8

14 4 0
                                    



Bölüm hakkında fikirlerinizi yorumlarda belirtmeyi ve oy kullanmayı unutmayın. İyi okumalar.

§ § § § § § §

Ben elimi indirirken o elini uzatıp elimi sıktığında konuştu " bende can sanırım bu sefer de siz yanıldınız" adamın dediğinden bir şey anlamazken sesinin tanıdıklığıyla gözlerimi büyülttüm. " avukat değilim yaşadığınız ilin emniyet müdürüyüm."

§ § § § § § §

Elim şaşkınlıktan açıldığında yanıma düşmesiyle ismi Can olan emniyet müdürü adam diğer bir değişiyle dolandırmaya çalıştığım emniyet müdürü adam yanımdan geçip sandalyeye oturdu. Peşine bende evde ki sarı bezi yaktığımı anlamış annemin yanına giden, suçunu kabul etmiş çocuk gibi adımlayıp karşısında ki suçlu insanların oturduğunu önceden düşündüğüm şuan emin olduğum sandalyeye yerleştim. Halbuki ben sadece sicilinde lisede sigaradan yakalanan, üniversiteli işsiz ve kesinlikle suçsuz bir genç kızım. 

Kapı tekrar açıldığında içeriye bu sefer üniformalı biri girdiğinde bu adamın yanında olmaktan kastığım vücudum biraz rahatlamıştı. Beynim resmen düşünmekten dörde ayrılmıştı. Birincisi bu adam niye bu kadar korkunç. İkincisi annem şuan karakolda sorguda olduğumu öğrenirse beni ne yapar. Üçüncüsü kızların ayarladığı avukat nerede kaldı. Dördüncüsü o siyah clipper çakmağımı kızlardan hangisi cepledi. Ben düşünürken polis memuru " müdürüm, kızın cep telefonunu ve üstünde ki diğer eşyaları alabilir miyim" dediğinde sinirlenmeye başlamıştım. Müdür olan dolandırdığım Can bey " ciddi misiniz, üstünü aramadan buraya mı soktunuz? Aklınız nerede sizin" sesini yükselttiğinde benim sinirim onun yanında bir hiç olduğunu ve sinirlenmemin yanlış olduğunu anlamıştım. İyi ki  direkt söze atlayıp itiraz edip sinirini üstüme çekmedim.

Polis memuru sessiz kaldığında ayağa kalkıp ellerimi havaya kaldırdım. Polis memuru bu hareketimle müdürüne baktığında ondan aldığı onay ile üstümü arayıp cebimde bulduğu cep telefonu, anahtar, cüzdan, ve hüptrik ile odadan çıktı. Polisin gidişini izledikten sonra önüme döndüğümde müdürün " hüptrik?" dediğinde neye şaşırdığını anlamama rağmen açıklama yaptım "şey dün bakkaldan almıştım da abim bulamasın diye cebime saklıyorum" dediğimde birkaç saniye yüzüme bomboş baktıktan sonra kafasını salladı. " anlat bakalım ne zamandır bu işin içindesin, kazançlarınızı nerde topluyorsunuz, kaç kişiyi dolandırdınız" peş peşe sorduğu sorulara verebilecek hiçbir cevabım olmamasına rağmen konuştum " bakın müdür bey ben dümdüz bir Türkiye vatandaşıyım, ne işim olur benim dolandırıcılıkla suçla. Sicilime bakın isterseniz bir tek lisede sigaradan yakalanmıştım, para cezası kesmişlerdi ödemezsen siciline işler demişlerdi, ödememiştim. O vardır bir tek trafik cezam bile yok ki asla ehliyetimi alalı dört yıl olmasına rağmen hiç trafiğe çıkmayışımla alakalı değil." hızlı hızlı konuştum ki tek avazda kurtulayım. " birincisi lise sigara para cezanız sicil kaydınıza işlemez ikincisi" ne demek işlemez " ne gerçekten mi, bunca yıl kandırıldım mı ben şimdi" müdürün sözünü kestiğimi fark ettiğimde hemen ekledim " ayy pardon müdür bey, şaşırınca yükseldim kusura bakmayın" kafasını sanki sabır çekermiş gibi sağa sola sallayıp konuştu "neyse, şimdi bana kimden emir aldığını veya kime emir verdiğini, tüm sisteminizi anlatıyorsun, kaç kişilik bir örgüt olduğunuzda dahil. Her şeyi." hızla konuştum " ne örgütü müdür bey ne diyorsunuz" önümde ki bardakta ki su keşke test olmasa boğazım gerginlikten bir hayli kurudu da. İzlediğim polisiye dizileri sayesinde bu testten haberdar olduğum içinde kendimi tebrik ettim. " ne emir alması ne emir vermesi. Ben bir annemden emir alırım mecburi ve emin olabilirsiniz emir verebildiğim tek şey de robot süpürge. Ne işim olur benim örgütle" adama dolandırıcı olamayacağımın gerekçelerini de kendimce sunduğumda diyecek bir şeyim artık kalmamıştı.

" peki o zaman neden o kadar kişi şikayette bulundu? Arama kayıtları da çıktı senin konuştuğun bariz ki zaten sende ismini vermişsin. Bence inkar etmeyi bırak itiraf et. Hem suç ortaklarını da söylersen işbirliğin sayesinde cezai indirimde alırsın."

Adamın konuşmasıyla şuan aklım sanki yeni başıma gelmiş gibi oldu. En başta yapmam gerekeni şimdi yapıp olay örgüsünü kısaca anlatmaya başladım.

" bakın şimdi iyisi mi size en baştan anlatayım. Şimdi benim lise bitti üniversiteye gidip mezun oldum ya üniversite bittikten sonra da iş bulamayıp işsiz kaldım."

Yarım saat sonra...

"işte öyle her gün başka bir bahaneyle gittiğimde hem ben sıkılmaya başladığımdan hem de ailemin ve mahalle baskısı biraz azalsın diye tabii işte mantıklı geldiğinden sema ablanın internetten bulduğu çağrı merkezi işine başladım. Üç dört gün çalıştıktan sonra birinden duydum bunlar parayı vermiyormuş. Böyle bir firma zaten yokmuş. Bende firmayı internetten araştırdığımda hiçbir muhatap bulamayınca sinirlendim. Ben bulamazsam polisler bulur hem de dikkatini çeker böyle bir kurum diye böyle bir yol buldum. Ama kimseden bir kuruş bile almadım." tüm her şeyi anlattığımda üstümden bir yük kalktı sanki aniden aklıma onlara kanıt olarak sunabileceğim kızlarla whatsapp konuşmalarımız geldiğinde sandalyeden kalktım.  "telefonum, whatsapp, ayy size kanıt sunabilirim" kaşlarını kaldırdığında 'ne' diye sorduğunu anlayıp devam ettim " kız arkadaşlarımla grubumuzda ki whatsapp konuşma kaydı, onlara planımı filan da her şeyi anlatmıştım. Hatta sizle konuştuktan sonra bile onlara söylemiştim polis denk geldi filan diye." sevinçle kendi kendimi onaylayarak "evet, evet bakabilirsiniz. Ohh kurtuldum" adam birkaç saniye bana yine bomboş bakıp "değişik" dedikten sonra ayağa kalkıp sorgu odasında ki telefonu açıp "doğru mu var mı kayıt" karşı tarafı dinledi " tamamdır devam edin" telefonu kapatıp yanıma doğru ilerlediğinde bende ayağa kalktım. " Kayıtlarda dediğiniz konuşmalar varmış. Daha detaylı incelenmesi gerekiyor ama şuan serbestsiniz. Şehirden ayrılmayın ve telefonunuzda bizde kalacağı için içeriye sizinle iletişim kurabileceğimiz bir numara bırakın."

Mahalle BaskısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin