Medya; Ali
Rojinden
Birbine yapışan kirpiklerimi yavaşça araladım. Beyaz tavan girmişti görüş alanıma, zar zor gözlerimi aça kapata aça kapata açtığımda olduğum yer cehennemim olan bu evin en nefret ettiğim yeri odaydı, üstümde inanılmaz bi yorgunluk vardı. Ve belim evet belim ağrıyodu
Yataktan geriye doğru kayarak kalkmaya çalıştım, üzerimdekilere gözüm kaydığında pikeyi hafifçe üstümden kaldırdığımda beyaz büyük bi erkek gömleği vardı, gözlerimi sıkıca kapattım sinirden,
Bana yaptıkları aklıma geldikçe avcumdaki pikeyi sıkıyodum, hiç acımadan beni o yılanla başbaşa bıraktı, bide utanmadan üstümü değiştirmişti. O görüntüler tekrar gözümün önüne geldiğinde boğazıma bi yumru oturdu, kendisinden korkmamı istiyodu başarıyoduda Evet ondan deli gibi korkuyorum
" Şerefsiz köpek it" sessizce kendi kendime küfürler ettim ona
Kapı açıldığında içeri Bengü girdi, gözlerimi devirdim. Evin ikinci çalışanıydı Ayşeyle uzaktan yakından ilgisi yoktu sürtük ispikçinin tekiydi, ne olursa olsun gün içinde ne yapıyosam anında Savaşa ispiklerdi, kısacık eteği bi kilo makyajı çakma sarı kafası ve estetikleriyle bana doğru sevimsiz gülümsemesiyle geliyodu
Bengü " Aaa uyandınızmı efendim, günaydın bende size bakmaya gelmiştim"
" Oğlum nerde?" Diye korkarak sordum. O manyağın oğluma bişey yapmasından korkuyodum. Tüm gece kabus gibiydi zaten
Bengü " Oda odasında efendim, uyandığınıza göre kahvaltıyı hazırlayabilirim, burdamı istersiniz aşağıdamı efendim?"
" Oğlumu getir bana"
Bengü " Ama efendim yani ol-"
" Sana Aliyi getir dedim duymadınmı beni sağırmısın oğlumu git getir bana"
Derken bebek sesi geldiğinde başımı çevirip o yöne baktım, oğlum babası olduğuna lanet ettiğim adamın kucağında kapıda duruyolardı, gözlerim anında doldu. Çok mutlu görünüyodu, minicik elleriyle Savaşın sakallarıyla oynuyo gülüyodu
Bengü " Bende tam sizin yanınıza geliyodum efendim, Rojin hanım uyanmıştı"
Gözlerimi bir kez daha devirdim bu sürtüğe, sanki ilk kez görmüş sanki defalarca yatağına girdiği adam değilmiş gibi sizli bizli konuşuyodu pislikler, Savaşla göz göze geldiğimizde başımı hemen aşağa eğdim
Savaş " Git Rojinin kahvaltısını buraya getir"
Sert soğuk itiraz istemeyen ses tonuyla konuşması kanımı dondururken avcumdaki pikeye tırnaklarımı geçirdim, tüm sitresimi tırnaklarımı batırdığım şu pikeden çıkarıyodum
Bengü çıkıp giderken arkasındanda kapıyı kapattı, oğlumu istiyodum ama nasıl alıcağımı bilmiyodum bu manyağın yüzüne bile bakmak istemiyorum ve cesaret edememAdım sesleri yaklaşıyodu bana doğru aynı zamandada oğlumun neşeli sesi geliyodu, işte o ses varya yaşamam için tek sebebim
Yatağın yanına gözlerimin önünde ayakları belirdiğinde kokusu burnuma doldu, başımı yavaşça kaldırıp oğluma baktığımda hala babasının sakallarıyla oynuyo neşeyle gülüyodu, Savaş eğilip oğlumu bıraktığı anda kollarımı sıkıca doladım bebeğime, kokusunu içime çektiğimde ciğerlerime kadar çiçek bahçesi açmış gibi hissettim
Başından boynundan yanaklarından heryerinden öptüm, ondan uzak kalmak bana o kadar zor geliyoduki kaç saattir yüzünü görememek beni mavhetmişti
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTSAK
Teen Fiction-YAPMA NOLUR YAPMA YAPMA DUR ARTIK YETER ALLAH AŞKINA DUR DUR! Tüm evi inleticek çığlığım depoda yankı yaparken onda hiçbi etki yaratmamıştı hala canice sandalyeye bağladığı adamın dişlerini kerpetenle sökmeye devam ediyodu Adamın acı dolu feryatlar...