Omzuma dokunan nefes

380 99 746
                                    

Küçük bir not,

Herkese merhaba, bundan yıllar önce 'ENSEME DOKUNAN NEFES' adlı kitabımı yazmıştım, büyük bir heyecanla. Hesabıma anlamadığım bir şekilde giremedim, şifreyi değiştirmeyi denedim başarısız oldum. 2.3 m okunması olan kitabım yarıda kaldı, kendimle defalarca hesaplaştım ve yeni kitap yazmaya ikna ettim. Şimdi buradayım sizlerle. Yeni bölüm için yıldıza basmayı ve yorum yapmayı unutmayın.

01.02.2023

OMZUMA DOKUNAN NEFES


Bu gece gökyüzüne içiyoruz...
...

Gecenin bol bol yağdırdığı kasvet, bedenlerin kucaklarına düştüğünde ruhların alınlarını kazıdı. Yağmur damlaları caddenin sonundaki iki katlı eve düştü. Gecenin kasveti caddeden geçen zarif bedenlerin yıkılmaya hazır ruhlarına değdi. Kasvet boğuk bir halde, kucak kucak boğazında düğümlendi zarif bedenlerin. Gökyüzünün koyu mavi rengi siyaha çaldı. Kıs kıs gülen havanın nidaları gökyüzünde çakan şimşeğe yenik düştü. Yanık ve yıkık bedenler dünyanın küllerini üzerine çekti.
Küçük bir esinti rüzgar şekline bürünmüş bir halde odanın açık kalan penceresine düştüğünde genç kızın kahverengi saçları başını çıkardığı camdan havalanıyordu. Pencereyi örten grimsi perde geriye doğru savruldu.

Hafif esintiyle kahverengimsi saçları gözlerinin önüne düşerken havayı derin bir nefes alarak içine çekti. Gözlerini kapattığında belki de bedeninin hafiflemek için akıttığı gözyaşları yanaklarından süzülüp dudaklarına değdi. Tuzlu tadı dilinde hissetti. Hala küçük sayılabilecek avuç içleri yanaklarına uzanıp gözyaşlarını sildi. Asla sahip olmadığı anne sevgisi ve hiçbir zaman hayatında yer almamış güvenebileceği bir baba. Yirmi üç yıllık hayatını özetleyecek olursa bu kelimeleri sarf ederdi.

Onun adını soracak olursanız,

Maral Sel

Maral'ın hayatına hoş geldiniz.

...
Kar sele serpe yağarken, göğün grimsi rengi çam ağaçlarının üzerine bocaladı. İki katlı evlerin bacalarından tüten duman sisli havanın nidasına karışırken gökyüzünde alacalı bir şimşek çaktı. Genç kızın kalbi burkulmaya mesken tutmuştu. Ellerini sığdırdığı beyaz eldivenlerine göz ucuyla baktığında teninin ürpertisiyle elini kabanının cebine soktu. Soğuktan donmak üzereydi. Dört yıldır aynı kabanı giymenin verdiği eskimişlik onu daha da üşütüyordu. Dudaklarından yükselen boğuk duman havaya karışıyordu.

Adımlarını sıklaştırdığında siyah botlarının önüne biriken karlara sinirle baktı. "Hadi ama yine mi?" Yol boyunca botlarına sıvanan karları temizlemekle uğraşmıştı.

Bedenini durmaya zorladığında ayaklarını hızla sirkeledi. Kar taneleri yeri boyluyordu. Bu havayı seviyordu aslında, geç kalma derdi olmasa keyfini çıkara çıkara giderdi. Sırtına iliştirdiği, kenarları yırtılmış çantanın içine aldığı ekmekleri koymuştu. Tek düşündüğü yemek olan babası açken, geç kalması çokta hoş karşılanmazdı.

Denizin rengine çalan mavi gözleriyle kitapçıyı süzdüğünde havanın buz kesen soğuğu siyah taytına vurdu. O anda kabanın ısıttığı vücuduna şükretti. Beyaz eldivenlerine sığdırdığı ellerini cebinden çıkardığında her gün adımını attığı sokağa göz gezdirdi. Babası neden geç kaldığını sorup ona ceza vermeye kalkarsa kendini nasıl savunabileceğini düşündü. Duraksadı, bunu yapması imkansızdı, babası ceza vermek istese verirdi buna karşı gelmezdi, gelemezdi.

Kavak şeklinde bir rüzgar estiğinde saçları havalanıp kabanının örttüğü omuzlarının üzerine düşüverdi. Yılların vermiş olduğu hasarla neredeyse yıkılmak üzere olan iki katlı evleri karşısındaydı şimdi. Derin nefes aldı, dudaklarından şu kelimeler döküldü, "sakinleş, sakinleş."

OMZUMA DOKUNAN NEFESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin