Barış'ın ağzından
Sedef'i de alıp kafeden çıktım, gerçekten ne olmuştu az önce. Gardımı düşürmüştüm, ama ne olursa olsun ona bir iyilik borçlandım.
"Barış bir şey söyleyeceğim, Azra'nın vurduğu adam var ya hani. O adam Faruk'tu" gözlerim fal taşı gibi açıldı. "Barış, kim bu adam ki? Her söylediğimizde ciddileşiyorsun."
"Eve gidelim anlatırım." Koşmaya başlamıştık çünkü yağmur yağıyordu. Evimin önüne geldik ve alacaklı gibi kapıyı çalmaya başladım, Ateş kapıyı açtı ve ne olduğunu anlamaya çalışıyormuş gibi bana baktı.
"Artık anlat bana kim bu adam!" Ateş "Kimi?" Dedi "Faruk'u mu anlatayım peki o zaman iyi dinle beni! Bu adam en manyak mafyalardan biri ve kız kime bulaştığını bile bilmiyor!"
Ateş lafımı kesti ve Gonca'yı çağırdı, Gonca hızla aşağı inip "Ne oldu?!" Dedi endişeli bir sesle. Hepsini toplayıp olayı detaylı bir şekilde anlattım.
"Kızım be!" Dedi Gonca yüksek sesle "Şimdi Faruk'a gelelim. Bu adam bizim elli belki yüz katımız falan, bu yüzden kızı korumamız lazım çünkü o da Sedef'i korudu ne kadar pek tanımasak bile."
Onaylar bir şekilde başlarını salladılar Gonca "Kameralar bende!" Ateş ise "Takip işi bende." Dedi, bir an bana katılmayacaklar diye tedirgin olmuştum.
"Sedef seni eve bırakalım." Dedim adamlarıma bakarak, onlar da anlamış olacaklar ki arabaya doğru yöneldiler, "Ama ben gitmek istemiyorum." Dedi Sedef, ancak bu ona fazlaydı, " Hadi Sedef gitmen gerek canım."
Keskin bir bakış attı, ondan uzaklaştım ve işlerde yardımcı olmaya gittim. Sedef arabaya binmişti, ben Ateş'e baktığımda çoktan hazırdı, siyah kapüşonlu ve siyah pantalon giymişti, arabasına binip bana izci selamı verdi ve harekete geçti. Gonca bir iki saat sonra "Kafeden ayrıldı." Dedi koştum ve bilgisayara baktım.
Ateş peşindeydi, belli etmiyordu ki bu iyiydi. Kız eski bir apartmana girdi, Ateş dışarıda beklemeye başladı.
Azra zaten yorgunluktan sarhoş gibi olduğundan fark etmediğine emindim.
Plakasız bir araba geldi; arabadan adamlar indi, siyah giyinmişlerdi "Ne oluyor?" Dedim öfkeli bir sesle. "Bilmiyorum ama iyi değil sanırım."
Dedi Gonca, adamlar gittiğinde ve araba tamamen boş kaldığında Ateş arabanın fotoğraflarını farklı açılardan çekmeye başladı. Buraya doğru gelmeye başladı, "
Ne yapıyorlar acaba?" Dedim endişeli bir sesle, Gonca bana sorgulayıcı bir bakış attı ve "N'oluyor sana böyle?" Dedi, gerçekten neler oluyordu bana böyle? Uzun uzun sorgulamaya vaktim olmadığından bilgisayara döndüm ve bir adamın Azra'yı taşıdığını gördüm, "NE OLUYOR BE?!"
Dedim, Gonca bilgisayara döndü sonrasında kameraları izlemeye başladı. Kapı çaldı ve açtım, karşımda Ateş vardı "Takip cihazı taktım rahatla."
Demişti. Gonca ve ben çekmecede bulunan silahlarımızı aldık, arabaya geçtik. Orman gibi bir yere gidiyorlardı ve biz de normalde asla yakalanmadığımız trafiğe yakalandık. Takip ettiğimiz araç bir süre sonra durdu, orman gibi bir yerdi. Yarım saat geçti, kim bilir neler yaptılar kızcağıza.
Varmıştık sonunda depo gibi bir yerdi, terk edilmiş gibiydi. Ateş hava yapmayı sevdiği için "Hey bebeğim hadi kapıyı açın ve kırmızı göl oynayalım!" Kapıyı açıklarında direk birinin kafasına sıkmıştım. "Hadi ama Barış acı çektirmezsen hiç anlamı kalmaz!"