7

280 20 1
                                    

birkaç saat daha Kaanla geçirdikten sonra hava yavaştan kararmaya başladığında Kaan evine dönmüştü.

babam da birkaç gündür eve uğramıyordu ama ne olur ne olmaz diye etrafı toparladım hızlıca. her şey bittiğinde her zamanki gibi odama geçip kapımı kapattım. babam pek odama uğramazdı ama yine de risk almamak için Batının gönderdiği kutuyu da dolabımın en dibine saklamıştım.

bütün işler hallolduğunda şarkı açmak için telefonumu elime aldığımda Batıdan mesaj geldiğini gördüm.

Arel-Batı

Batı: napıyorsun meleğim?

Arel: etrafı toparladım, şarkı dinliyorum.

Arel: sen napıyorsun?

Batı: galerimi temizliyordum attığın fotoğrafı gördüm.

Batı: yazayım dedim.

Batı: hangi şarkıyı dinliyorsun?

Arel: Ghostly Kisses - Empty Note

Batı: how could I ever forget?

Batı: those eyes looking for my weal.

Arel: how could I ever know more?

Arel: when everything is held by threat.

Arel: how could I ever feel you?

Arel: once again, without losing my mind. (sözlerin anlamı bölüm sonunda)

Batı: güzel şarkı.

Arel: öyle.

Arel: 1 dk babam geldi.

Arel: geliyorum birazdan.

Batı: bekliyorum (19.43)

Batı: yazmayı unuttun sanırım. (20.15)

Batı: Arel iyi misin? (20.20)

Batı: o piç sana bir şey mi yaptı?

Batı: geliyorum. (20.24)

Arel'in ağızından (19.42)

babamın odama doğru gelen adım seslerini duyduğumda Batıya babamın geldiğini yazıp hızlıca telefonu komidinin üzerine bıraktım. tahmin ettiğim gibi birkaç saniye içinde kapım sertçe açıldığında istemsizce yüzüm buruşmuştu. bugün doğum günümdü ve uzun süre sonra gerçekten güzel bir gün geçirmiştim ama birazdan bütün mutluluğum gidecek olması şimdiden canımı sıkıştı.

uyuyor numarası yaparak belki atlatırım diye düşünmüştüm ama yatağımdan saçlarımdan tutularak kaldırıldığımda içimdeki küçük umut da yok olmuştu.

"sonunda evin yolunu bulmuşsun beyefendi."

gerçekten şansız biriydim. aylar sonra ilk defa Kaana gitmiştim ve ölsem fark etmeyecek adam o gün evde olmadığımı fark etmişti.

"baba Kaanda-"

cümlemi bitiremeden yüzüme inen sert tokatla ağzımda iğrenç kan tadını hissetmiştim.

"yalan söyleme bana! kim bilir kimin altına yattın yine orospu."

"kimse-"

yüzüme inen ikinci bir tokatla susmak zorunda kalmıştım. konuşmanın bir faydası da yoktu zaten.

MELEĞİM - BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin