Medya: ROJİN
Rojinden
Daha fazla bu iğrenç görüntüye bakmak istemiyorum. Gözlerimi kaçırıp kendimi Alinin odasına attım
Kapıyı kapatıp kucağımdaki oğlumla birlikte odasındaki koltuğa geçip oturdum
Hala gözlerim dolu doluydu. Niye doluyo salak neden neden!Boştaki elimle hırsla sildim o yaşları. Neden gözlerimin dolduğunu bile bilmiyorum. Zaten bildiğim bişey bu benim
" Salak aptalsın Rojin aptal! Değmeyecek bi insan için yazıklar olsun bana, niye doluyo gözlerin neden!"
Sessizce kendime kızıyordum. Onları o an öyle görünce bian garip hissetmiştim. Belkide ilk defa gözlerimin önünde yaşandığı içindir bilemem.
Bu saçma düşüncelerden sıyrılıp Alinin ıslanmış üstünü çıkarttım. Aliyi koltuğa oturtup dolaptan ona yeni bi üst ve atlet çıkartıp yanına geçip giydirmeye çalıştım
Arada bi bana gülümsüyo, sanki 'anne sen üzülme ben varım' der gibi bakıyordu. Aliyi giydirdikten sonra koltuğun önünde yerde oturdum. Oğluma uzun uzun bakarken o minik ellerini okşadım
" Oğlum, annem sen hiç gitme benden lütfen, bak sevdiğim tüm insanlar bir bir gidiyo sen gitme, ben seni hiçbir zaman bırakmam, tüm ömrüm boyunca yanında arkanda durucam. Seni asla burda, bu karanlık dünyada yetiştirmicem"
Alide parmağımla oynuyordu, tüm odağı parmağımdaki yüzükteydi, oynuyodu kendi kendine
Hiç dışarı çıkmak istemiyodum. Ne onun nede o iğrenç kadınla yüz yüze gelmek istemiyodum. Görürsem dayanamam yüzlerine vururum iğrençliklerini buda bana zarar olur. Bu oyunu bu kadar ilerletmişken vazgeçemem, herşeyi mahvedemem
Ali ağlamaya başlayınca acıktığını anlamıştım. Oğlum büyüdükçe iştahı pek açılıyodu
" Gel bakalım yakışıklı anne seni doyursun"
Aliyi kucağıma alıp ayağa kalktığım zaman kapı açılmıştı. O tarafa döndüğümde gördüğüm yüz tüm gemilerimi yaktırıcak dereceye getiriyodu beni
Savaş. Altında sadece siyah bi eşofmanla kapıda duruyodu. Allahım bide yüzsüz
Savaş " Güzelim nerdesiniz niye inmiyosunuz?"
" Ali üstünü ıslattı onu değiştirmeye getirdim. Oyuncaklarınıda görünce gelmek istemedi"
Savaş bi süre bana bakıp içeri girdi. Haydaaa defolup gitsene ya ne geliyosun
Yanımıza geldiğinde yine yanında kısa duruyodum maalesef. 1.90 boyu var nerdeyseSavaş " Aslanım gel biz seninle inelim"
Ali çok mızmızdı gülmüyodu bile, çünkü açtı
Savaş " Neden böyle yapıyo bu?"
" Karnı aç Savaş" Savaşın tek kaşı havalanırken mavi koltuğa oturup yayıldı.
Savaş " E doyur o zaman" bu seferde benim tek kaşım havalandı. Ne yani çıkmicakmı? Bu durum beni biraz geriyodu. Onu nasıl doyurucağımı biliyo neden çıkmıyo? Ah tabi çünkü zaten o bi sapık bu durumlar ona bayram gibi
" Sen şey yap in, ben doyurucam Aliyi yatırıp gelirim"
Savaş kolumdan nazikçe tutup yanına oturttu. Gözleri çok kararlı bakıyordu hiçte gidici gibi değildi
Savaş " Otur ve Aliyi doyur Rojin, kaçmaya çalışma, o çocuğu nasıl yaptık unuttun herhalde, ama zevkle hatırlatabilirim sana"
Saçımın bi tutamını kulağımın arkasına sıkıştırıp konuştu. Yutkundum, istemiyorum ama Savaş bana bu kadar inanmışken inancını kaybetmem sadece bana zarar
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTSAK
Teen Fiction-YAPMA NOLUR YAPMA YAPMA DUR ARTIK YETER ALLAH AŞKINA DUR DUR! Tüm evi inleticek çığlığım depoda yankı yaparken onda hiçbi etki yaratmamıştı hala canice sandalyeye bağladığı adamın dişlerini kerpetenle sökmeye devam ediyodu Adamın acı dolu feryatlar...