Bölüm 4

18 5 7
                                    

Matematik hocası derse geç kalmıştı.Sınıftaki en ön sıramda otururken bir yandan da az önce şahit olduğum ukala prensin trajik reddedilme sahnesine sinsice gülüyordum.

Bunu daha fazla içimde tutamayacağım....Herkese anlatmalıyım.

Sıra arkadaşım Amber kolumu hafifçe dürtünce ona döndüm.

"Hoca gelmeyecek mi acaba,inşallah gelmez." dedi gülerek.

Sadece hafifçe başımı salladım.

Bu durum en yakın arkadaşımı şüphelendirmişti ,bana meraklı bakışlarla bakmaya başladı.

"Neyin var senin?Tuvaletten döndüğünden beri bir garipsin Katie?" 

Bu soruya balıklama atlayarak

"Ay Amber az önce koridorda ne gördüm bir bilsen" dedim hevesle.

Bir anda tüm sınıf sessizleşti.Cümlem adeta havada asılı kaldı.

Arka sıramda oturan Gavin hemen lafa atladı.

"Ne gördün ki?" 

Konuşmak ve konuşmamak arasında kalarak ne yapacağımı bilemez halde düşünmeye başladım.

Hay aksi...Tüm sınıf kulaklarını dikmiş beni dinliyor galiba!

Aslında şuanda anlatmanın tam sırası...Prens bozuntusunu rezil etmek için harika bir zamanlama.

Ama...

Ya dedikoduyu benim başlattığımı öğrenirlerse?

Kraliyet ailesi beni hapse attırırsa ne yapacağım??

Ya müebbet yersem...

Düşüncelerimin arasında kaybolmuşken birden sınıfın kapısı açıldı ve içeriye sınıf temsilcimiz Julie Hofman girdi.

Julie bir el hareketiyle tüm dikkatleri üzerine çekerek konuşmaya başladı.

"Arkadaşlar az önce öğretmenler odasında ne duyduğumu tahmin bile edemezsiniz." diye bağırdı.

Sınıftaki tüm uğultu birden kesildi ve herkes dikkat kesilerek Julie'yi dinlemeye başladı.

Ben de dahil.

Sınıf temsilcisi şimdi gözleri parlayarak konuşurken oldukça heyecanlıydı.

"Sınıfımıza Antony adında yeni bir öğrenci gelecekmiş." dedi ve sanki bombayı sona saklıyormuşçasına durakladı. "Antony kraliyet ailesindenmiş ve büyük prensmiş.Veliaht prensin olduğunu söyledi hocalar!"

Hepimiz şaşkınlıktan donakaldık.

İlk şoku atlattıktan sonra Amber ve Teresa'ya dönüp baktığımda ikisi de sevinçten zıplayarak sekiyorlardı.

"Beyaz atlı prensimiz geliyor! Eminim çok yakışıklıdırrr." 

******

Antony yıllardır gelmediği saraya adım attığı an , çocukluğuna ait tüm anıları zihninde bir film şeridi gibi canlandı.

Ülkesine geri döneli henüz birkaç saat geçmişti ama şimdiden bıraktığı her şeyin değişmiş olmasından dolayı şaşkındı.

Antony babasından kendisine miras kalan altın sarısı kısa saçlara sahipti.Göz rengi ise tıpkı annesininki gibi ela renkliydi.

Siyah bir gömlek ve koyu renkli bir kot pantolon ile sarayın kapısından içeri girdiğinde oldukça gergindi.

Kral amcası ve kraliçe olan yengesini uzun zamandır görmemişti.

Ana holde kendisini karşılayan bir grup saray görevlisi, kral ve kraliçenin kendisini büyük salonda beklediklerini söyledi.

Antony büyük salona girdiğinde amcası Kral George ve eşini krem rengi oldukça gösterişli sayılabilecek büyüklükte bir koltukta otururken buldu.

Kral George onu görünce içten bir şekilde gülümseyip

"Saraya hoşgeldin Prens Antony.Uzun zaman oldu." dedi.

Kraliçe Mary ise onu baştan aşağı süzdükten sonra yüzüne soğuk bir gülümseme yerleştirmeyi başardı.

Antony başını hafifçe eğip selam verdi ve kralın eliyle işaret ettiği koltuğa yerleşti.

"Anneniz Prenses Elizabeth de sizinle birlikte döndüler mi?" diye sordu kral.

Antony hafifçe gülümsedi.

"Hoşbulduk majesteleri.Annem henüz dönmedi fakat dört ay sonra işlerini halledip o da gelmeyi düşünüyor."

*****

Edward odasında bilgisayarın başında oturmuş yeni fotoğraf makinesiyle çektiği ilk fotoğrafları inceliyordu.

Yardımcısı bay Ryder otuzlu yaşlarının başında,oldukça atletik ve güçlü bir adamdı.Aynı zamanda oldukça iyi bir espri anlayışına sahip ve güler yüzlü bir mizaca sahipti.

Edward ekrandan başını kaldırıp kapıda dikilen bay Ryder'a baktı.

"Demek Prens Antony saraya geri döndü ha?" dedi şaşırarak.

Bay Ryder onu başıyla onayladı.

"Evet efendim,şuanda büyük salonda kral ve kraliçeyle görüşüyor.Fakat ben sizinle başka bir konuyu konuşmak üzere gelmiştim."

Edward konuya ilgisini yitirmişti ve tekrar ekrana dönüp çektiği fotoğrafları inceleme başladı.

Bay Ryder hafifçe boğazını temizledi.

"Efendim majesteleri kraliçenin emriyle size müstakbel veliaht prensesin fotoğrafını göstermem söylendi."

Prens Edward aniden başını kaldırıp tekrar Ryder'a baktı.Adam şimdi deminden beri arkasında tuttuğu sağ elinde bir dosya tutuyordu.

Edward elini hafifçe sallayıp umursamaz bir tavırla

"Peki tamam,getir bakayım o halde." dedi.

Ryder elindeki büyük dosyayı masaya bırakıp geri çekildi.

Prens Edward müstakbel eşini ve aynı zamanda müstakbel veliaht prensesi görmek üzere yavaşça dosyayı açtı.

Fotoğrafta uzun siyah saçlı,zümrüt yeşili gözlere sahip güzel bir kız doğrudan kameraya içten bir şekilde gülümsemişti.

Edward önündeki fotoğrafa şaşkınlıkla bakarak bu kızın hiç yabancı gelmediği hissine kapıldı.

Onu bir yerlerde görmüştü,buna emindi.

Derken hatırladı.

Bu kızı okulda görmüştü.Koridorda kafasına futbol topu attığı kızdı.

"Aman Tanrım..."


4.BÖLÜM SONU

YENİ BÖLÜM YARIN AKŞAM SİZLERLE








ZORAKİ PRENSESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin