13. BÖLÜM

18 4 1
                                    

Bir süre sonra kıvrımlı merdivenlerden adım sesleri geldi, varla yok arasıydı ama yine de anlaşılıyordu. Arkamı döndüm. Esmer teni oldukça pürüzsüz duruyordu, kumral saçları dağınıktı. Üzerinde gece mavisi bir kazak ve bol sayılabilecek bir pantolon vardı. Simsiyah gözleri salonun içinde dolaştı ve benim üzerimde durdu. Şaşkın bakışlarıma karşılık gülümsedi, bu çocuğu tanıyordum.

Barda konuştuğum ama adını söylemeyen o çocuktu.

Yanımıza geldi ve direk olarak karşıma geçti, diğerlerinin tuhaf bakışları üzerimizdeydi. Aynı şekilde bir çift siyah göz de beni inceliyordu.

“Bir kere daha karşılaştığımıza göre artık resmi olarak tanışabiliriz.” dedi. Üzerimdeki şaşkınlığı hala atamadığım için uzattığı eli geç tutabildim. İsmini Lily zaten söylemişti ve bunu tahmin edebilirdi. Ama yine de o kendini tanıttı.

“Dean Evans.”

“Emery Lively.”

İsmimi söyledikten sonra elini nazik bir şekilde geri çekti.

“Siz, iyi de nasıl?” Lily’ nin merak ettiği şeyi ben de merak ediyordum.

“Bir tesadüf değildi?” diye sordum Lily’ e cevap vermeden. Dean başını değildi anlamında iki yana salladı.

“Pekâlâ, anlatacak mısın? Çünkü gerçekten hiçbir şey anlamıyorum. Barda yanıma geliyorsun ve şimdide ben senin olduğunu bilmediğim bir kaleye geliyorum.”

“Oha, barda mı tanıştınız?” Taro onca dediğim şeyin içinden gerçekten bunu mu sormuştu? Ayrıca Alche’ nin hiç tepki vermemesi dikkatimi çekmişti.

“Emery, anlatacağım zaten ama isterseniz ilk önce size ayrılan odalara geçin. Temiz kıyafetler ayarlattım, açsınızdır da. Yemek yerken konuşabiliriz.” dedi. Sesi itiraz istemeyen bir tondaydı, itiraz da etmezdim. Çünkü bir an önce şu kirli kıyafetlerden kurtulmak istiyordum. Başımı tamam anlamında salladım.

“Lily, Emery için senin yanındaki odayı hazırlamalarını istemiştim. Ona eşlik eder misin?”

“Ederim etmesine de sen bizim geleceğimizi nereden biliyordun da odayı hazırlattın?”

“Hadi ufaklık, hadi. Konuşacağız zaten.”

Lily konuyu daha fazla uzatmadı, merdivenlerden çıkarken onu takip ediyordum. Bir yandan da duvardaki tablolara bakıyor ve Dean’ i düşünüyordum. Buraya geleceğimizi biliyordu, Daisy’ nin demesiyle çiçeği koruyordu ve benimle önceden bilerek karşılaşmıştı.

Kim olduğumu biliyor muydu?

Gerçekten neler yapmam gerektiğini ya da bu çiçek bulma işimizin daha ne kadar süreceğini biliyor muydu? Daha fazlasını da biliyor olabilirdi.

Tanrım! Bir an önce konuşmak istiyordum.

Lily kalacağım odayı gösterdi, onun odası yan taraftaydı. Bir şeye ihtiyacım olursa ona söylememi istedi. Odaya girdiğimde en az aşağıda büyülendiğim gibi büyülenmiştim. Çok farklı bir atmosferi vardı, insanın her detayı ayrı inceleyesi geliyordu. Odanın ortasında kendi yatağımın neredeyse iki katı büyüklüğünde bir yatak vardı. Yatak başlığı özel olarak işlenmiş gibiydi. Büyük bir makyaj masası vardı, odada daha çok kahverengi tonları kullanılmıştı. Masanın aynasına baktığımda aynanın çerçevesindeki ince işçiliğe hayran kaldım. Eşyalar modern değil aksine tarihi bir dizide çekilen kalelerdeki odalarda olduğu gibiydi. Makyaj malzemeleri yeni açılmış gibi duruyordu, çekmecesini çektiğimde bir sürü mücevher gördüm. Kolyeden küpeye kadar her şey vardı, çekmeceyi kapattıktan sonra dolaba baktım. Üzerinde küçük bir not vardı.

GÖZYAŞINDA AÇAN ÇİÇEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin