Duyduklarıma inanamayarak oturduğum koltuktan adeta sıçradım.Bütün bunlar ya bir rüya ya da bir tür kamera şakası olmalıydı.
Başka oluru yoktu.
"Şaka mı bu ? Ne evlenmesi ne prensesliğinden bahsediyorsunuz!?!" diye bağırdım.
Sesimin tizliği beni bile ürkütmüştü.
Annem ve babam oturdukları koltukta huzursuzca kımıldanıp birbirlerine kaçamak bakışlar atıyorlardı.
Hayır...Şaka değil...
Annemle babamın desteğini alamayacağımı anladığım an tekrar büyükbabama döndüm.
"Büyükbaba lütfen biraz mantıklı ol,bunun hiçbir olur yanı yok" dedim. "Ben daha liseyi bile bitirmedim."
Büyükbabam ellerini birbirine sıkıca kenetleyip oldukça sakin bir ses tonuyla konuşmaya başladı.
"Katie lütfen biraz sakin ol ve düşün.Biz bu anlaşmayı yıllar önce yaptık ama elbette siz gençlere de söz hakkı tanınıyor."
Annem onaylayarak
"Kızım önce veliaht prense sorulacak,eğer o kabul ederse sana sorulacak.Yani ikinizin de onayı olmadan böyle bir evlilik zaten olmaz." dedi.
Dalga geçer gibi bir kahkaha attım.Sanırım bu olanlara verebileceğim en mantıklı tepki buydu.
Rahat koltuğa yerleşerek büyüklerime baktım
"Tamam o zaman,zaten baştan olmaz bu iş.Soğuk nevale veliaht prens benimle niye evlenmek istesin ki?Birbirimizi tanımıyoruz bile." onaylarak başımı hızlıca salladım " Hem o kabul etse bile ben etmem."
Cümlemi bitirmemle birlikte çalan bir telefon zili salonumuzda yankılanmaya başladı.
Ev telefonumuz çalıyordu.
Büyükbabam yavaşça koltuğundan kalkıp telefona yöneldi.
"Evet buyrun,ben John Morris." diyerek telefonu açtı.
Şimdi annem ve babamla birlikte akşamın bu saatinde dedemi kimin aradığını merak ederek konuşmasını çıt çıkarmadan dinlemeye başladık.
Telefondakinin ne söylediğini duyamıyorduk ama dedemin hoşuna giden bir şeyler söylediği kesindi.Yüzüne kocaman bir gülümseme yayılan dedem
"Gerçekten mi?Tabii,yarın kesin gelecek" dedi.
Telefonun kapanmasıyla birlikte hepimiz soran gözlerle dedeme bakıyorduk.
"Az önce saraydan aradılar,veliaht prense Katie'nin fotoğrafını göstermişler." gülmeye başladı " Fotoğrafı görünce prens çok şaşırmış ve Katie ile evlenmeyi kabul ettiğini söylemiş."
Şaşkınlıktan küçük dilimi yutmak üzereydim!
Ukala veliaht prens benimle evlenmeyi kabul mu etmiş?
Dedem konuşmaya ve anlatmaya devam ediyordu ama benim bir şey duyacak halim kalmamıştı.Çoktan kendi düşüncelerime dalmış haldeydim.
Prensle olan ilk ve tek karşılaşmamızı düşününce...
Aman Tanrım!
Okulda kafama o futbol topunu atıp özür bile dilemeden üstten üstten konuştuğu o anları nasıl unutabilirdim? Hele yüzündeki o kibirli ve egolu ifade...
O istese bile onunla asla evlenmem!
Daldığım düşüncelerden beni günümüze döndüren annemin omzumu çekiştirmesi oldu.
Anneme doğru döndüğümde yüzünde oldukçe hevesli ve heyecanlı bir ifade vardı.
"Peki ne giyeceksin?" diye sordu bana.
Ne? Hiçbir şey anlamamıştım.
"Ne ?" diye mırıldandım.
"Yarın kraliyet ailesi seni sarayda ağırlayıp evlilik ile ilgili fikrini soracakmış ya onu diyorum kızım.Seni öyle güzel bir hale sokmalıyız ki herkes sana hayran kalsın."
İkinci bir şok dalgası daha!
Ben..yarın saraya mı gideceğim?
Bu ne tür bir rüya böyle sahiden ?
5.BÖLÜM SONU
YENİ BÖLÜM YARIN AKŞAM SİZLERLE
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZORAKİ PRENSES
Teen FictionKatie Morris liseye giden sıradan,neşeli ve eğlenceli bir kızdır.Katie beklenmedik bir şekilde, kendisiyle aynı liseye giden ülkenin veliaht prensi Edward ile evleneceğini ve ülkenin veliaht prensesi olacağını öğrenir. Her iki tarafta isteksiz olsa...
