Yorumlarınızı ve oylarınızı eksik etmeyin aşkolar.
***
Stiles'ın bedeninde olan kötü ruh arkasına yaslandı. Bu aralar çok siniri bozuluyordu. Tek neşesi okuldan bir kızdı ve bu ona bile tuhaf geliyordu. Bir kız...16 yaşında ki sıradan bir kız. Herhangi birisi onun yerini alabilirdi ama aynı zamanda alamazdı da. Tuhaf şeyler hissediyordu ve bu mantığı ile çakışıyordu. Kütüphanede oturmuştu. Okula ait olan bu yerde birçok kitap vardı ama onun burada olmasının sebebi kitaplar değildi.
O kıza, YN'ye ders çalıştıracaktı. Kendi kendine güldü. Lafı bile komik geliyordu. Sıradan bir kıza ders çalıştıracaktı. Neden bu teklifi kabul etti bilmiyordu. Beyni ağzından yavaş çalışıyordu onun karşısında. Bu yüzden düşünmeden evet deyivermişti. Kapı açıldığında onu gördü. Mini pudra rengi bir etek giymişti. Üstünde ise beyaz tişörtü ile oldukça sıradan görünüyordu. Görüntüsü bile dizlerini titretmişti. Bir ergen gibi hissediyordu. Sanki bir ergenliği olmuş gibi...
Kız yürürken olduğu yerden donuk bir ifade ile kendisine doğru yürümesini seyretti. Kız hep olduğu gibi büyükçe gülümsüyordu. Diğerlerinin aksine bu kızda kendisini tiksindiren en ufak bir şey bile yoktu. Belki de kendisine cevap arıyordu, emin değildi.
"Hoş geldin." Kıza yandan baktı ve kız ona selam verdi. Kitaplarını yerleştirirken Void bekledi. Sabırsız bir kişiliği olmasına rağmen bekledi ama şikayetçi değildi. Kafasında tilkiler dönüyordu. Bu kızı en hızlı nasıl öldürürdü? Boynunu kırması için ne kadar kuvvet uygulaması gerekirdi ya da önce işkence etmeli miydi? Belki ailesini gözünün önünde işkenceler içinde öldürdükten sonra onların etini tavada gözünün önünde pişirip YN'ye yedirmeliydi? Yapabilecek gibi hissetmiyordu ama öyle hissetmeyi istedi. Bilinmemezlik tehlikeliydi.
Kız bitirdiğini işaret edercesine ona dönüp gülümsediğinde düşünceler uçup gitti. Bir rüyadan uyanmış gibi serpildi ve ona konuyu anlatmaya başladı. YN okula yeni gelmişti. Yaklaşık 3 hafta önce San Diego'dan ailesinin işleri gereği gelmek zorunda kalmıştı. Yani anlaşılacağı üzere gerçek Stiles'ı tanımıyordu. Okulda uğraşabileceği tek kişi olarak YN'i görüyordu. Scott ve diğerleri arada onu sinir etse de hiçbir şey olmamış gibi davranıp okula geliyordu. Bu da ona komik geliyordu. Sıkılmasa gelmezdi. Sadece bu aralar pek işi yoktu.
YN onun için iyi bir eğlence kaynağıydı. Ağzı iyi laf yapıyordu ve toplumun düşüncelerine korkmadan karşı çıkabiliyordu. Belki de düşünce biçimi yüzünden ona yakın davranıyordu. Bilmiyordu.
Anlatması bittiğinde kitaplara bakmaya karar verdiler. Rafların arasında mitoloji kitapları, önemli filozofların eserleri ve daha bir çok düşünmeye iten kitapları incelediler. Void bu zamanın insanlarının düşüncelerinin eskiye göre gelişmiş olmasına hayret ediyordu. En azından beyinlerinin farkına varmışlardı ve bu bile onun için büyük bir gelişmeydi.
YN'nin fikirlerini önemsiyordu. Hatta gerçekten önemsiz olan bir kaç şey daha sormuştu ve ardından pişman olmuştu. Kız ters bir sey deseydi özür bile dileyebilirdi. Bu tuhaf davranışlar umuyordu ki içinde bulunmaya devam eden Stiles yüzünden oluyordu.
Yoksa kendiyle uzunca bir vakit geçirmek zorunda kalırdı.
"Sence Tanrı insanları neden yarattı?" Kızın sorusu insanların kendine günlük hayatta sorduğu ama neredeyse bir türlü cevap bulamadığı bir soruydu.
"Bilmem." Gerçekten de bilmiyordu. Umrunda da değildi. Varsa vardı işte.
"Sıkılmış olabilir. Bir sonsuzluk içinde öylesine bir şey yapmadan durmak sıkıcı olur. İnsanlardan önce melekler vardı ama baktı ki onlar her dediğini yapmak zorunda, işler eğlenceli hale gelsin diye insanı ve iradesini yarattı."
Kız hayran kalmıştı.
"Daha önce bu soruya kimse böyle cevap vermemişti. Etkileyici. Bunu bende düşündüm ama Tanrı sonuçta Tanrı değil mi? Sıkılmak insana ait bir özellik. Neden sıkılsın?" Void omuz silkti.
"Neden sıkılmasın? Sıkılması için bir çok sebep var. Hem bir çok ilâhi kitapta Tanrının insanı sevdiğinden bahsetmez mi? Sevebilmekte insana ait bir özellik olarak görülür ama öyle değil. Tanrı diye duygusuz olacak değil. Sonuçta sinirlenebiliyor ya da merhamet duyabiliyor."
Mantıklıydı. Kız dediklerini sevmişti.
"Okul bittikten sonra burada ya da başka yerde eğitim vermeyi düşündün mü? Bu konuda gerçekten iyisin. Hem zekisin." Void sırıttı, "O kadar çevreli düşünüp bunu nasıl sıradan düşünebiliyorsun?" Kız güldü ve dudağını büzdü, "Bilmem. Sadece o an öyle söyleyesin geldi." Oysa Void her kelimesini kırk kez düşünüp ve planlayıp söylerdi.
Gerçi o da YN'nin yanında pek aklına mani olabiliyor değildi.
"Tuhafsın. Neyse. Gidelim mi artık? Seni bırakırım." Kız kafasını salladı ve masaya eşyalarının olduğu yere ilerledi.
Masada neyi var neyi yok her şeyi çantasına doldurdu ve Void ile birlikte dışarıya cıktı. Jeepe kadar yürürken çantanın ağır olduğunu farkettiği için Stiles taşımıştı. Kız sadece gülmekle yetinmişti.
Kısa yol arkadaşlığı güzel bir sohbetle sonlanmıştı. YN arabadan indiğinde Stiles'ta onunla inmişti. Kapısının önüne kadar eşlik etti. Eve girmeden önce ikisinin de beklemediği bir şeyi YN yaptı. Stiles'ın yanağından öptü. Aslında dudaklarını öpmeyi planlamıştı ama aşırıya kaçarsa kötü duruma düşmek istemiyordu.
Ardından geriye bakmadan eve koştu. Bu kısa öpücük bile onu fazlasıyla utandırmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Void Stiles~ hayal et
Fantasíanogitsune ♡ siz bir nogitsune aşık olamazmı? ama sen YN sin nogitsuneyi bile aşık edersin..