Rain and Dreams

202 33 17
                                    

Bugün hava yağmurluydu, şimşekler ardı ardına çakıyordu.

Chuuya ise çalışma masasında şiir yazmaya çalışıyordu. Düşünüyor, kağıda bakıyordu. Ama gariptir ki yazamıyordu. Zihni bomboştu.

Kuş tüyünü kağıda bastırdı ve bir kelime yazdı.

Boşluk.

Sonra üzerini karaladı. Hayır, bir türlü yazamıyordu. Derin bir iç çekti. Belki de biraz dinlenmeliydi.

Ayağa kalktı, kendine kahve yapmak için mutfağa doğru ilerledi. Osamu da oradaydı. Chuuya'yı görse bile pek aldırış etmedi.

"Kahve yapacağım, sen de ister misin?"

Osamu kafasını iki yana salladı ve önündeki kağıda karalamaya devam etti. Chuuya onun bu hallerine alışmıştı. Kahvesini yapmaya koyuldu.

"Dışarı çıkalım mı?"

Beklenmedik bir soruydu, hem de böylesine yağmurlu bir günde.

"Yağmur yağıyor, görmüyor musun?"

Osamu dışarıya baktı, yüzünde herhangi bir ifade yoktu. Hazırladığı kahve ile Osamu'nun karşısına oturdu Chuuya. Ne çizdiğine baktı, fakat hiçbir şey anlamadı. Fazla karmaşıktı çizgiler ve gelişi güzel atılmış gibiydiler.

"Dışarı gelmiyor musun?"

Tekrar sordu Osamu. Bir şeyi kafasına takınca garip davranıyordu.

"Hayır."

"Neden?"

Chuuya gerilmişti.

"Çünkü hava yağmurlu?"

"Ben gitmek istiyorum, sen de gel."

Reddetme seçeneği yok gibiydi ama direndi.

"Hasta olmak istemem."

"Hasta olmazsın."

"Peki ya çakan şimşekler... Onları görmüyor musun?"

"Görüyorum."

Chuuya sinirlenmişti, neden bu kadar ısrarcıydı Osamu?

"Hadi dışarıya çıkalım."

Eh... Bu artık can sıkıcı olmaya başlamıştı.

"Gelmeyeceğim!"

"Neden?"

Başa sarıyorlardı... Chuuya zaten nedenini birkaç defa söylemişti. Osamu'nun gözleri her zamankinden daha boş duruyordu, korkutucuydu.

"Üstünü giyin de dışarıya çıkalım."

"Anlamıyor musun Dazai? Gelmek istemiyorum, kendin git."

Osamu gözlerini devirdi. Chuuya ise kahvesini içiyordu.

"Hava çok güzel, Chuuya..."

"Güzel falan değil, bardaktan boşalırcasına yağmur yağıyor."

"Tek bir isteğim var, onu yerine getiremez misin?"

'''''

Chuuya en sonunda kendini Osamu ile yağmurda ıslanırken bulmuştu. Uzun boylu adam oldukça eğleniyordu. Onu izlemek Chuuya'yı mutlu ediyordu, ancak şu an üşüyordu ve hasta olacağını hissediyordu.
Zaten yarım saattir dışarıdaydılar ama Osamu'ya yeterli gelmemişti bu süre.

"Artık eve dönsek? Ben üşüyorum."

Osamu, Chuuya'ya döndü. Yüzündeki tebessüm silinmiş gibiydi.

"Biraz daha duralım, baksana çok eğlenceli."

Eğlenceli falan değildi. Chuuya ıslanmaktan nefret ederdi. Sinirle ellerini göğsünde birleştirdi ve etrafa baktı. Uzakta, siste kaybolmak üzere olan birini gördü. Saçları dahi her şeyi bembeyazdı. Chuuya birisini anımsar gibi oldu, ama tam olarak değil.
Gözlerini oraya dikti. Üşüdüğünü, ıslandığını, hatta Osamu'yu dahi unutmuştu. Bir süre o tarafa baktı, en sonunda çocuk birden kayboldu.

Osamu da Chuuya'yı pek görmüyordu. Tenine değen yağmur damlalarını izlemekle meşguldü. Dakikalar sonra duyduğu kahkaha sesi yüzünden kafasını kaldırdı. Çevresine bakındı, bir şey eksikti...

Chuuya görünürde değildi. Gözleri açıldı, o neredeydi? İçini panik hissi doldurdu. Korkuyordu ama hareket edemiyordu. Tekrar aynı kahkaha sesini duydu. İnce bir sesti, aynı zamanda da rahatsız ediciydi. Osamu hareket etmeyi denedi, yapamıyordu. Uzuvları donmuş gibiydi, onlara söz geçiremiyordu. Yine bir kahkaha sesi yankılandı. Artık sinir bozucu olmaya başlamıştı.

"Chuuya, neredesin?"

"Chuuya nerede?"

Kimin sesiydi bu? Osamu ürkmüştü.

"Chuuya nerede?"

Aynı ses. Osamu iyice rahatsız hissetmeye başlamıştı. Elini kaldırmaya odaklandı, ama sanki vücudunu başkası kontrol ediyordu.
Sonra hoş bir tını dokundu Osamu'nun kulağına...

"Dazai, ne yapıyorsun burada?"

Arkasına döndü, hareket edebiliyordu.

"Chuuya..?"

Chuuya'nın yanına koştu, ellerini kavradı.
Başını omzuna koydu, kokusunu çekti içine.
Sümbül gibi kokuyordu.

"Ne oldu Dazai?"

Osamu konuşmadı, sadece sıkı sıkı sarıldı Chuuya'ya. Kızıl anlam verememişti bu olanlara.

Bu kasabada kimse umursamazdı böyle şeyleri.

Bu yüzden nedenini merak etmedi. Osamu'nun saçlarına geçirdi parmaklarını, yavaşça okşadı. Osamu boğazını temizledi.

"Üşüyorum, eve gidelim..."

Chuuya bu cümleyi hiç duymayacak sanmıştı. Bir oh çekti ve beraber evin yolunu tuttular.

-----------------
Ne yaziyorum ben

An Unknown Town [Soukoku] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin