Bölüm 5

469 32 45
                                    

Yorum yapmayı ve oylamayı unutmayın. Üç oy ve iki yorum sonra yeni bölümü paylaşacağım.
İyi okumalar...

----

Gözlerimi açtığımda etrafın sessizdi. Etrafa baktığımda etrafta kimsenin olmadığını fark ettim. İlk defa kendi kendime uyanıyorum. Başımda kimse bağırmıyor. Allah'ım çok mutluyum!

Yorganı üzerimden kaldırdım ve dağınık olan saçlarımı karıştırarak yatakta doğruldum. Kollarımı arkaya doğru esnettim ne uykuyu üzerinden atmaya çalıştım. Son kez esneyip yataktan kalktım. Komidinin üzerinden çalan telefonu kimin aradığına bakmadan açtım ve odadan çıktım.

"Alo?" dedim uykulu sesim ile.
"Beste hanım iyi günler," dedi Sevda.
"Sana da." dedim kısaca. Merdivenlerden inerken yaralı bacağıma aldırmadım. Dün onları doktora ihtiyaç olmadığını güçlükle ikna etmiştim yani dikiş falan atılmamıştı.

"Bir toplantınız vardı, Kuyu holding ile ama Aras bey toplantıyı ertelemek istiyor." dedi Sevda.
"Bizim onlarla toplantımız mı vardı?" dedim şaşkınlıkla.

Ne alaka ya? Ben onlarla toplantı falan ayarlamadım. Hem neden onlarla toplantı ayarlayayım ki? Bu Aras'ın şirketi ama benim toplantı olduğundan falan haberim yok.

"Evet Beyza hanım ayarladı." dediğinde Sevda, ne olduğunu anladım. Beyza ayarladı ve amacı daha yakın olmamızı sağlamak.
"İstediği tarihe alalım, sen baba haber verirsin zaten." dedim. Salona indiğimde bizimkilerin oturmuş yemek yediklerini gördüm.

"Tamamdır Beste hanım." dedi Sevda.
"Başka birşey var mı?"
"Hayır." aramayı kapattım. Gidip masaya oturdum.

"Günaydın." dedi Defne gülümseyerek.
"Gün falan aymadı maalesef." dedim.
"Beyza sen şu eve birisini tut. Sıkıldım artık herşeyi sizin yapmanızdan." dedim bana servis yapan Beyza'ya. Beyza başını aşağı yukarı sallayarak beni onayladı.
"Hallederim ben." dedi tabağı önüme koyarken. Ona göz kırptım.

Çatalı elime aldım ve Beyza'nın bana koyduğu kremalı makarnayı yemeye başladım. Tavuk sevmediğimi bildiği için bana tavuk yerine mantar yapmıştı.

"Bu arada unutmadan söylemem gerekiyor," dedim onlara bakmadan.
"Şu çıkan yangında evlerini ve ailelerini kaybeden iki tane çocuk vardı?" dedim. Ağzıma aldığım lokmayı yuttum ve devam ettim.

"Ne oldu onlar?" dedim. Beyza elinde ki kahveyi masaya bıraktı.
"Bir aile onlara evlat edindi. Orta gelirli bir aile, çocukları olmuyor. Gençler, kadın yirmi beş adam ise yirmi altı yaşında." dedi Beyza.
"Güzel, onlara bir ev al. Üç odalı, yerden ısıtmalı, site içi, site güvenlikli olsun tabiki ve eşyaları ayarla. Çocuklar odalarının eşyalarını kendileri seçsin, her ay da kontrol edilsinler." dedim.

Tamam pek de iyi birisi değilim ama kimsesiz çocuklara karşı iyi bir insanım. Evet çocuk sevmem ama benim de bir vicdanım var.

"Ben anlamıyorum, bu kız iyi mi kötü mü?" dedi Akın.
"Kişiye göre muamele." dedim.
"Bir dakika lan! Bana kötü davranıyorsun!" dedi Akın. Sırıttım. Herkes kahkaha atarken Akın bana yalandan bir hüzün ile baktı. Onu umursamadan yemeğime devam ettim.

"Evi ayarlarım, kolay iş." dedi Beyza.
"Sen benden habersiz ne işler yapıyorsun?" dedim çatalı elimden bırakıp. Beyza anlamadan bana baktı.
"Haberim olmadan Kuyu holding ile toplantı ayarlamışsın. Aras toplantıyı ertelemek istemiş." dedim. Beyza göz devirdi.
"Sana kalsa adamla ayda yılda bir görüşeceksin. Sen intikam almak istediğine emin misin?" dedi Beyza büyük bir ciddiyet ile. Derin bir nefes aldım.

Onunla tartışmak istemiyorum. Haklı da ama bu kadar ileriye gitmeye gerek yok. Şirketi bu işlere karıştırmak istemiyorum.

"Şirketi bu işlere karıştıramam. Ayrıca adam sürekli beni takip ediyorsun diye dalga geçiyor. Yakında anlayacak, bu kadar ileriye gitmeye gerek yok." dedim. Beyza sabırla derin bir nefes aldı ve çatalını elinden bıraktı.

İntikam (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin