Okumaya başlamadan önce yıldızları parlatmanızı rica etsemm, çünkü tüm motive kaynağım bu ve sizin yorumlarınız. Her bir yorumu okurken ayrı mutlu oluyorum o yüzden beni yorumlarınızdan mahrum bırakmazsanız sevinirimm :))
Keyifli okumalar 🌸
*
Gözlerimi usulca araladığımda nerede olduğumu anlamaya çalıştım, en son bayılmıştım ve ormandaydım. Şimdi ise küçük bir çadırın içindeydim. Başım Alche' nin dizlerindeydi. Yavaş bir şekilde doğrulmaya çalıştım ama hareket edemedim, üzerimden tır geçmiş gibi tüm kemiklerim ağrıyordu ve adeta batıyordu.
Alche' nin uyuduğunu fark ettim, bu istemsizce gülümsememe sebep oldu. Dışarıdan bir sürü insana ait ses geliyordu, sanırım yola beni taşıyarak devam etmişlerdi.
İstemediğim şey tam olarak buydu.
Bu şekilde durmak bile canımı acıtıyordu, ona rağmen Alche' nin uyanmaması için pozisyonumu bozmadım. Çadırın içinde yanımıza aldığımız çantalar vardı, onun dışında başka bir şey yoktu. Zaten çadırın içi çok büyük değildi.
Kolyeme çıkarmadan baktım, sanki içinden bir ışık huzmesi çıkmamış gibi oldukça normal duruyordu. Sadece bir önceki haline göre daha sıcaktı.
"Uyanmışsın." Ne kadar uyandırmak istemesem de kıpırdamama uyanmıştı. Uykulu gözleriyle bana baktı bir süre.
Uykulu çıkan sesi niye bu kadar güzeldi?
"Yeni uyandım."
"Nasıl hissediyorsun?"
"Biraz yorgun."
Ölü gibi.
"O kadarcık mı?"
"Evet, o kadarcık."
"Neler olduğunu hatırlıyor musun?"
"En son hayvanlar tarafından etrafımız çevrildi, sonra ben kahramanca bir şekilde kitabı çantadan çıkardım. Çok hızlı olmam gerekiyordu yoksa hayvanlar salise kadar kısa bir sürede bizi midelerine indirebilirlerdi. Hatta biri üzerime atlıyordu. Kitabın kapağını açtım ve kitabın kolyemle olan inanılmaz uyumu ve sihri sayesinde kocaman bir ışık huzmesi gökyüzüne yayıldı, tabi bu anlattığım kadar kolay değildi. Kitabı tutmak bile çok zorlu bir görev gibiydi ve ben pes etmedim, çünkü hayatımız buna bağlıydı ve başarılı da oldum. Hayvanlar etrafımızdan ayrıldı, kimse zarar görmedi ve puf. Bayıldım."
Anlatış tarzım karşısında gülmüştü.
"Vay canına, sanırım kendini övme şeklini geliştirmelisin derken bundan bahsediyordun."
"Bu yorgun olduğum için kısa bir özet gibi oldu, ama evet. Bundan bahsediyordum."
"Sonrasını hatırlamıyorsun yani?"
"Sonrası derken?"
Hayır, hayır, hayır.
Uyanmış mıydım, hatırlamıyordum?
Lütfen kendimi rezil etmiş olmayayım.
"Gerçekten hatırlamıyorsun."
Kahretsin, gerçekten hatırlamıyorum!
"Ne olmuş olabilir ki?"
"Hiç, ne olacak ki?" derken omuz silkti. Kesin bir şey olmuştu.
Bakışı hiç de bir şey olmamış gibi durmuyordu.
"Ne bileyim canım, ben de onu soruyorum."
"Madem hatırlamıyorsun, söylememe gerek yok."
"O nasıl mantık ya! Asıl hatırlamadığım için anlatman gerekir."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖZYAŞINDA AÇAN ÇİÇEK
Fantasyİlahi güçlere sahip olduğu halde bunu kabullenemeyen Emery, 21 yaşına girdiği gün beklemediği bir olayla karşılaşır ve kendini hiç bilmediği bir ortamda bulur. Ne yapması gerektiğini bilmeyen Emery, ona yardım edecek Gözyaşı sularının lideriyle tanı...