Okul var okuuuul
•
Hayat garipliklerle doludur, her zaman karşınıza bunlar yaşanıyor mu ya dedirten olaylar çıkartır.
Bunun televizyonda gördüğüm kardan adam hırsızı ile zerre alakası yok tabii ki.
Konu tamamen hafta sonu bitimi ile okula hazırlık yapmaya başladığım sıra yaşananlarla alakalıydı. Kitaplarımı çantama yerleştirdiğim sıra evde yankılanan mehter marşı ile ,ki o ses babamın zil sesi oluyor, durup salona gitmiştim. Babam telefonu açıp da birden ağlamaya başladığında o an hayatımın en şaşırtıcı günü oluvermişti.
Babamın kaba saba bir adam olduğu ortadaydı, bazen iyilik meleği tavırları olsa bile duygusal olacağı aklımın ucundan geçmezdi. Annemse bunu asla yadırgamayarak kocasına koşmuş ve sarılmıştı.
Bense sadece salonun girişinde durmuş bu anlamsız olayı izliyordum. Babam neden ağlıyordu sorusunun cevabını ise babam telefonu kapatıp kuzenim vefat etmiş dediğinde öğrenmiş olduk. Sonrasında babam neden ona daha erken haber edilmediğinden şikâyet edip ara sıra ahlanıp vahlanarak ortada dolanmıştı.
Annem ve ben de suspus ne olacağını bekliyorduk ki babam birden koşturarak odaya gitmiş, birileri ile telefonda konuşmuş ve daha sakin olarak geri dönmüştü.
Şu an ne mi yapıyoruz? Ne harika bir soru değil mi?
Okulda olmam gerektiği pazartesi sabahı annem, babam ve ben arabada akmayan trafiğe rağmen Bolu'ya gitmeye çalışıyoruz. Bolu, vefat eden biri, cenaze. Bunlar fazla tanıdık geldiği an pek tabii asıl tuhaflık ortaya çıkıyor.
Hayat fazla saçma tesadüflerle dolu, fazlasıyla saçma.
"Anne? Ben gelmek zorunda mıydım? Derslerim aksayacak."
"İşte sırf bu yüzden seni de götürüyoruz ya kızım. Yakında üniversite yerine tımarhaneye git istemem, hem kuzenlerin de orada."
"Gerçekten buna o kadar sevindim ki anne. Canım kuzenlerim."
Annem kocaman gülümsemesi ile önüne döndüğünde sırtımı koltuğa iyice bastırıp yüzümü buruşturdum. Kalabalık bir aile ortamından sağ çıkabilecek miydim emin olamıyordum.
Ayrıca kuzenlerim bir kız bir erkek olmak üzere hepsi iki kardeşti. Tek tabanca olmak pek hoş değildi. Bir de bu duruma kızların üçünün de kapalı olması ekleniyordu. Ben nefsime söz geçiremiyordum ama onlara bakınca kendimi çok utanmış hissetmeme bazen engel olamıyordum.
Bazı şeyler nasipte varsa oluyordu işte. Üç
"Şu sapağı dönünce mi mahalleye giriyorduk Gülse?"
"Ne bileyim Tarık? Navigasyon muyum ben, yanlış yola girip bana kızıyorsun sonra."
"Aman be, kaç kere dedim tabela yapın şuraya diye!"
Annem ve babam yolu ararken hâlâ burada olduğumuza inanamıyordum. Daha da inanamadığım şey Melih ile aynı cenazeye gelmiş olmamızdı. Babamın kuzeni nasıl Melih'in babasının arkadaşı oluyordu? Bu kadarı da tuhaftı yani.
Arabamız babaannemin evinin önünde durduğunda derin bir nefes aldım. Etraftaki sayamadığım araba yığını gözümü korkuturken anneme attığım yalavaran bakışlar hiçbir işe yaramadı.
Eve doğru giderken ne yalan söyleyeyim gözlerim Melih'i arıyordu. Ona haber vermemiştim. Vereceği tepkiyi ise merak ediyordum. Tabii ona babasının arkadaşının adını sorduğumda garip bulmuştu ama bir şey anlamadığına emindim. Sonuçta tesadüfler tuhaftır, insan da çoğunlukla mantıklı seçenekleri olası bulur.
Kısaca Melih buradaydı!
İçerisi tam olarak mahşer yeri gibiydi. Ortada dönen helva tabakları, ağlayan insanlar derken bu seste eminim kimse birbirini anlamıyordu. Annem kolumu tutup babamla gidecekleri tarafı gösterdiğinde onlara gitmelerini işaret edip bir kenara çekildim.
İnsanlara teselli vermek becerebildiğim bir şey değildi. Ağlayan birini gördüğümde öylece duruyordum. Orada ne işim vardı ki? En mantıklısı girişe yakın olmak olası akraba saldırısında tüymekti.
"Cenaze evinde göreceğim tek melek Azrail olur sanıyordum ama burada çok tatlı bir Melek duruyor."
Tanıdık sesle başımı kaldırdığımda Melih yanımdaki sandalyeye oturmuştu. Şaşırmış bir hâlde bana bakarken fazla komik dursa da gülmemek için kendimi tuttum.
"İnanamıyorum! Kahırdan peşime düşeceğini bilsem hiç gitmezdim. Ah be zeka küpü, meğer içine ne çok özlemler sığdırmışsın."
"Ya Melih, asla babamın kuzeninin cenazesine gelmedim. Tamamen sana olan hasretimden, tamamen."
Melih gözlerini kısıp, "Ciddi misin?" diye sorduğunda başımı salladım.
"Ne yani babamın arkadaşı senin babanın kuzeni miymiş şimdi? Sen söyle Melek, bu kader değil de ne?"
Ellerimi iki yana açıp, "Tesadüf," dediğimde Melih göz devirip başını iki yana salladı.
"Şu an emin oldum sen meymenetsiz nemrutun tekisin."
"Sen de fazla tatlısın."
Bunu dediğimde ikimiz de durup birbirimize baktığımızda Melih birden gülmeye başlamış ben de ona katılmıştım ama nerede olduğumuzu hatırlayıp hızlıca kendimi de onu da susturarak kimsenin bizi görmediğinden emin oldum. Saygısız veya duygusuz gözükmek istemiyordum.
Akrabalarınız her zaman sizin hakkınızda diğerleri ile konuşabilecek canlılardır.
"Demek beni tatlı buluyorsun zeka küpü. İyimiş."
"Ben de beni nemrut olarak gördüğün için teşekkür mü etmeliyim?"
"Meymenetsiz nemrut. Ayırca ben meymenetsiz insanları severim, gülünce daha güzel oluyorlar."
Karşısındaki duvara bakarak konuştuğunda gülümseyip ben de ayaklarıma bakmaya başladım. İçimde bir yerde, tam göğüs kafesimde başlayan sıcaklık hissi bana hiç de iyi şeyleri haber vermese de bundan memnundum. Hem de fazlasıyla.
•
Kessssstiiiiik! Bölüm hakkındaki düşünceleriniz?
Melek hanım noluyo noluyooo :) uuuu peki tüm bunların cenaze evinde yaşanıyor olması :') ortam seçimi desen var
Tesadüfleri fazlasıyla severim ;) mesela ben de tramvayda çarpıştığım kişiyle eve giderken bindiğim otobüste karşılaşmıştım sonra o kişiyle aynı okulda okuduğumu öğrenmiştim ama hoş bir hikaye değildi :')
Melih çok tatlı değil miii *-* sjjsjsj aynı ben ben de böyle tatlıyımdır
Allah'a emanet olun! Sevgilerimle ❤️Instagram: @geceandchocolates
![](https://img.wattpad.com/cover/317069203-288-k622242.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bana Bi Kopya | Texting ✓
Spiritual0565******: E sen bana aşık olmuşsun 0565******: Vatana millete hayırlı uğurlu olsun 0565******: Yalnız tek sorun var 0565******: Ben sana aşık değilim tek derdim kopya • Başlangıç Tarihi: 16.02.2023 Bitiş Tarihi: 09.04.2023