"Nasıldı ilk günün Jeongin?"
Annesi, babası ve abisi arasından çabuk davranıp soruyu ilk soran Jeonginin abisi olmuştu. Annesi onu gelir gelmez sıkmak istememişti ki zaten geldiğinde yemeğe başlamışlardı.
"Aslında biraz kötüydü ama sonra çok güzeldi."
Acıkmış Jeongin bir çırpıda konuşup yemeğinden bir lokma daha aldı.
"Nasıl yani neden kötüydü oğlum?" Babası konuştu. Annesi ona göz devirir gibi yaptı ve daha iyisini sordu.
"Gününü ne güzelleştirdi Jeonginciğim?"
"Chan hyung."
Çocuk çok acıkmıştı. Konuşarak vakit kaybetmek istemiyor gibi kısa cevap veriyordu.
"Oğlum boğulacaksın, sakin ye." Babası gerçekten boğulacağından şüphelenmişti.
"Jeongin parkta oynadığında bile bu kadar acıkmıyorsun canım. Okulda birşey yemedin mi yoksa?"
Jeongin duraksayıp göz ucuyla soru soran annesine baktı. Cevap vermeden yemeğine geri döndü. Yavaş yavaş doyuyordu bu yüzden sakince yiyordu şimdi.
"Heyecandan midem bulandı anne yiyemedim. Chan hyung beni zorladı ama kusacak gibi hissettim yiyemedim."
Masadakiler Jeonginin masumluğuna gülmüştü
"Alışırsın tatlım, sorun değil."
Yemeğe devam ederken babası konuştu
"Chan hyung'u kim?"
"Christopher Bang. Parktaki çocuklar Chan diyor." Annesi bugünkü olanları ve Jeonginin kendisine anlattıklarını kimseye söylememişti. Fırsat olmamıştı henüz. Olsa da doğru an ne zamandı bilmiyordu. Onun da kafası karışmıştı.
"Ah, o son sınıfta değil mi? Jeongin'e göz kulak mı olmuş? Çok akıllı bir çocuk. Ailesi çok iyi olmalı."
"Ne demezsin." Dedi annesi kocasına. Birden çıkmıştı ağızından. Gülümsedi sonra. Bunu kocasına anlatacaktı, daha sonra.
"Ne yaptınız bakalım?"
"Ben birazcık korktuğum için bana sarıldı, elimi tuttu ve alışana kadar teneffüslerde benimle olacağını söyledi. İki teneffüs gelmedi. Sıramda oturdum o zaman da Beomgyu ve Jungsuyla tanıştım. Bir de anne biliyor musun, Chaeryeongla aynı sınıftayız. Sınıfa Yeji noona geldi teneffüste. Onunla birlikte Hyunjin hyung ve Jisung hyung da geldi tabii. Yine kavga ettiler. Felix hyung, Hyunjin hyungu kolundan çekip giderek bitirdi kavgayı."
Çocuğun tek nefeste konudan konuya atlayarak anlattıklarıyla anlamışlardı karnının doyduğunu. Bu topladığı enerjiyle en az yarım saat susmadan konuşurdu şimdi.
"Chan hyung'un geldi mi sonra?"
"Evet baba, geldi. Bana tuvaleti ve kantini gösterdi. Birşey olduğunda ona söyleyebilirmişim. Diğer teneffüslerde bahçedeydik. Ben sınıf arkadaşlarımla oyun oynadım. O da oturup beni izledi."
"Gitmesini söyleseydin neden başında beklettin? Kendi başına arkadaşlarınla oynayıp onlarla tanışabilirsin Jeongin."
"Söyledim. Gidebilirsin dedim. İstemedi. Oturdu."
Bayan Yang'ın dikkatini çekmişti tabii ki de bu.
Kapının çalmasıyla herkes duraksadı. Annesi kapıyı açmaya giderken Jeongin de peşine takıldı.
Kapı açıldığında bay Bang telaşlı şekilde kucağında tuttuğu Hannah'ı yere bıraktı. Dengede durmakta zorlansa da yürümeye alışıyordu minik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
little love // jeongchan
FanfictionJeongin ve Chan çocukluk arkadaşlarıydı. ~~ Jisung dizlerine yapışan kumları önemsemeden eve koştu. Nefes nefese kalmıştı. "Anne! Anne! Chan hyung! Chan hyung Jeongin'i ağızından öptü!"