Bugün Erkan beyin hastası gelecekti. Son randevum onunlaydı...Randevu saati gelip çatmış, kapım tıklanmıştı. ' gel ' diyerek bağırmıştım.
İçeri giren kişiyle kalbim hızlanmıştı. Aman Allahım bu nasıl bir güzellikti. Kızıl saçları, çilleri, mavi gözleri ve kırmızı dolgun dudakları ile özenle yaratılmıştı sanki.
Kendime gelip yanında duran kişilere - büyük ihtimalle anne ve babası - oturmalarını işaret ettim.
Önüme çekinerek oturan bedene kısaca bakıp bilgisayarda bilgilerine baktım.
" şikayetiniz neydi? " Diye sordum.
Babası hemen atlamıştı.
" durmadan kalbim ağrıyor falan diyor. Doktora götürdük ama doktor kalbinde bir sıkıntı yok diyor. Bence ilgimizi çekmek istiyor " diyen adamla derin bir nefes aldım.
" bakın kalp rahatsızlığının şakası olmaz. Eğer bir birey kalbinde bir rahatsızlık hissediyorsa hemen doktorla görüşmelidir. Dikkat çekmek isteyen biri olsa bile bakılır " dedim.
Adam suspus olmuş bir şekilde oturmaya başlamıştı.
" öncelikle birkaç tahlil isteyeceğim. Başka bir şey söylemek istiyor musunuz? " Diye sordum.
Ailesi ' hayır ' derken hastam sadece elleri ile oynamıştı. Onlara birkaç bilgi daha verip tahlil için gönderdim. Sekreterime bakınca kaşlarının çatılı olduğunu gördüm.
" ailesi garipti değil mi? " Diye sordum.
" öyle doktor bey, özellikle hasta hastalığı hakkında bilgi vermedi ve ailesi onun adına konuştu. Sanki ne bileyim doktor bey. Bir şeyler yanlış gibi " dedi.
Kafamı salladım ve ona hak verdim. Yakında çıkardı kokusu...