↣ 13

185 31 34
                                    

Oy ve yorumlarınızı unutmayın lütfen🙏🏽

Titreyen ellerimi yumruk yapıp yüzüne baktım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Titreyen ellerimi yumruk yapıp yüzüne baktım. Öfkeden çok endişeli bir şekilde yüzüme bakıyordu. "Bizi mi dinliyordun?" Başımı dikleştirip yüzüne baktım. "Kısmen, kulak misafiri oldum diyelim." Kaşlarını çatıp bir adım bana doğru geldi.

"Ne kadarını duydun?" Sesi tedirgindi. Kollarımı önümde kavuşturup ağırlığımı sağ ayağıma verdim. Kaşlarım çatılsa da sorusunu cevapladım. "Her şeye ve herkese rağmen," dedim tıpkı onun gibi daha vurgulu. Arkasından çıkan Jimin'e gözüm kayınca yumuşak sesimle devam ettim. "Sadece bu cümleyi duydum sevgilim, neden sordun ki?" Aniden kendine gelmiş gibi başını iki yana salladı.

Beni kendine çekip elini belime yerleştirdi. "Merak." Diye beni geçiştirdikten sonra salona geçtik.

Gözlerimi kapatınca ait olduğum bir dünya vardı, açmak istemiyordum. Orada yıldızların örttüğü yalnızlığımın siyah çarşafa sarılı bedeni duruyordu. Ete kemiğe bürünen korkularım, korkusuz yanımı besliyordu. Eksikliğini hissettiğim her şeyin yok oluşuma davetiye çıkarttığını biliyordum, buna rağmen sadece izliyordum.

Tıpkı şu an olduğu gibi. Balkonun soğuk zeminin de şimşeklerle  aydınlanan geceyi izliyordum. Gözlerimi kamaştıran ışıktan birkaç saniye sonra gelen sesi dinledim, istemsizce bacaklarımı kendime daha çok çekip kollarımı sıkılaştırdım. Kendimden başka kimsenin yardım etmeyeceğinin verdiği bilinçle, kendimi korudum korkularımdan.

Ne kadar süre geçti bilmiyordum ama odamda bıraktığım telefonumdaki sesle açık bıraktığım kapıdan içeri girdim tekrar, üstümdeki su damlalarını saçarak. Islak parmalarımı yatağımın çarşafında kurulayıp sinir bozucu alarmı kapattım. Saat 07.00'ydi. Okul için hazırlanmam gerekiyordu. Bin türlü hayallerle girdiğim okuldan iki haftada nefret eder olmuştum. Hayatın her seferinde planlarımı elimde patlatması, Tanrının bile beni kabul etmediğini düşündürüyordu.

Titreyen dudaklarımla ruhsuzca güldüm. Dolabımdan askıdaki okul kıyafetlerimi alıp kapısını kapattım ve odamdaki banyoya girdim. Saçlarımı kurutup ruhsuz yüzüme baktım. Bu süreçte iyice zayıflamıştım, resmen kemiklerim görünüyordu. Korkulu bakışlarımı tartıya çevirsem de çıkmaya cesaret edemedim. Zorluklarla aldığım kilolar bu kadar kolay bedenemi terk etmemeliydi, güce en çok ihtiyaç duyduğum bu dönemde gittikçe küçülüyordum.

Küçükken, yani buraya yeni taşındığımız zamanlar zayıflığımdan dolayı hem okulda hem arkadaşlarım arasında oldukça zorbalığa maruz kalmıştım. Öyleki bir süre evden eğitim görmüş okula gitmeyi reddetmiştim. Şimdinin aksine korkak bir çocuktum, gerçi şu an da tam olarak cesur sayılmazdım, yaşadıklarımı dillendirmeyi de hatırlamayı da reddetsem de derinlerde bir yerde yatan hırsımı hissedebiliyordum. Şimdiki intikam ateşimde o küçük kızın intikamından başkası için değildi, küçük Pranpriya bugünleri hep hayal ediyordu.

Throne Wars | Taelice + Jacklisa Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin