"Felix geldi Chan hyung."
"Tamam Jeongin. Direkt içeri gelin."
"Tamam." Diye onayladıktan sonra kapıya gitti Jeongin.
"Hoşgeldin Felix hyung!"
"Hoş buldum Jeongin."
Sarıldılar.
"Bu kadar büyüdüğünü görmek beni çok yaşlı hissettirdi."
Güldü Jeongin sadece.
"Hadi gel içeri, herkes içerde."
"Herkes mi? Çok mu geç geldim?"
"Yok hayır, yeni toplandık."
İçeri yürüdüler. Odaya giren her yeni birine yaptıkları gibi kalkıp sarılarak selamladılar onu da. Felix de bir köşeye oturdu. Yeji buradaysa ve herkes gelmişse Hyunjin de burada diye düşünerek etrafa bakındı. Lavaboda mıydı? Jisungun yanındaki kimdi?
"Felix, Minhoya yiyecek gibi bakıyorsun. Tanıştırayım, erkek arkadaşım."
Jisung konuştuğunda Felix daldığını fark etti. Kendine gelip cevap verdi hemen. Dana sonra idrak etti erkek arkadaşım dediğini. Nasıl tepki vermeliydi ki?
"Ah, üzgünüm öyle baktığım için. Tanıştığıma memnun oldum."
"Hala çok sessizsin Lix." Dedi yakınında oturan Changbin Felixe. Diğerlerinin sohbeti, onların birbirine fısıldamasını bastırıyordu.
"Öyle miyim?"
"Öylesin ama bu bir sorun değil. Dert etme."
Felixin bunu duymaya ihtiyacı varmış gibi rahatladı.
"Hyung bir şey soracağım."
"Tabii Felix." Changbin Felixi rahat duymak için biraz daha yaklaştı
"Yeji burada, Hyunjin nerede?-"
"Felix!" Diyerek onu böldü Chan. Felix ona dönünce devam etti.
"Mutfağa gelir misin benimle? Birinin yardım etmesi gerekiyor ve bence burda en beceriklisi sensin."
"Hey! Minho da mutfakta iyi!" Jisung kendisine değil, sevgilisine atılan laftan rahatsız olmuştu.
"Ama o misafirimiz, Jisung."
Felix ayağa kalktı.
"Tabii hyung. Edeyim yardım." Chana sorması daha mantıklı gibi gelmişti. Gittikçe içini rahatsız eden birşey vardı. Yejiyle de göz temasından kaçındı. Telefonuna neden ulaşamadığını soracaktı, eğer aradıysa tabii. Uydurma bahane gibiydi babasının Felixin hattını değişmesi.
Ama bahane değildi. Üvey babası taşındıktan sonra çok değişmişti. Her şeyini değiştirdi Felix istemese de.
Mutfağa gittiler. Bir umut Hyunjini orada görmeyi istemişti. Görür görmez kollarına atlamak, özlediği kokusunu almak istiyordu onun. Ama mutfakta da yoktu.
"Felix, hasta değilsin değil mi? Halsiz görünüyorsun."
"Hayır hyung her zamanki halim."
"Hayır her zamanki gibi değil, yani eğer parktaki zamandan bahsediyorsan. Parkta sessizdin, sakindin. Ama şimdi halsiz görünüyorsun. Hasta gibi."
"Yok hayır endişelenme hyung, birşeyim yok."
"İyi o zaman. Bir şey olursa söyle yine de."
"Şey hyung..." dedi Felix tereddütle. Öğrenmek istiyordu Hyunjin nerede ama korkması gerekiyormuş gibi hissediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
little love // jeongchan
Fiksi PenggemarJeongin ve Chan çocukluk arkadaşlarıydı. ~~ Jisung dizlerine yapışan kumları önemsemeden eve koştu. Nefes nefese kalmıştı. "Anne! Anne! Chan hyung! Chan hyung Jeongin'i ağızından öptü!"