on bir

19.2K 327 69
                                    

"Geldik, Talia hanım."

Şoförün önünde durduğu siteye arabanın camını indirerek baktım. Oturduğu site İstanbul'un tanınan insanlarının bulunduğu bir siteydi. Hatta buraya daha önce babamın yakın bir arkadaşını görmek için gelmiştik. Daha önce ayak bastığım bir yerde oturuyor olması beni anlamadığım bir şekilde şaşırtmış ve heyecanlandırmıştı.

Aynı yerlere adım atmıştık fakat birbirimizi o zaman bulamamıştık.

Bu çok garipti.

Belki de binlerce insan gelecekte karşılaşacakları insanların yanından geçiyor, onlarla aynı mekana giriyor, belki de öylece çarpıp gidiyordu. Gelecekte karşılaşacaklarını bilmeden hayatlarına devam ediyorlardı.

Dudaklarıma ufak bir gülümseme yerleştirip bunu düşünmeyi sonraya bırakarak çantamın içerisinden minik bir ayna ve glossu çıkarttım. Glossun kapağını açıp minik aynanın yansımasından kendi renginden biraz daha koyu olan rujumun üzerine glossu sürdüm. Dudaklarımı emiştirerek gülümsedim.

Bir kadının en güçlü silahı göz yaşlarıysa ikinci en güçlü silahı da glossuydu. Dudaklara sürülen hafif bir glossla olamayacakları oldurabilirdik.

Elimdekileri çantamın içine yerleştirip çantayı omzuma astım ve bir ayağımı dıları atarak arabadan inip kapıyı yavaşça kapattıktan sonra siteye giriş yaptım. Bahsettiği bloğa giriş yaptığım sırada topuklu ayakkabılarımın tok bir ses çıkarttığı zeminde asansöre doğru ilerledim.

Asansörü beklerken heyecanlıydım. Erdeniz'i ilk defa canlı bir şekilde bu kadar yakından göreceğim için kalbim göğüs kafesime deli gibi çarpıyordu. Daha önce onu bir kez kafede bir arkadaşıyla otururken yakalamış ve uzaktan seyretmiştim. Bir açılışta piyano çalacağını öğrendiğim gün bileti alıp koşa koşa gitmiş ve yine onu uzaktan seyretmiştim. Şimdi ise yakından seyretme fırsatım vardı. İlk kez onunla konuşma, ondan ders alma, onu etkileme fırsatım vardı ve ben bu fırsatı dibine kadar sıyıracaktım.

Nihayet aşağı inen asansöre binip çıkacağım katın düğmesine bastıktan sonra arkamdaki boy aynasından kendime baktım. Omuzlarımdan aşağıya doğru salınan, doğal buklelerle şekillendirdiğim kızıl saçlarım harika görünüyorlardı. Üzerime giydiğim askılı crop, bel zinciri, altıma geçirdiğim beyaz şortla gayet günlük görünürken, crobumun göğüs dekoltesiyle de günlük görünüşüme seksilik katıyordum.

Bugün kendime ayrı özenmemiştim, beni telefonda nasıl görünüyorsa tam olarak öyleydim. Hatta makyajımı bile bilerek sade tutmuştum. Ona özendiğimi düşünmemeliydi.

Asansör bastığım katta durup ağır bir şekilde kapılarını araladığında burnumdan derin bir nefes alarak bekledim. Sakin olmalıydım. Taktiksel ilerlersem her şey güzel gidecekti, ne yapacağımı iyi biliyordum bu yüzden endişelenmeme hiç gerek yoktu. Aldığım nefesi ağzımdan verip omuzlarımı dikleştirerek asansörden indim. Kendimden emin adımlarla kapısının önüne yaklaştım ve elimi uzatıp zile bastım.

Adım sesleri kapıya doğru yaklaştı.

Sakin ol, Talia.

Düşünme.

Yeni yaptırdığım badem tırnaklar harika görünüyorlar.

Adım sesleri.

Bir gün tırnaklarıma lacivert bir oje de sürmeliyim.

Kapının kolunu tutan elini duyabiliyorum.

Bence şarap kırmızısı tırnaklarım da gayet güzeller.

Hedonist +18| texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin