↣ 2

790 89 108
                                    

Okul çıkış zilinin ardından kalabalık arkadaş grubumuzla bu akşam yeni açılan bir bara gitmek için sözleşmiş ve evlere dağılmıştık hemen

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



Okul çıkış zilinin ardından kalabalık arkadaş grubumuzla bu akşam yeni açılan bir bara gitmek için sözleşmiş ve evlere dağılmıştık hemen.


Biz kızlarla benim arada yalnız kalmak için kullandığım eve gelmiştik hazırlanmak için. Açılan mekan sosyetenin oldukça tanınan iş adamlarının birinin oğluna aitti. Gelecek kişiler de son derece elit ve zengin olacaktı bu yüzden. Yani okulun tüm zenginleri de orada olacak demek oluyordu. Ve bu benim gövde gösterisi sergileyebilmem için müthiş bir fırsattı.

"Nasıl bu kadar güzel olabilirsin?" Hayran bakışlarını üstümde gezdiren arkadaşıma sadece gülümsedim. Bu cümleyi duyana kadar çektiğim tüm acıları silip atmak istercesine, sadece gülümsedim.



Uzun siyah çerçeveli aynamın karşısına geçtim ve kendime son kez göz attım. Siyah vücuduma yapışan kalın askılı mini bir elbise giymiştim. Altıma yine iddialı celine markalı çizmelerimi giymiştim. Gözümde siyah dumanlı bir makyaj ve dudağımda bordo mat rujum vardı. Uzun sarı saçlarımı açık bırakmış ve hafif dalgalandırmıştım.


Tam anlamıyla Lalisa Manoban olmuştum bugün. Gözlerimdeki parıltılar yavaşça söndü ve ifadesiz yüzümle kızlara doğru döndüm. Rosie yeni boyadığı pembe saçlarına uygun etekleri tül fırfırlı pembe rengi bir elbise giymişti. Ayağında yüksek topuk aşırı havalı sandaletleri vardı. Jisoo da asil soylu güzelliğini öne çıkaran derin yırtmaçlı kırmızı elbisesini giymiş, ayakkabı olarak da ince topuklu ayakkabılarını seçmişti. İkisi de Kore güzellik standartlarının üstündeydi.


"Sizden gözlerimi alamıyorum." Dedim bu sefer hayran bakışlarla bakan ben olurken. İkisi de nazikçe kıkırdadı. "Senin yanında sönük kalacağız diye korktuk doğrusu." Bu lafı duyduğum kişi Kim Jisoo'ydu. Kore'nin en güzel gençlerinin başını çeken bu kız bana senin yanında sönük kalkmaktan korktum diyordu. Gür bir kahkaha attım ve başımı iki yana salladım.

"Of tamam birbirinizi övmeniz bittiyse artık gidelim. Jimin beni bekliyor." Rosie uzun süredir düzenli ilişkisi olan Jimin'in adını ağzına alınca kaşlarım çatıldı. Çünkü aklıma ister istemez yakın arkadaşlarından olan Kim Taehyung gelmişti. Alaycı sırıtışı zihnimde canlanırken kaşlarım daha çok çatıldı. Bir senedir çevremde olan bu çocuk neden şimdi benim zihnimi bu kadar meşgul ediyordu bilmiyordum ama bunu sadece aynı okulda aynı uğurda savaşacak olmamıza bağlıyordum.


"Namjoon, biraz gecikeceğini söyledi o yüzden ben bekleyeceğim." Namjoon? Tanrım! Çevrem onun çevresiyle kuşatılmıştı resmen. Ve benim her şeyi daha yeni fark etmem sadece kötü bir tesadüftü.

Sonra telefonuma gelen bildirim sesiyle düşüncelerimden sıyrıldım ve gelen mesaja baktım.

Jackson: Aşağıdayım, beş dakikan var.

Elimde olmadan kalbim hızlanırken hemen kızlara döndüm.

"Jackson aşağıda beni bekliyor partide görüşürüz o zaman." Dedim ve cevap vermelerine fırsat vermeden hemen merdivenlerden inip evden çıktım. Nefes nefese kapının önünde son kez kendime baktım. Kızarmış yanaklarım ve parlayan gözlerim dışında değişiklik yoktu.


Throne Wars | Taelice + Jacklisa Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin