5. BÖLÜM: İZLENMEK

24 4 0
                                    

Yine bir rüya görmüştüm, bu sefer ki daha ürkütücüydü. Kanlar vücudumdan süzülüyor ve cam kırıklarına aldırış etmiyordum. Yine aynı küre, yine kürenin içinde Alche’ nin odası vardı.

Yaşadıklarımın etkisini hala üzerimde taşıyordum ve uyurken üstümü örtmemiştim. Hava hafiften soğuktu, kendimi koltuktan atıp banyoya girdim. Üst kata çıkmak fazlasıyla üşendiriciydi.

Yaklaşık on dakika içinde de odadan çıkmış ve koridordaki tabloları inceliyordum. Açıkçası baktığım hiçbir tablodan bir şey anlamamıştım. Rüyanın etkisinden çıkmak için kafamı başka şeylerle meşgul etmeye çalışıyordum ama bunda bile yeterince iyi olamamıştım. Bana yaklaşan adım sesleriyle başımı çevirdim. Taro yanıma gelmişti ve aynı benim gibi tabloya doğru baktı. Onun bakarken bir şeyleri gördüğünü fark etmiştim, benim gibi dümdüz bakmıyordu en azından.

“Bu tablo, neyi anlatıyor?”

Derin bir nefes aldı. Bir süre bekledi, beklerken kaşları çatıldı. Bir anı da takılı kalmış gibiydi.

Tabloda, kumar masasına arkasını dönmüş bir kız vardı. Kumar masasının etrafında kıza bakan insanlar. Kızın önünde ise iki tane kapı, her iki kapının da arkasında ne olduğu gözüküyordu. Bir kapının arkasında cennet bahçeleri, diğer kapının ardında ise cehennem ateşleri. Kız ise o iki kapının tam ortasında durmuştu. Bir elinde maça yedi, diğer elinde ise emzik vardı. Emzikten kan damlaları akıyordu.

“Hayat bizi sürekli iki seçenek altında bırakır. Ya yaparsın ya da yapmazsın. Kumar masasında da öyle, sana kartlar verilir ve senden, sana gelen kartlara göre hamle yapman beklenir. Bir kartı ya önce ortaya koyarsın ya da sonra. Bu da senin seçimine bağlıdır. Bu seçimler sonucunda ya kazanırsın ya da kaybedersin. Masanın etrafında ki izleyiciler ise senin hayatına karışmak isteyenlerdir. Sürekli senin yerine karar vermek ister, sürekli kararlarına karışır ve senin hayatında bir söz hakkına sahip olduklarını zannederler.

Oradaki kız, çoktan bir seçim yapmış. Masadaki insanların hepsine arkasını dönmüş ve yaptığı seçimin sonuçlarıyla yüzleşiyor. Karşısında hem cennet hem cehennem var, hangisine gideceğini biliyor. Bilmesine rağmen duraksıyor, yanlış bir karar verip vermediğini sorguluyor. Cevabı biliyor ama işte insan bazen bildiği halde kararsız kalır ya. Tereddüt eder, pişmanlık duyar. Onun gibi düşünebilirsin.”

“Keşke bana da bir seçenek sunulsaydı. ”diye mırıldandım.

“Ne dedin?”

“Yok bir şey, çok güzel anlattın.”

“Biliyorum.”

“Çok mütevazisin.”

“Ah, bana iltifat etme günün falan mı?”

“Ne münasebet!”

Onunla kırk yıllık arkadaşmışız gibi atışırken kapı açıldı, Alche’ nin üzerinde kısa kollu bir tshirt ve geniş bir pantolon vardı. Saçları dağınıktı, göz altlarında uyuyamadığını gösteren mor hareler vardı. Kısa kolluyla duruyordu ama ben üzerimde sweatshirt olmasına rağmen üşüyordum.

“Günaydın. ”dedi. Sesi uykulu çıkmıştı.

“Günaydın. ”dedim.

“Hani uyuyacaktın sen, geçen de uyuyamamıştın. Bu halin ne?”

“Uyuyamadım ya, tüm gece sanki biri beni dikizledi. Sürekli uyandım, iyice paranoya yaptım.”

Sözleriyle yutkunmakta zorlandım, onlar bir şeyler konuşmaya devam ediyordu. Ben ise rüyamı düşünüyordum. İkidir rüyamda onun odasını görüyor ve bir kürenin içinden odasını izliyordum. İzlemekle kalmayıp sapık gibi kitaplığını da en ince ayrıntısına kadar ezberlemeye çalışıyordum ve o gelip birinin kendisini izlediğini hissettiğini söylüyordu. Hatta bu yüzden uyuyamadığını da söylemişti.

GÖZYAŞINDA AÇAN ÇİÇEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin