

Sonunda Burak canı sevgilisi tuvaletten ayrılıp yanımıza geldi altımız sohbet ederken Onur'un telefonu çaldı ve balkona çıktı.

Mert,
"Arayan Rıza Amca'ydı."dedi.
Ah Mert ben sen olmasan ne yapardım!

Aradan 15 dakika geçmişti Onur'u merak edip yanına gittim.
Oraya gittiğimde Onur şok içindeydi bardak yere düşmüştü sanırım Rıza Amca ile konuşurken su içiyordu bir anda elinden düştü.

Onur'a,
"Onur,iyi misin?" diye sordum.
Onur bana baktı boş gözlerde ve,
"Z-Zeynep... E-Ender'in mezarı..."
"Ender'in mezarı ne Onur?"
Bir an duraksamıştı,
"B-Boş..." dedi.

BEN Mİ YANLIŞ DUYMUŞTUM?

ENDER'İN MEZARI BOŞ!
ENDERİN MEZARI BOŞ!
ENDER'İN MEZARI BOŞ!