Bölüm 9

18 4 0
                                    

Üzerime ceketimi alıp dışarıya,evimizin küçük verandasına çıktım.Okuldan geleli çok olmamıştı,saat öğleden sonra 1 e geliyordu. Hava bir bahar gününe göre oldukça sıcaktı.Biraz nefes almak istiyordum ve anlaşılan bu konuda yalnız değildim.

Annem verandanın basamaklarına oturmuş düşünceli bir şekilde sigara içiyordu.Gidip hemen yanına oturdum.

"Sigarayı bıraktığını sanıyordum." dedim sessizce.

Annem beni fark edince hafifçe irkildi.

"Bıraktım.Sadece stresli dönemlerde içiyorum artık." durdu ve yeni bir fark etmiş gibiydi." Sen neden hala hazırlanmadın ? Saraydaki görüşmeye geç kalacaksın."

"Beş dakikada hazırlanırım.Gidip onlara teklifi reddettiğimi söyleyip geleceğim."

Annem şimdi bana farklı bir dil konuşuyormuşum gibi bakıyordu.

"Ne ..Ne dedin?Reddetmek mi?" diye sordu .

"Anne lüt-"  diyerek kendimi açıklamaya çalışırken annem bağırarak sözümü kesti.

"Eğer evlilik iptal edilirse büyükbabanın yaşayacağı hayal kırıklığını ve mutsuzluğu öngöremiyor musun gerçekten!? Her şeyi geçtim ödememiz gereken yığınla borcumuz varken bize altın tepside sunulan bu teklifi reddedeceksin öyle mi?"

Annem bir hışımla yanımdan kalkıp içeri girdi.

Tek başıma soğuk merdivende otururken düşündüğüm tek bir şey vardı.

"Bu benim yaşamım...En azından kendi yolumu seçebilmeliyim..."

******

Prens Antony sarayda kendisine tahsis edilen odasındaki rahat gri koltuğa oturmuş yeni başladığı tarihi kurgu romanını okuyordu.

Telefonuna gelen mesaj sesiyle kitabı yanına bırakıp sehpaya uzandı.

Mesaj annesindendi.

Henüz saraya geleli bir hafta bile olmamıştı ama şimdiden birbirlerini çok özlemişlerdi.

Antony'nin düşünceleri bir anda yine geçmişe gitti.

Çocukluğuna.

"Keşke geçmişi silip atabilseydim..." diye fısıldadı . "Babamın ölümüyle birlikte mahvolan çocukluğumu unutabilseydim..."

Antony babası öldüğünde ve saraydan ayrıldıklarında daha 8 yaşındaydı.Bazı şeyleri anlayamayacak kadar küçük, ama bir şeylerin yolunda gitmediğini hissedecek kadar büyüktü.

Yıllar önce annesi o sabah topuz yaptığı sarı saçları ve baştan aşağı siyah olan takım ceketiyle odasına gelmişti.Son bir haftadır hiç olmadığı kadar yaşlanmış ve yorgun görünüyordu.

Yaşlarla dolu olan ela gözlerini Antony'den kaçırmak istercesine bakışlarını kaçırıyordu.

"Bu saraydan gitmek zorundayız oğlum." demişti.

Antony veliaht prenslerin ana sarayda yaşadığını biliyordu.Kendisi de veliaht prensti.

"Ama anne ben veliaht prensim,veliaht prensler ana sarayda yaşamak zorundadır." diye itiraz etmişti.

Annesi ise ona sarılarak 

"Artık sen veliaht prens değilsin Antony... Yeni veliaht prens kuzenin Edward oldu." demişti.

Antony'i geçmişin acı veren hatıralarından kurtaran kapısının vurulması oldu.

Koltuktan kalkarak kapıya doğru yürürken hizmetkarlardan biri mi geldi acaba diye düşünüyordu.

Kapıyı açtığında ise şok oldu.

Annesi tam karşısındaydı! Sarı saçlarını at kuyruğu şeklinde toplamış,hafif bir makyaj yapmıştı.Parlak sarı renkte dar kesim bir elbise ve siyah topuklu ayakkabı giymişti.

"Anne ? Sen ne zaman...?" şaşkınlıktan cümlesini tamamlayamadı.

Annesi kocaman bir gülümsemeyle Antony'ye sıkıca sarıldı.

"Sabahtan beri uçaktaydım ama sana sürpriz yapmak istedim." dedi.

Antony çok mutlu olmuştu annesini yanında görmek gerçekten çok güzeldi.

Sarılmayı bırakıp annesine baktı.

"Ama sen 4 ay daha Amerika'da kalmayacak mıydın?İşlerini erken nasıl halledebildin"

Elizabeth elindeki çantasını yere bırakıp koltuğa oturdu.

"Seni burada tek başına bırakacağımı düşünmedin heralde? Kurtlar sofrasında? 

Annesine tekrar sıkıca sarıldı.

"İyi ki geldin anne."

.....

9.BÖLÜM SONU

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 23, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ZORAKİ PRENSESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin