No Escape Anymore (Hyunlix)

BÖLÜM 1

Yongbok, kucağındaki kız çocuğu ile mutfakta geziniyordu. Sabahın erken saatleriydi ve ikisinin de karnı kurt gibi acıkmıştı.

"Ba-baba..."

Yongbok, odağı kaçmış bir şekilde başını kaldırıp kız çocuğuna bakmıştı. Kız çocuğu, buz dolabınının üzerindeki vesikalık fotoğrafı inceliyordu.

Hwang Hyunjin...

Yongbok, içinin burukluğunu saklasa da kız çocuğuna karşı gülümsemiş, başını aşağı yukarı sallamıştı.

"Evet, anneciğim.
Baba."

Yongbok küçük kızı kucağından indirmek adına mama sandalyesine konumlandırmıştı. Koyu saçlı, kahverengi gözleri ve gözünün altında belirgin bir beni vardı.

Gerçekten Hwang Hyunjinin kopyası gibiydi...

Yongbok, küçük kız çocuğunun geniş alnına dudaklarını bastırırken gülümseyerek geri çekilmiş ve tezgaha doğru yönelmişti. Bu küçük kız çocuğu neredeyse üç yaşına giriyordu ve üç senedir Yongbok ona özenle kahvaltısını hazırlıyordu.

''Küçük Yujin'imiz ne yemek istiyormuş bakalım?''

''Kimbap!''

Yongbok başını sağa sola sallayıp kıkırdamıştı. Bu cevabı alacağından emindi. Her sabah Yujin kimbap yerdi. Takıntıları bile Hyunjin'i andırıyordu. Yongbok yeniden buz dolabına yönelmiş ve kapının üzerinde anı durdurmasına neden olan fotoğrafa bakmıştı.

Hyunjin... Polis üniformasıyla onu izliyor gibiydi. Yongbok yutkunmakta zorlanmıştı. Ardından düşük yüzü çubuklarıyla oynayan Yujine gitmişti.

Hyunjin... İki seneyi geçtik bile. seninle geçirdiğim hiçbir özel anı unutamıyorum.

Beni bataklıktan çıkardığın için çok teşekkür ederim.

Senden nefret de ediyorum ama... Bana bu kız çocuğuyla birlikte büyük bir sorumluluk verdiğin için.

Ayrıca özür dilerim Hyunjin... Seni asla anlamadım, yaptığım her şeyden çok pişmanım.

Korkuyorum... Geç kalmaktan. Gerçekten Hyunjin...

Ben...
Çok geç mi kaldım?

FLASHBACK

Yongbok boynunda hissettiği sıcak ve ıslak dudaklarla duvara sıkışmıştı. Aklı bulanıyor, daha fazlasını istercesine başını eğip sevgilisi için daha fazla alan açıyordu.

''W-wooyoung...''

Yongbok bacağını Wooyoung'un beline sarmış kendisini bacaklarının arasında hissettiği sertliğe sürtüyor ve titriyordu. Çok fazla içmişti.

''Beni sırf sevişmek için çağırdığına inanamıyorum Yongbok-ah...''

Yongbok ve Wooyoung bulunduğu kulübün koridorunda aceleci tavırlarla birbirine dokunuyorlardı. Yongbok, Wooyoung'un dudaklarına fısıldamıştı.

''Sevgilim değil misin? Nerede istersek orada yapardık hani?''

Yongbok'un kısa parmakları esmer suratı kavramış, avuçlarının arasına almıştı. Islak ve alkol kokan dudakları birbirine yaslanmış dönüşümlü olarak üstünlük savaşı veriyordu.

Yongbok ardı ardına gelen iki fermuar sesi duymuştu. Ardından da bacakları ve kalçası serin rüzgarı hissetmişti. Kısa sürede de yere temas ettiği ayak tabanları ayaklanmıştı.