Saraya vardığımızda önce mecburen babamı yanına uğramamız gerekiyordu. Başka krallıklardan asiller geldiği zaman basit bir şey için bile olsa önce neden geldiklerini krala belirtmeliydiler. Ağır adımlarla taht odasına ilerlerken Beatry konuşmaya başladı. "Ne için geldik diyeceğiz sonuçta biz kılıp değiştirip köye gideceğiz de o yüzden geldik diyemeyiz." Haklıydı bunun için herhangi bir şey düşünmemiştik.
"Bence üzerimizi değiştirip köye ineceğiz halkın isteklerini dinlemeye gitmeyeli uzun zaman oldu diyebiliriz. Gerçekten de uzun bir süredir gitmiyoruz. Beatry ve Leiya için ise bizi gözlemleyip köylülere nasıl davranmaları gerektiğini öğreteceğiz deriz." Amber'in fikrini hepimiz beğenmiştik ancak bir eksiği vardı kıyafetler.
"Kıyafetlerimizi de halktan biriymişiz gibi davranıp sorunlarını öğrenmeye çalışacağız demeliyiz çünkü köylü kıyafetlerimizi başka türlü açıklayamayız."
Planımızın işleyeceğini umuyordum çünkü başka insanlar ile tanışmak için bu kadar hevesliyken sonucunda üzülmek istemiyordum. Sonunda taht odasına vardığımızda kapıyı üç kez tıklatıp içeriye girdim. Kraliyet ailesinden biri kapıyı üç kere tıklatırdı bir muhafız veya hizmetli ise iki kere. Böylece gelenin kim olduğunu ayırt etmeniz kolaylaşıyordu.
Diğerleri de peşimden girdiğinde babam bizi sorgular şekilde bakıyordu. Samimi bir şekilde gülümseyip durumu açıklamaya başladım İçimizden kimse cesaret edemediği için bu görevi ben üstlenmiştim. "Baba Ophela krallığından Prenses Beatry." Beatry ufak bir reverans sergiledi. "Viola Krallığından Prenses Leiya." Dememle Leiya da reverans yaptı ve sözüme devam ettim.
"Dördümüz beraber aşağıya köye ineceğiz Amber bize halkın eksikliklerini nasıl onları rencide etmeden öğrenebileceğimizi gösterecek hem uzun zamandır yapılmadığı için de bu görevi yerine getirmiş olacağız. Bunu da halktan biri gibi giyinip yapmak istiyoruz eğer senin de iznin olursa." Lütfen izin versin lütfen.
"Öncelikle krallığımıza hoş geldiniz kızlar. Bu yapmaya çalışacağınız şey hepiniz için iyi bir tecrübe olabilir ancak tek başınıza gitmeniz çok tehlikeli olabilir özellikle Leora'nın yalnız başına olması daha büyük bir risk taşıyor."
"Hayır baba güven bana başımıza hiçbir şey gelmeyecek." bunun tabi ki bir kesinliği yoktu ama bunu da söyleyip izin alma ihtimalimizi düşürmek istemem. Yüzüne sabırsız bir şekilde bakmaya devam ettiğimde hala tereddüt ediyordu.
"Tamam peki maden öyle olsun izin veriyorum ama bunun derslerinizi aksatmasına izin vermeyeceksiniz ve Başınıza bir şey gelmesine izin vermeyeceksiniz çünkü ben sizi biliyorum siz bir günle yetinmezsiniz devamı gelecektir. Eğer ihtiyacınız olursa herhangi bir merkezde konaklayabilirsiniz ancak öyle bir karar verirseniz oradaki muhafızlardan biri ile haber yollayın ki aklım sizde kalmasın ayrıca sizin gerçek prenses olduğunuzu anlayabilmeleri için içinizden biri yanına tacını alsın."
Hevesle onayladık. Biz izin vermeyeceğini bile düşünürken o daha fazlasına izin vermişti ve gerçekten çok mutluydum. Hızlıca odadan ayrılıp benim odama doğru yol aldık. "Kralın bu kadar çabuk izin vereceğini düşünmemiştim. Sırf izin versin diye birkaç saniyede kafamda kaç tane yalvarma senaryosu düşündüğümü tahmin bile edemezsiniz."
"Bende bu kadar hızlı olmasını beklemiyordum açıkçası ve Leora tacı sen takmalısın sonuçta bu krallığın gelecekteki hükümdarı ve veliaht prensesi sensin benden çok senin sözün geçerli."
"Amber haklı muhafızlar senin sözünden çıkmayacaktır. Leiya ve benim şuan da söz hakkımız bile yok zaten bizim takmamız bir şey değiştirmeyecektir." hepsinin ortak kararı ile tacı benim takmama karar vermiştik. Dedikleri gibi bu daha akıllıcaydı ama başımı ve yüzümü diğerlerine göre daha fazla saklamak zorunda kalacaktım. Amber'de ben gelene kadar krallığın tek varisi olduğu ve köye sürekli indiği için ikimizin de tanınma olasılığı yüksekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beyaz Zambak-Geleceğin Geçmişi
Fantasía"Kendilerine dost edinmeye başlasalar iyi ederlerdi çünkü beni hiç bir krallık engelleyemezdi ve ben güç için geliyordum." Sıradan bir genç kız ve bir kahin...Acaba gerçek olabilir mi bunlar? Leora sıradan bir köyde sıradan bir ailenin tek çocuğudu...