1.4

4.6K 502 112
                                    

Şu kedi gibi kaykay süremedik be :')

Sınıfa girdiğimde kimseye bakmadan yerime geçip oturdum. Melih gelecek mi bilmiyorum ama umarım gelirdi. Bayadır Melih ile beraber oturuyorduk ve ilk defa gelmemezlik ediyordu. Açık olmak gerekirse çok sıkılmıştım.

Belki çok konuşuyordu, arada dikkat dağıtıyordu ama eğlenceli olmadığını söyleyemezdim. Yüzümü güldüren sayılı kişilerden biriydi.

En önemlisi arkadaşımdı.

Sıraya yerleştiğim sıra sınıftan içeri şen şakrak girip günaydın diye bağıram Melih'e baktığımda sağlam görünüyordu. Hâlâ hasta olmadığını görünce önüme dönüp kitaplarımı çıkardım.

"Gününüz beni görünce aydı değil mi Melek Hanım?"

"Ah çok parlak, of gözlerim."

Gülerek yanıma oturduğunda omzuyla omzumdan ittirmesiyle geri çekilip ona baktım.

"Özledin mi beni?"

"Özledim herhalde, sonuçta arkadaşım değil misin?"

Göz kırptığımda durup başını omzuna doğru eğip kaşlarını çattı. Kendi kendine her ne düşünüyorsa başını iki yana sallayıp önüne döndü. Ona anlam veremesem de üzerine düşmeyip telefonumu açtım.

Annemden gelen mesaj bildirimiyle kaşlarımı kaldırıp mesajı açtığımda göz devirmem bir oldu.

Annem: Senin bu Melih'in soyadı ne?

Annem: O heyecanla sormamışım

Annem: Düzgün biri mi?

Melek: Soyadını ne yapacaksın anne?

Melek: Altı üstü sıra arkadaşım

Melek: Sanırsın çocuğu evlat ediniyoruz

Annem: Sus kız alırım ayağımın altına

Annem: Eee annesi nasıl biri?

Melek: O niye?

Annem: Kızımın arkadaşının annesi ile arkadaş olacağım

Annem: Sen bilmezsin ama en büyük hayalim bu

Annem: Mutlaka tanışmam lazım

Melek: Anne bir dur o da olur

Melek: Ayrıca düzgün biri merak etme

Öyle miydi ki çocuğu o kadar tanımıyorum bile!

Annem: İyi bari

Annem: Neyse haydi işim var

Annem: Geç kalma tamam mı?

Melek: Kalmam

Annem: Aferin

Derse giren Din hocamızın ardından sınıftakiler toparlanmaya başlayınca uyuklayan Melih'i dürtüp gözlerimle hocayı işaret ettim. Bana pek aldırmadan yüzünü yan tarafa çevirince oflayıp daha çok sarstım.

"Ya uykum var benim, salsana zeka küpü."

"Bu ders hoca Kur'an okuruz demişti. Sırayla okutacak bak, kalk."

Melih doğrulup sınıfa baktığında herkesin kitaplıktan Kur'an aldığını görüp elini anlına vurdu. Kısaca meali, tekrar yapmamıştı. Çantamdan eşarp çıkarttığımda teneffüste çalışmak için aldığım Kur'an'ı ikimizin ortasına koydum.

"Senin şimdi abdestin de yoktur, uyuyorsun kaç saattir."

"Herhalde yok, ne yapayım sence?"

"İzin al, abdest alıp gel. Zaten hoca ilk sıradan başlıyor. Çabuk ol ama."

Melih yüzünü asıp söylenmeye başlasa da ayaklanıp Kübra Hoca'nın yanına gitmişti. Ayakta iki büklüm duruyor oluşu komik bir görüntü olsa da gülmemeye çalışarak önüme döndüm. Melih'in sınıftan çıkarken attığı üzgün bakışlara sırıtıp ona el salladıktan sonra çıkardığım eşarbı başıma geçirdim.

Beyaz üstüne mor çiçekli eşarp annemin hediyesiydi. Namazlarımı kılmaya ne kadar dikkat etsem de bir türlü kapanmak nasip olmamıştı. Annem bu konuda baskıcı biri değildi belki ama böyle hediyelerle bana hatırlatmalar yapabiliyordu.

Başımı düzelttiğim sıra Melih kollarını sıvazlayarak içeri girmişti. Sıraya kendini bırakıp suyun ne kadar soğuk olduğundan bahsederken bana dönmüş ve sanırım şaşkınlıktan susup kalmıştı.

"Melek?"

"Soğuk, olan beynini de dondurdu herhalde Melih? Adımı on kez tekrarladın."

İşaret parmağını bana uzatıp boş boş bakmaya devam ettiğinde başımı iki yana salladım. Gören hayatında ilk defa beni böyle gördü sanırdı ama hayır. Kübra Hoca her Kur'an okuyalım dediğinde aynı örtüyü takıyordum.

Galiba soğuk Melih'e yaramıyor.

"Şu an gerçekten Melek gibisin."

Söyledikleriyle kaşlarımı kaldırıp ona döndüğümde hızla başını iki yana sallamış gülmeye başlamıştı.

"Bu eşarp kaldırılmalı, baksana gözüm kamaştı ya kör olsaydım?"

Beni güldürdüğünü gördüğünde yüzündeki rahatlamayı görsem de kâle almadım. Melih de benim gibi sessizce gülmeye devam ettiği sıra Kübra Hoca tahtadan okuyacağımız sayfayı açmıştı. İkimiz de susup önümüze dönsek de yüzümde küçük bir gülümseme yerini koruyordu.

"Ben de beyaz takke ile geleceğim diğer derse. O zaman hayranlıktan bayılırsan önceden haber et, seni tutarım."

Yanıma yaklaşıp fısıldamasına karşın elimle anlından ittirip susması için elimi ona doğru salladım.

Yan taraftan gelen kısık gülüşler beni de gülümsetirken aslında Melih'i tanıdığımı düşünmeye başladım. Onu tanımak için hayatı hakkında detaylı bilgim olması gerekmiyordu. Bilmem gereken tek şey güvenimi kazanan iyi bir arkadaş olmasıydı.

Bu yeterli değil miydi zaten?

Kesssstiiiiik! Bölüm hakkındaki düşünceleriniz?

Melek'in annesi fav kskksks

Sizce birini tanımış olmak için ne gerekir peki, Melek'e katılan var mı?

En seveceğiniz kısımlar çok yaklaştı bu arada :) baya :)

Allah'a emanet olun! Sevgilerimlee ❣️

Instagram: @geceandchocolates




Bana Bi Kopya | Texting ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin