Sarı saçlarımı geri savurup ortaya çıkıyorum. Temizliğini, evin işlerini bitirmiş, ev ücretini ödemesini bekliyorum. O sırada evin sahibinin küçük kızı yanıma geldi ve etekleriyle oynamaya başladı. O kadar dalgındım ki geldiğini bile sonradan fark ettim. Kısa siyah saçakları ve giydiği beyaz elbisesi ile çok zarif duruyordu.
"Annemin her geceki durumu masaldaki kıza çok benziyor." dedi bir anda. Ona anlamaz gözlerle baktım. Tam o esnada ev sahibi gelip ne konuştuğumuzu sordu. Leydi Myra kontes Borh'un küçüklük ve ebedi aşkı. Siyah uzun ömürlü ve beyaz teni kendine hayran bırakır derecede hoştu. Boyu benden biraz uzundu ve giydiği elbiseler güzel fiziği sayesinde harika performanslar sergiliyor. Ona haddinden fazla baktığımı farkettiğimde hemen baktım
"Anne,ona da bana her gecede yaşadığı prensesin hikâyesini anlatır mısın gerçekten göründüğün prensese benziyor." Bahsettiği kayıp prensesin hikayesini daha birkaç önce duymuştum ama tam hikayeyi önemli isimler dışında kimsenin bilmediğini sanmıyordum. Bizim gibi varlıklarsız kesimlerin ise kulaktan okunduğu duyulmuş ve yaygın olan eksik bilgiler dışında hiçbir bilgi yoktu.
"Kayıp prenses 4 yaşında bir gece saraydan çıkartılmış ve bir daha haber alınamamış. Bazıları bunun krallığa fidye teklifleri için olduğu söylendi ama ona günlük bir iz bulunamamış ve her şey bir diğer acı kısmı ise o gece polisteki tüm muhafızlar zehirlenerek yaralıce katledilmişler. isyan başlamasına neden olabileceği için asillerin ve kraliyet ailesinin dışında kimsenin bilmemesine karar verildi."
Bu öğrendiklerim beni bozguna uğratmıştı. Hangi cani böyle bir şey yapabilirdi. Bunu başka bir krallık bile yapmış olabilir ki bu çok olası olur çünkü Sloteria'nın çok fazla düşmanı mevcuttu. Bunun düzenli nedeni ise Sloteria'nın varisinin sahibi olduğu söylenen özel güçler. Elbette bunlar zannımca bir Mit'ten ibarettir. "Peki bana benzetmenizin nedeni nedir leydi Myra?"
"Daha dış sesini dinlemedin ki." dedi i harfini uzatarak küçük hanım. Ona baktım ve yeniden Leydi Myra'ya döndüm. "Kralımızın deliğine göre mavi ve ela karışımı çekik gözlere altın sarısı saçlara sahipmiş.
İşte bu beni gerçekten şaşırtmıştı ama benim o prenses değildim bence çok bariz olmalı. Bunun nedeni ailemin benim bebekliğimi bile ezbere bilmeleri. Eğer böyle bir şeyin gerçek olma olasılığı bulunsaydı bebekliğimi bana isimleri gibi anlatamazlardı.
Küçük hanıma dönerek "Ama maalesef benim özel güçlerim yok ama senin çok özel bir gücün var küçük hanım." sözümdeki büyümeyle bir gülümsemeyle. Onu gerçekten çok seviyordum ayrıca o benim tek arkadaşımdı. Benim özel gücüm ne diye meraklı gözlerle bir bana bir Leydiye bakıyordu. "Senin özel gücünün yemeklerinin hepsini bitirip çok sağlıklı olmak küçük hanım." dedim neşeyle .Gerçekten çok az yemek yiyordu ve bu sağlığı oldukça olumsuz etkiliyordu.
Küçük hanım kısaca yanımızdan ayrılıp yemek masasına koştuğunda Leydi Myra ile baş başa harcamak .Bana ücretimi ödeyip beni uğurladı ve bende ona tüm bu hikayenin aramızda kalacağına gün boyunca klubemizin yolunu tuttum.
*
Yol tüm boyunca garip insanların bakışlarıyla karşılaştım .Bunu tuhaf bulmamıştım çünkü bu benim neredeyse her gün izlediğim bir şeydi ve bu genellikle asillerin evinde temizliğe gittiğim içindi .Ama bugün farklı bir şeyler vardı .Ayrıca detaylı tarifi olmayan bir dinlenmelik duyduğumdum ve sabahtan beri çözemedim .
Evimizin yaklaştığı bölgedeki diğer gençlerden biri ile karşılaştım. Bu Vincent'ten başkası değildi.Onunla yalnızca bir kaç defa mecburiyetten iletişim kurmuştum. Uzun boyu ve kemikli yüz yapısı ile oldukça güçlüydü. Ama benim ilgimi çekmiyordu. Meraklı gözlerle beni süzüyordu.Anlamsız bir vuruşta attığım kaşlarını çatıp yanıma yaklaştı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beyaz Zambak-Geleceğin Geçmişi
Fantasy"Kendilerine dost edinmeye başlasalar iyi ederlerdi çünkü beni hiç bir krallık engelleyemezdi ve ben güç için geliyordum." Sıradan bir genç kız ve bir kahin...Acaba gerçek olabilir mi bunlar? Leora sıradan bir köyde sıradan bir ailenin tek çocuğudu...